Davutoğlu'nun zor koalisyon kararı MHP mi CHP mi?
Abone olBaşbakan Ahmet Davutoğlu MHP'yle koalisyon için bir zamanlar Türkiye’nin en önemli meselesi gördüğü Kürt çözüm sürecinin devamından vazgeçer mi? İşte Davutoğlu'nu bekleyen zor koalisyon kararı...
İNTERNETHABER.COM-7 Haziran seçimlerinin ardından
gündemin bir numaralı maddesi haline gelen 'koalisyon'
tartışmaları, TBMM Başkanlığı seçiminin ardından yeni bir boyut
kazandı. Seçimdeki düşüşün ardından Meclis Başkanlığı seçmi
öncesinde 'iyi bir takım oyunu' oynayarak, CHP lideri Kemal
Kılıçdaroğlu'nun 'yüzde 60'lık' olarak belirttiği 'bloğu' kıran ve
muhalefete kendilerinin dahil olmadığı bir koalisyon seçeneği
bırakmayan AK Parti, gitgide yaklaştığı 'koalisyon' kavşağında ya
MHP ya da CHP'yle yola devam edeceğini açıkça belli etti. HDP
koalisyon senaryoları kapsamında oyun dışı kaldı.
AK Parti, ya MHP ile koalisyona gidecek, ya da Kürt çözüm
sürecine devam edecek... Peki Davutoğlu bu durumda
tercihini hangi kritik durumdan yana yapacak?
Başbakan Ahmet Davutoğlu koalisyon konusunda henüz bu yol
ayrımına gelmemiş olsa da, süreç hızla yaklaşıyor. Radikal'in
Ankara temsilcisi Murat Yetkin, bugünkü yazısında, Davutoğlu'nun
koalisyon sürecindeki stratejisine ilişkin kritik analizlerde
bulundu.
AK PARTİ KİMİNLE KOALİSYON KURACAK?
etkin'e göre, AK Parti-MHP ihtimali zayıflıyor, AK Parti-CHP ve
yeniden seçim ihtimalleri artıyor...
İşte Yetkin'in kaleminden kritik 'Davutoğlu'nun zor
koalisyon kararı'na ilişkin o analiz:
(...)
Görünüşte seçimi koalisyon ortağı olarak CHP lideri Kemal
Kılıçdaroğlu ile mi, yoksa MHP lideri Devlet Bahçeli ile mi
anlaşmak istediği arasında olacak.
Oysa bir de Kürt meselesi var: Davutoğlu’nun yaklaştığı kavşakta
bir yol MHP ile koalisyona gidiyor, diğer yol Kürt çözüm sürecine
devama.
***
Dün İmralı heyeti bir açıklama yayınladı. Hükümetten sürecin
yeniden canlandırılmasını, Abdullah Öcalan’la toplantılarına
yeniden izin verilmesini istediler; vakit hala çok geç değildi,
çıkış yolu mümkündü.
Tabii başka şeyler de söylediler.
Mesela son günlerde Suriye sınırına yığınak yapan Türk ordusunun
Suriye’ye, özellikle de PYD kontrolündeki alana girme endişesini
dile getirip, hükümete kitlesel gösteriler başlatmakla aba altından
sopa gösterdiler.
***
HDP kaynaklarına göre, bu açıklamayı yapmadan önce hükümet ile
temasa geçmişler, işi kamuoyu dikkatine getirmeden çözmeyi teklif
etmişlerdi.
Aldıkları yanıtın, AK Parti’nin koalisyon ortağı belli olmadan
süreci canlandırılmayacağı yönünde olduğu anlaşılıyor.
***
Bu yaklaşımın bir mantığı var elbette.
Davutoğlu Nisan başında, 7 Haziran seçim kampanyası başlarken
askıya aldığı Kürt çözüm sürecini bugün başlatsa, Bahçeli ile
koalisyon görüşmesi yapmasının dahi anlamı kalmayacak.
Çünkü MHP’nin birinci şartı “çözülme süreci” olarak
andıkları Kürt çözüm sürecinin son bulması.
***
Madalyonun diğer yüzünde Kürt çözüm
süreci MHP ile koalisyonu mümkün kılmak için durdurulursa
olabilecekler var.
Malum, dönemin başbakanı Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 2012’de
MİT üzerinden Öcalan ile diyalogu başlatmasından bu yana, 6-7 Ekim
gibi bazı aykırı durumlar dışında sistematik öldürmeler durdu;
cenaze siyaseti gündemden kalktı.
Diyebilirsiniz ki, o devir geçti, PKK artık saldırıları yeniden
başlatmaz. Ama bu PKK’nın üstelik son iki yıldır IŞİD’e karşı
Suriye’deki Kürt bölgesinde, Rojava’da aktif savaş ortamında
eğittiği binlerce militanı olduğu ve şimdi Türkiye’nin Batısında da
ciddi bir ağa sahip olduğu gerçeğini değiştirmez.
Üstelik Suriye ve Irak’taki durum giderek vahimleşirken bu durum
Türkiye’nin güvenlik denklemini zorlaştırır.
***
Sadece onu zorlaştırmaz, bunun bir de koalisyon
görüşmeleri boyutu var.
Gerçi Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş önceki akşam
MHP’ye hitaben kırmızı çizgiden söz edilecekse 7 Haziran’da
seçmenin verdiği “Sürece devam” mesajının da bir kırmızı çizgi
sayılabileceğini söyleyerek bir anlamda AK Parti’deki Kürt
sürecinden söz etme orucunu bozdu.
Ama Davutoğlu bugün sürece yeşil ışık yaksa, Bahçeli
sert karşılık verebilir ve bu da Davutoğlu’nun elini
Kılıçdaroğlu’na karşı zayıflatır.
Çünkü o zaman MHP Davutoğlu’nun oyun planından düşer ve seçenekleri
CHP ile koalisyon ya da yeniden seçime gitmekle sınırlanır.
***
Burada başka bir boyuta da
geçebiliriz.
Türk ordusunun tek taraflı, yani uluslararası hukuk ve camiadan
bağımsız olarak Suriye’ye girişine karşı olduğu artık bilinen
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel emekli oluyor.
Yüksek Askeri Şura’nın (YAŞ) 1-4 Ağustos’ta yapılması beklenen
toplantısının bu sene ayrı bir önemi var.
Sadece Suriye, Irak, IŞİD, PKK nedenleriyle değil;
Ergenekon ve Balyoz davalarının geldiği nokta nedeniyle
de.
***
O nedenle Davutoğlu hem Kürt sürecine YAŞ sonuna dek dokunmayı
tercih etmeyebilir, hem de belki koalisyon
görüşmelerinde sonuç aşamasını YAŞ sonrasına ertelemek
isteyebilir.
Doğrusu Davutoğlu bu konuda dikkatli adımlar atıyor.
Meclis Başkanı seçilen İsmet Yılmaz’ın yerine Savunma Bakanlığı
koltuğuna o koltukta daha önce oturmuş, askerlerin de muhalefet
partilerinin de sürpriz bir adım beklemeyeceği Vecdi
Gönül’ü yeniden ataması bunu gösteriyor.
***
Bu tablo, Davutoğlu’nun zor kararını ertelemekte
şimdilik başarılı olduğunu
gösteriyor.
Bunda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın CHP eski genel başkanı Deniz Baykal
üzerinden yaptığı Meclis Başkanlık seçimi hamlelerinin geciktirici
etkisini de görmek lazım; AK Parti hâlâ iyi takım oyunu
oynuyor.
Ama o gün bir şekilde gelecek ve Davutoğlu ya bir
zamanlar Türkiye’nin en önemli meselesi gördüğü Kürt çözüm
sürecinin devamından, ya da MHP ile koalisyondan yana tercih
kullanacak.
***
Sizce hangisini seçecek?