Davutoğlu'nun Pensilvanya ziyareti için izni ben verdim
Abone olCumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Almanya ve Belçika ziyareti sonrası uçakta gazetecilere açıklamalar yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, gazetecilerin Başbakan Ahmet
Davutoğlu'nun Pensilvanya ziyaretinin gündeme gelmesinin ardından
11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'le aralarında geçen diyaloğun
sorulması üzerine "Benden bu konuda izin almıştır ve oraya
gitmiştir. Fakat Cumhurbaşkanı’mızla bu konuyu görüştüler mi
doğrusu bilmiyorum. Kaldı ki zaten oraya gitmesi konusunda izin
alması gereken makam benim" dedi.
İşte Erdoğan'ın Almanya ziyareti sonrası yaptığı açıklamalar:
İZİN ALMASI GEREKEN MAKAM
BENİM
Bizim bu noktada kelime yanlışına düşmemiz doğru olmaz. Ahmet
Bey’in Pennsylvania’ya gitmesinden benim bilgim var. Benden bu
konuda izin almıştır ve oraya gitmiştir. Fakat Cumhurbaşkanı’mızla
bu konuyu görüştüler mi doğrusu bilmiyorum. Kaldı ki zaten oraya
gitmesi konusunda izin alması gereken makam benim. Hem genel
başkanı olduğum partinin bir mensubu olması, aynı zamanda o dönemde
Başbakan olmam hasebiyle.
O aralar zaman zaman milletvekillerimizi Pennsylvania’ya götürme
âdeti başlamıştı. Bazen bakan da götürüyorlardı. Tezgâh derin,
hedefler farklı, bunlar muhtemelen daha sonraki günlere yönelik
adımlardı. Tabii bir dönemden sonra ben, arkadaşlara
“Pennsylvania’ya gitmeyeceksiniz” demeye başlamıştım. Çünkü
rahatsız olmuştum. Fakat Ahmet Bey’in gidişi, hatta Zafer
(Çağlayan) Bey de gitmiştir. Bunlar bilgim dahilindeydi. Ahmet Bey
döndükten sonra görüşmenin içeriğini bana anlatmıştı. Görüşmenin
içeriğini söylemem doğru olmaz. Abdullah Bey’le aralarında ne
geçmiştir bilmiyorum.
SURİYE MESELESİ
-Suriye’yle ilgili “Savaşa gireceğiz” iddiası ortaya
atıldı. Diğer iddia ise Suriyeli muhaliflere yardım için Suudi
Arabistan’la anlaşma yaptığımız yönünde. Bu iddialarla ve
eğit-donat programıyla ilgili neler söylemek istersiniz?
Bu iddiayı ortaya atan zat, esasen ortaya bir yalan attı. Aynı gün
Genelkurmay Başkanı’mızla haftalık rutin ziyaretimiz vardı. O da
tabii şakayla karışık, “Şu anda Suriye’ye bir harekât yapacak olan
ordunun komutanının, Sayın Cumhurbaşkanı’nın yanında ne işi var”
dedi. Bu tür iddialar ortaya atılması, bunların devlet yönetiminden
çok uzak olduklarını gösteriyor. Ama dediğim gibi bu iddia doğru
değil. Suudi Arabistan, Türkiye, Katar ve koalisyon güçlerinin
elbette bazı çalışmaları var. Eğit-donat çerçevesinde bir
çalışmadır. Eğit-donatı şu an ABD bizimle paylaşmış vaziyette. Bu
konunun içinde Suud’un da Katar’ın da buna uygun bakış açısı var.
Ama Suriye’de ne tür bir takvim izlenecek, onu önümüzdeki aylar
belirleyecektir.
‘MİLLET KURUSIKI ATMAYA PRİM
VERMEZ’
-Muhalefetin verdiği ekonomik vaatlerin toplum nezdinde bir
karşılığı var mı sizce?
Ben halkımızın bu tür kurusıkı atma olayına değer verdiğini
zannetmiyorum. Bunlar asgari ücretin tanımını bilmiyorlar. Asgari
ücret aslında bir korumadır. Azami ücret yoktur burada. Yani siz bu
belirlediğiniz ücret üzerinden sigortasını, vergisini en az bu
ücret üzerinden vermek durumundasınız. Ama işveren bunu 2 bin de, 3
bin, 4 bin de yapar. Siz bu asgari ücreti 5000, 1800 ya da 1500
diye koyduğunuz anda fabrikalarda, özel sektörü söylüyorum, hemen
işçi sayılarında, istihdamda düşme başlayacaktır. O zaman ne
olacak, işsizlik gelecek.
-Bir gazetede çıkan habere göre Gezi’de aktif rol oynayan bazı
büyük holdingler, fasonculara ve tedarikçilere yaklaşık iki aydır
ödeme yapmıyorlarmış. Sanal bir “kriz var” atmosferi oluşturmak
için.
Bizde o tür bir bilgi yok ama o tür holdinglerin çok sayıda
olduğunu sanmıyorum. Geçenlerde en büyük grubun hizmet sektöründeki
otelinin önünde işten atılanlar bir gösteri yapmışlar, halen devam
ediyor. 90 küsur kişi. Ben bu gruba yakıştıramadım. Bu 90 kişiyi
hiç çalıştırmadan besleyebilirsin. Emeğe bir değer verin.
‘MİLLİ GÜVENLİKLE
İLGİLİ’
-Savcılık “Fethullahçı Terör Örgütü” dedi. Kırmızı
Kitap’a girmiş bir terör örgütü olduğunun belirtilmesine rağmen
medyaları aracılığıyla propagandayı
sürdürüyorlar?
MGK “legal görünüm altındaki illegal terör örgütleri” ifadesini
kullandı. Hükümetimiz de gerekli yerlere bunun bildirimlerini yaptı
ve tekrar MGK’da hazırlanan taslak ile Kırmızı Kitap’ı tüm
bakanlıklar, ilgili kurumlar gözden geçirdiler. Ve riyasetimdeki
Bakanlar Kurulu’nda değerlendirme yapıldı. MGK Sekreterliği son
halini tekrar Başbakanlık’a gönderdi ve son hali de bugün yarın
gelmiş ve Kırmızı Kitap’a girmiş olacak. Kırmızı Kitap’a girdikten
sonra yargı mercilerinin de bakışı değişecek. Çünkü bu milli
güvenlikle ilgili bir durum.
Dünyada silahlı terör örgütleri olduğu gibi silahsız terör
örgütleri de var. Bu silahsız örgütlerin de kendilerine göre
stratejileri, taktikleri var. Bu mücadelede neler yapılabilir, ne
gibi adımlar atılabilir, süreç başladı. Yargıda olanları takip
ediyoruz. Bu ülkenin tarihinde yargı mensuplarından savcı veya
hâkim hiç tutuklanan oldu mu? Bu farklı bir olay. Bu tutuklama
süreci muhtemelen diğerleriyle devam edebilir. Adana ve Hatay’daki
TIR’larla ilgili olarak Batı’nın yaklaşımını savunan bazı köşe
yazarlarımız var. Ben Cumhurbaşkanı olarak söylüyorum: Hiç kimse
“MİT, El Kaide’ye silah gönderdi” diyerek, bu tür iftiralar atarak,
istihbarat teşkilatımızı zan altında bırakamaz. Eğer haysiyetleri
varsa, ispatla mükelleftirler.