Davutoğlu'ndan kritik koalisyon tüyosu!
Abone olDavutoğlu, ulusa sesleniş konuşmasında "Milliyetçi Hareket Partisi ile de temaslarımız devam ediyor" açıklamasında bulundu.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, koalisyon görüşmelerinde CHP
ile ortak hükümet kurma zeminini sınandığı ve çalışmaların heyetler
üzerinden devam ettiğini açıkladı. MHP lideri Bahçeli'nin
koalisyona ışık yakan açıklamaları sonrası ilk kez MHP ile de
koalisyon için temasların sürdüğünü kaydeden Davutoğlu,
Türkiye'deki olumlu havanın bazı kesimleri rahatsız ettiğini
söyledi.
Davutoğlu ulusa sesleniş konuşmasına "7 Haziran
seçimlerinden sonraki bu ilk buluşmamızda ailelerinize,
evlatlarınıza güzel ve hayırlı günler diliyorum. Bu buluşmalarımız
aslında bir muhasebe imkanı da buluyor. 7 Haziran’dan bu yana
ayrıca mübarek Ramazan’ı idrak ettik, Bayramını da birlikte
yaşadık. Tekrar hepinizin Ramazanınızı tebrik ediyorum, güzel
günlerde nice bayramlara milletimizin ulaşması niyazında
bulunuyorum" sözleriyle başladı. Davutoğlu konuşmasında "Kişisel
çıkarlarımız bir kenardadır, parti çıkarlarımız ertelenebilir,
ertelenmeyecek yegane şey ülkemizin geleceğiyle ilgili atılacak
adımlardır." ifadesini kullandı.
Başbakan Davutoğlu, 7 Haziran seçiminin her şeyden önce
demokratik usullere uygun bir şekilde ve barış ve huzur içinde
gerçekleştiğine işaret ederek, bu seçimlerin yönetiminde katkıda
bulunan bütün yetkililere, sandıklara barış içinde giden
vatandaşlara teşekkürü bir borç bildiğini söyledi.
"Örnek bir seçim yaşadık. Neticeleri ne olursa olsun bu seçimin
oluş süreci güzel bir örneklik teşkil etti" ifadesini kullanan
Davutoğlu, şunları kaydetti:
"Neticeleri bağlamında da milli iradenin üstünde hiçbir iradeyi
kabul etmiyoruz. Hangi partiye hangi gerekçeyle oy vermiş olursa
olsun bütün vatandaşlarımızın tercihi başımızın üzerindedir. Güzel
olan şudur; modern, demokratik ülkelerde örneğine az rastlanır
şekilde yüzde 85’i aşan bir katılım gerçekleşti. Yine modern
demokrasilerde örneğine çok az rastlanır şekilde temsil kabiliyeti
yüzde 95’e ulaşan bir parlamentoya sahibiz. Dediğim gibi, bunlar
başlı başına önemli değerlerdir. Ülkenin huzuru, istikrarı,
kalkınması demokrasiye bağlıdır. Demokrasinin olmadığı yerlerde
nasıl büyük ıstırapların yaşandığı, halkın tercihlerinin göz ardı
edildiği durumlarda nasıl ülke geleceklerinin karardığının çarpıcı
ve açık örnekleri etrafımızda var. Demokrasiden kaçan Suriye başta
olmak üzere bölge ülkelerinde nasıl acılar yaşandığını görüyoruz.
Ülke birliğinin korunamadığı durumlarda ülkelerin gelecekleriyle
ilgili perspektiflerini, vizyonlarını nasıl kaybettiğini
görebiliyoruz, nasıl acılar yaşandığını hep beraber görüyoruz."
"AŞAMAYACAĞIMIZ GÜÇLÜK YOKTUR"
Türkiye’nin geleceğinin en büyük teminatının insan hak ve
özgürlüklerine dayalı demokrasi olduğuna vurgu yapan Davutoğlu,
"Biz bununla iftihar ediyoruz. Demokrasimizi yaşattıkça da aziz
vatandaşlarım, emin olunuz aşamayacağımız güçlük yoktur" diye
konuştu.
Geçmiş dönemlerde, demokrasi tarihine bakıldığında, otoriterleşme
ile kaos arasında çok çarpıcı bir gel-git yaşandığını ve o yılların
kaybedildiğine dikkati çeken Davutoğlu, şöyle devam etti:
"Tek parti iktidarlarından sonra, 50’li yıllarda demokrasiyle
açılan alan, o zaman cuntalar ve diğer yollarla ortaya çıkan
otoriterleşme eğilimleri sonucunda yaşanan 27 Mayıs darbesiyle bir
başka ifrata gitmişti. 60’lı, 70’li yılları 12 Mart muhtırasıyla
otoriterleşme ve demokrasiden uzaklaşma, ondan sonra da 70’li
yıllarda kaos dönemlerinin yaşandığı bir sarkaç içinde geçirdik.
80’li yıllarda 12 Eylül darbesi yine bir demokrasiden uzaklaşma
dönemini, arkasından gelen 90’lı yıllarda ise bir kaos ve ülkenin
geleceğini karartan terör olaylarıyla bunlarla birlikte gelişen
birtakım krizleri hep beraber yaşadık. 28 Şubat’ın demokrasiden
uzaklaşılan acı günleri hepimizin hatırasındadır,
hafızasındadır.
Bizler siyasi görüşlerimiz ne olursa olsun birleşmemiz gereken
temel unsur demokrasimizin korunması, milli iradenin tecelli ettiği
parlamentonun, yasama meclisinin görevini bihakkın yerine
getirmesidir. Eğer Meclis açıksa, eğer Meclis’te millet temsil
ediliyorsa, bu temsil kabiliyeti gerçekleşmişse başka yerlerde,
başka kanallarda, başka mahfillerde, başka mekanlarda millet
iradesine yönelik olarak yapılacak her tür çalışma milletin
iradesini göz ardı etmeyle sonuçlanır."
"ÇÖZÜM YERİ TBMM'DİR"
"Bugün Meclisimiz açık, bugün siyasi partiler bütün faaliyetlerini
özgürce yapabiliyorlar. Ülke için ne istiyorlarsa dile
getirebiliyorlar" diyen Davutoğlu, şunları söyledi:
"Eğer farklı kanaatlere sahiplerse en aşırı uçlara sahip olan,
anlayışlara sahip olan partiler de Meclis içinde yan yana
duruyorlar. Meselelerin konuşulacağı yer Türkiye Büyük Millet
Meclisidir. Meselelerin konuşulacağı yer meşru siyasi kanallar,
meşru siyasi mekanlardır. Bunları şunun için zikrediyorum: 7
Haziran’dan bu yana 2 önemli süreci bir arada yaşıyoruz. Birisi,
hükümet kurma süreci, bununla ilgili sizlere detaylı bilgi
vereceğim. İkincisi ise özellikle 20 Temmuz Suruç katliamından
sonra Türkiye’yi bir terör sarkacına, bir kaos girdabına sokmak
isteyen çevrelerle yürütmekte olduğumuz mücadele. Onun için
demokrasiyle başladım, demokrasiyle devam edeceğim, demokrasiyle bu
konuşmayı bitireceğim. Çünkü Türkiye, otoriter darbe dönemlerinde
ve kaostan beslenen terör odaklarının faaliyet yaptığı dönemlerde
yıllarını kaybetti. Eğer o yılları tekrar kaybetmeyeceksek, eğer
kardeş kavgalarını yaşamayacaksak, yegane teminat demokrasidir,
demokrasidir, demokrasidir. İşte onun için sizler hangi tercihte
bulunmuş olursanız olun hepinizin tercihleri başımızın üzerindedir
ve gelin hep beraber her yerde, her evde özgürlükleri konuşalım,
demokrasiyi konuşalım, meşruiyeti konuşalım."
Davutoğlu, "Birisi demokrasiye tehdit oluşturmuşsa hangi ideoloji
adına bunu yapmış olursa olsun hep beraber karşı çıkalım. Birileri
bir grup vatandaşın özgürlüklerini kısıtlayacaksa, hep beraber
anlaşmasam da 'onun özgürlüğü benim onurumdur' diyebilelim. Bunu
demediğimiz zaman ülkemize ve geleceğine kurulan tuzaklara teslim
olmak zorunda kalırız" şeklinde konuştu.
Başbakan Davutoğlu, 7 Haziran seçimi sonrasında yeni bir tablonun
ortaya çıktığını, 13 yıllık istikrarlı ve özgürlük-güvenlik
dengesini gözeten, demokratik hakları yayan ve demokratik haklarla
birlikte kamu düzenini koruyan istikrarlı bir dönemi yaşadıklarını
ifade ederek, bunun getirdiği olumlu sonuçları da birlikte
gördüklerini kaydetti.
"HÜKÜMET KURMA SÜRECİNE DEVAM EDİYORUZ"
Türkiye’de, 8 Haziran sabahı bir kaos beklentisi içinde olanların
beklentilerini boşa çıkarmanın mutluluğunu da yaşadıklarını
belirten Davutoğlu, şöyle dedi:
"8 Haziran sabahında Türkiye’de bir geçiş dönemi, hükümetsizlikten
kaynaklanan ekonomik sıkıntılar bekleyenler şunu gördüler; kararlı
bir şekilde hükümet etme iradesini yürüten bir hükümetin varlığı
Türkiye’de ekonomik bakımdan yaşanması muhtemel sıkıntıları
giderdiği gibi ülke ekonomisi üzerinde en ufak bir baskı
oluşturmadan Türkiye’de bu kritik hükümet kurma sürecini yürütmeye
devam ediyoruz.
Sayın Cumhurbaşkanımızdan 9 Temmuz’da hükümeti kurma görevini
aldım. Ondan önce 1 Temmuz’da yeni Türkiye Büyük Millet Meclis
Başkanı'nı seçtik. Cumhurbaşkanımız da Anayasa'nın bir gereği
olarak görevi en büyük partinin, Mecliste temsil edilen en büyük
Grubun Başkanı olarak bendenize tevdi etti. Bu görevi aldığımda
yaklaşık bir yıldır yürütmekte olduğum Başbakanlık sorumluluğunu
her zamankinden daha ağır bir şekilde omuzlarımda hissettim hepiniz
adına. Şimdi sizlere evlerinizde, sofralarınızda belki yemek yerken
şu taahhütte bulunuyorum: Nasıl son 9-10 ay içinde Başbakanlık
görevini sadece hizmet aşkıyla yaptıysam, emin olunuz ki Hükümet
kurma görevini de sadece ve sadece sizlerin huzuru için en iyi
şekilde yapmaya gayret ediyorum."
"PARTİ ÇIKARLARIMIZ ERTELENEBİLİR"
"Kişisel çıkarlarımız bir kenardadır, parti çıkarlarımız
ertelenebilir, ertelenmeyecek yegane şey ülkemizin geleceğiyle
ilgili atılacak adımlardır" ifadesini kullanan Davutoğlu, şöyle
konuştu:
"Bir taraftan hükümet kurma çalışmaları yürütüyoruz, bir taraftan
da ülkemizin geleceği için başlattığımız projeleri hayata
geçiriyoruz. İşte Ramazan’dan da bilistifade birçok iftar
programını özellikle büyük projelerin olduğu yerlerde
gerçekleştirerek bu projelerin takibini yakından izledim. Başta
üçüncü köprünün, Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nün inşasında iftar
ettiğim emekçi kardeşlerime teşekkür ederek ifade ediyorum; emin
olunuz ki Türkiye hiçbir şekilde bir dakika dahi vaktini
kaybetmeyecek şekilde yoluna devam etmektedir."
"MHP İLE TEMASLARIMIZ DEVAM EDİYOR"
Davutoğlu, diğer partilerin siyasi liderlerine de özellikle ilk tur
görüşmelerde gösterdikleri misafirperverlik, nezaket ve uzlaşı
çabaları için teşekkür etti.
Cumhuriyet Halk Partisi ile karşılıklı mutabakat içinde ilk tur
görüşmeler sonrasında heyetlerin bir ortak hükümet kurma zeminini
sınamak, görüşmek üzere bir araya gelmesine karar verdiklerini ve
şu anda bu çalışmaların devam ettiğini anlatan Davutoğlu, sözlerine
şöyle devam etti:
"Milliyetçi Hareket Partisi ile de temaslarımız devam ediyor. HDP
ile de eş başkanlarıyla bir görüşme gerçekleştirdik. Türkiye
bayrama bütün bu süreçlerden sağlıklı bir şekilde geçerek iyi bir
bayram idrak etti. Herkes de meşruiyet çizgisi içinde Türkiye
yoluna devam ediyor kanaati uyandı. Demokrasimiz teminat altında
kanaati uyandı. Bayramı çok güzel idrak ettik. Ama bizler bu çaba
içindeyken bazı şer odakları bayram sonrası için son derece
tehlikeli, kirli oyunlara kalkıştılar. Aynen geçtiğimiz Kurban
Bayramı'nda Kobani bahane edilerek şehirlerimizi bir şekilde
yağmaya, baskıya muhatap kılan şiddet olaylarını organize edenler
gibi, Ramazan Bayramı'nı müteakip 20 Temmuz sabahı Suruç’ta alçakça
bir katliamla yüz yüze geldik. Bu katliamı yapan DAEŞ Terör örgütü
hem Türkiye’ye bir bütün olarak saldırdı hem de İslam dinine ve
inancımıza en büyük, algı oluşturma bakımından en büyük darbeyi
vuran tavırlarını sürdürdü."