Davutoğlu'ndan Öcalan için üç şart!
Abone olBaşbakan Davutoğlu'nun başkanlığında toplanan Akil İnsanlar Heyeti, taleplerini iletti.
Başbakan Davutoğlu, Dolmabahçe'deki 10 saatlik Akil
İnsanlar Heyeti toplantısında, Öcalan'ın doğrudan kamuoyuna mesaj
iletmesiyle ilgili teklifi değerlendirdi. Davutoğlu, kamu düzeni
sağlanmadan ve normalleşme olmadan heyetin Öcalan ile görüşmesinin
mümkün olmayacağını söyledi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun Kürt sorununa çözüm süreci kapsamında Dolmabahçe'deki çalışma ofisinde biraraya geldiği Âkil İnsanlar Heyeti'yle toplantısı saat 12.30'da başladı, bittiğinde saat 23.00'e yaklaşmıştı. Heyet üyelerinin dile getirdiği konuların başında, Abdullah Öcalan'ın görüşlerinin aracılar üzerinden değil de doğrudan doğruya, süzgeçten geçirilmeden kamuoyuna iletilmesinin sağlaması geldi. Bazı üyeler Akil İnsanlar Heyeti'nin İmralı'ya gitmesini önerdi.
ÖCALAN TEKLİFİNE NET CEVAP
"Öcalan’ın mesajlarının doğrudan ulaştırılması konusunda hükümetin yaklaşımı nedir?" sorusuna Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun verdiği yanıtı çıkışta toplantı katılımcılarından Fuat Keyman gazetecilere şöyle aktardı:
"Şu anda kamu düzeni sağlanmadan belli bir normalleşme sağlanmadan bu tür konularda adımlar atılmayacağı vurgulandı. Eğer kamu düzeni sağlanırsa normalleşme olursa Âkil İnsanlar Grubu'nun farklı oluşumlar içinde çözüme katkı verecekleri bu tür toplantıları tekrar yapacakları söylendi. Ama şu anda direkt temasların olmayacağı vurgulandı. Kamu düzeni sağlanmadan, normalleşme sağlanmadan Âkil İnsanlar Grubu olarak da İmralı ile görüşme gibi konularda devletin bu konudaki iradesinde bir zayıflama gibi görüleceği için şu anda mümkün görünmüyor."
Akillerin 10 isteği Akiller sürece ilişkin taleplerini de 10 maddede toparlayarak şöyle sıraladı: 1 Çatışmasızlığın devam etmesi. 2 Öcalan’ın cezaevi şartlarının iyileştirilmesi, sekreterya kurulması. 3 Süreci izlemek üzere ‘3. Göz’ kurulması. 4 Öcalan’la görüşme çeşitliliği sağlanması. 5 Tarafların ve hükümetin dilini değiştirmesi. 6 Negatif dil kullanılmaması. 7 Parlamentonun devreye sokulması. 8 Sivil aygıtların devreye sokulması. 9 Akil Heyetin yeniden yapılandırılması. 10 Toplumsal desteğin güçlendirilmesi. |
Keyman, bugüne kadar olduğu süreçteki esas aktörlerin görüşmelere devam edeceğini söyledi. Keyman, "Çözüm sürecinde hükümetin iradesi devam ediyor. Fakat kamu düzeninin sağlanması, 6-7 Ekim olaylarının önemi, bu tür olayların olmaması kamu düzeninin sağlanmasının önemi de vurgulandı. Burada kamu düzeni dendiği zaman devlet otoritesi olmadığı kamu düzeninden; sokaklarda esnafın, insanların kahvelerde şehirlerde güvenliği ile ilgili bir anlayış olduğu" ifadesini kullandı.
"HÜKÜMETİN ÖNCELİKLİ TEKLİFİ KAMU
DÜZENİ"
Toplantıya katılan Can Paker ise toplantıda ki Akil İnsanların hepsinin aynı fikirde olmadığını ve açıkça fikirlerin dile getirildiğini söyledi. Paker toplantıyla ilgili şunları söyledi:
"Çok açık konuşuldu. Tabii ki Akil İnsanların hepsi aynı fikirde değil. Herkes sürecin başarılı olmasını sonuca gelmesini istiyor. Toplantılar yapacağız yine bu bir sivil inisiyatif olacağı için herkesin gelmesini bekleyeceğiz. Bütün siyasi aktörler ile tabii ki Abdullah Öcalan ile de konuşmalı. Ancak Başbakan'ın hükümetin görüşü önce kamu düzeninin sağlanması, üçüncü göz olarak ifade ediyorlar. Ama şu an bizden bekledikleri bireysel olarak objektif fikirlerimizi paylaşmak. Çalışma tarzı da tartışıldı ancak hükümet bu konuda hiçbir adım atmayacak kamu düzeni sağlanana kadar. Yakın bir tarihte toplantı görünmüyor. Anladığım kadarıyla hükümet önce saldırıların önlenmesi, kamu düzenin sağlanması ondan sonra barış görüşmesi... Akil İnsanlar görevini bitirmiş bir şey. Biz aslında tecrübe kazanmış insanlarız. Toplumun sürece katılması akil insanlarla sınırlı kalamaz. Kamu düzeninin sağlanmasından kasıt ise çatışma ve saldırganlık olmaması, 6-7 Ekim olaylarının bir daha akla gelmemesi."
ÖCALAN'IN SEKRETARYASI OLSUN
78'liler Vakfı Başkanı Celalettin Can, Abdullah Öcalan'ın
şartlarının iyileştirilmesi ve sekreteryası olması gerektiğini
toplantıda Başbakan Davutoğlu'na ilettiklerini belirterek, "Kendi
arkadaşlarıyla doğrudan iletişime geçmesi gerektiğini, akil
insanlarla da doğrudan görüşmesi gerektiği konuşuldu. Bu eğilim çok
güçlüydü" dedi.
Başbakan'ın gerek Kobani'yle, gerek de İmralı'yla ilgili
söylediklerini dinlediğini anlatan Can, "Olumsuz bir tepki
almadık" dedi.
"EN NİTELİKLİ TOPLANTI"
Akil İnsanlar Heyeti İç Anadolu Grubu Üyesi Prof. Dr. Doğu
Ergil de, bu kadar nitelikli bir toplantıya ilk defa şahit olduğunu
söyleyerek, "Akil İnsanlar denilen heyetin de şimdiye kadarki
çalışmalarında ve öğrendiklerinde çok ciddi bir tecrübe
kazandıklarını, doğruy ile yanlışı, duygusal ile akli olanı
ayırabilecekleri olgunluğa geldiğini gördüm ve umudum arttı"
dedi.
"KÜRT SİLAHLI KUVVETLERİ"
Sürecin sadece "devlet memurları" ile Abdullah Öcalan
arasındaki görüşmelerle sürdürülmesinin yanlış olduğunu vurgulayan
Prof. Dr. Ergil, "Birbirine sürten iki sert zemin, yani Türk
Silahlı Kuvvetleri ile 'Kürt Silahlı Kuvvetleri' veya siyasi bir
örgüt olan devlet ile Kürt siyasetinin temsilcileri şu anda
birbirlerine çok güveniyor gözükmemektedirler. O yüzden, bu güven
ortamının sağlanması, iki sert zeminin birbirine sürterek
yıpratmaması için, aranın açılması ve bu açılan araya da sivil
inisiyatifin girmesi, böylece şiddetin, öfkenin sesiyle değil;
aklın sesiyle, itidalin sesiyle bir gelecek oluşturmak ihtiyacı
dile getirildi" diye konuştu.
KAYNANASI "VATAN HAİNİ" GÖZÜYLE BAKMIŞ
Kayınvalidesinin Akil İnsanlar Heyeti'nde görev aldığı için
kendisine "vatana ihanet etmiş" muamelesi yaptığını ve ailesi
içinde müthiş bir gerilimin oluştuğunu söyleyen Prof. Dr. Ergil, bu
konuda kayınvalidesi ile hayranı olduğu Kadir İnanır'ı telefonda
görüştürdüğünü anlatarak, "Aileler içinde bile kutuplaşmanın
oluştuğu bir toplumda olumsuz enerjinin boşaltılması lazım. Bu
yolda bize düşen neyse, ama Akil İnsanlar Heyeti adı altında değil,
yeni görev tanımlarıyla oluşturulacak sivil toplum kuruluşlarında
yer almaya hazır olduğumuzu söyledik" dedi.