Davutoğlu'ndan Kılıçdaroğlu'na asgari ücret dersi!
Abone olBaşbakan Ahmet Davutoğlu 71. TOBB Genel Kurulu'nda konuştu. Davutoğlu'nun gündeminde Kılıçdaroğlu'nun seçim vaadi olan asgari ücret vardı.
Başbakan Ahmet Davutoğlu TOBB Genel Kurulu'nda konuştu.
Davutoğlu'nun katıldığı toplantıya CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'da
katıldı. Davutoğlu'nun konuşmasına ise asgari ücret ile ilgili
yaptığı açıklamalar damgasını vurdu. Davutoğlu, 'Asgari
ücret biz iktidara geldiğimiz 154 liraydı şu anda 1054 lira. Asgari
ücret bir komite tarafından kararlaştırılıyor. Asgari ücret kanunla
fermanla verilebilen bir şey değil. Asgari ücrete hükümet karar
vermiyor.' dedi.
Davutoğlu'nun konuşmasından önemli satırbaşları...
Sayın divan, sayın TOBB üyeleri, ana muhalefet partisinin değerli başkanı, dünyanın dört bir köşesinden gelen Türkçe konuşan değerli yatırımcılar, hepinizi sevgiyle selamlıyorum. TOBB çok güçlü geleneklere sahip bir kuruluşumuz, genel kurulları da son derece önemli bir kurum. TOBB her şeyden önce Çanakkale Savaşı’na atfen yaptığı sembolik toplantı için teşekkür ediyorum. Çanakkale Savaşı’nda şehit düşenlere bir kere daha rahmet diliyorum.
İKTİSADEN BAĞIMSIZ OLAMAYANLAR...
Ben İstanbul Erkek Lisesi’nde okudum. Bir nesil bu liseden
Çanakkale Savaşı’nda kaybolmuştu. Okulda bazı pencereler hala siyah
sarıdır. Lisede yatılı okurken, kapıları bir oda büyüklüğünde olan
o binanın içinde, bir yandan da Osmanlı devletinin çöküşündeki
gerekçeleri öğrenerek büyüdük. İktisaden bağımsız olamayanlar,
gerçekte bağımsız olamazlar.
NE KADAR ÖNEMLİ OLDUĞUNUN BİR DİĞER KANITIDIR
Geçtiğimiz hafta TBMM’nin 95. Kuruluş yıldönümündeydik. Meclis
öncesinde İzmir Ekonomi Zirvesi’nin Gazi Mustafa Kemal tarafından
düzenlenmesi ekonomik bağımsızlığın ne kadar önemli olduğunun bir
diğer kanıtıdır”
Bugün Çanakkale Savaşı’nın 100. Yılında G20’ye dönem başkanlığı
yapan bir ülke haline geldik. Bu süreçte en büyük desteği veren
özel sektöre bir kere daha teşekkür ediyorum.
Seçimlerin ekonomi üzerindeki etkisi güçlüdür. İktidarda olan seçim
ekonomisi riskine girebilirler, muhalefette olanlar aşırı popülist
vaatler riskine düşebilirler.
EN BÜYÜK İLK 10 EKONOMİSİ İÇİNE SOKACAĞIZ
Biz hiçbir şekilde seçim ekonomisi uygulamayacağız. Popülist
vaatler vermeyeceğiz. Türkiye’yi 2023 yılında dünyanın en büyük ilk
10 ekonomisi içine sokacağız. Son 8 ay içinde bu benim TOBB
yetkilileriyle 9. Bir araya gelişim. Birkaç hafta önce yine bütün
illerimizden gelen sanayi temsilcileriyle bir araya geldik. İşçi
sendikalarımızla çok yoğun bir istişare içinde olduk. Bu vesileyle
1 Mayıs Emek ve Çalışma Günü’nü bir kere daha tebrik ediyorum.
İşçilerimizin hakkını veren tüm işverenlere de teşekkürü bir borç
biliyorum. Siyasi kararlar iş dünyasına nüfuz etmese yol almak
imkansızdır. İş dünyası bu kararları bu makro stratejik
hedefleri alamamışsa yol almak imkansızdır.
4 sene reformlara odaklanacağımız, seçim yapmadığımız bir süreç
olacaktır. Milletimizi işallah bize 7 Haziran’da görevi verdiğinde,
yolumuza da devam edeceğiz. 1990’lı yıllarda, soğuk savaşın da
bitmesiyle dünya ekonomisi bir genişleme sürecine girdi.
2002 yılında 30 milyar dolar olan GSYH’yi şimdi 800 milyar
doların üzerine çıkardık. Bunun arkasındaki güç istikrardır,
istikrara olan güvendir. 28 Şubat’ın getirdiği olumsuz atmosfer,
2001 yılında Türkiye’yi üç parti koalisyonu sürecinde krize
götürdü. Makro ekonomik göstergelere bakıldığında, Türkiye’nin
daralan ülkeler karşısındaki durumu net ve açıktır.
Biz görevi devraldığımzda, bütçe açığı yüzde 10,8’ken şu anda yüzde
0,7. Orta vadeli programında öngördüğümüz gibi inşallah türkiye
2017’de bütçe fazlası veren bir ülke olacağız. OECD
ortalaması 1,7-1,8 ken Türkiye’ye yüzde 0,7. Türkiye OECD
ortalamasının çok altında bir kamu borç stokuna
sahiptir.
Altın rezervimiz, merkez bankası rezervlerimiz kuvvetli. Finansal
açıdan bankacılık sistemimiz o kadar sağlam ki 2008-2009 yıllarında
tek bir bankamız bile sıkıntı yaşamadı. Sermaye yeterlilik
oranı bankalarımızın dünyadaki en iyilerden biridir.
Hiç kimsenin tereddüdü olmasın. Önümüzdeki dönemde her türlü riske
karşı Türkiye ekonomisi Ağrı Dağı kadar sağlam duracaktır.
Reel sektörümüzün gelişmesini göstermek amacıyla 2002’de iş yeri sayısı 727 bin di şimdi 1 milyonun üzerinde iş yerimiz var. İhracatımıza baktığımızda, ihracatımız 36 milyar dolardan158 milyar dolara çıktı. Şu anda Türkiye Cumhuriyeti, Türk şirketi 193 ülkeye ihracat yapıyor ve ihracat yaptığımız ürün sayısı da 137’nin üzerinde. Hem pazarlarımızı genişlettik hem de ürün çeşitliliğimizi artırdık. Dışişleri Bakanı olduğum dönemde en çok önem verdiğim şey, Türk girişimcinin gelişmesiydi. Şu anda dünyada en fazla temsil edilen 7. Ülke konumundayız. Bu Türk girişimcisine en iyi imkanları sunmak için yürüttüğümüz politikaların bir sonucudur.
2008’de Avrupa krize girdiğinde, 2009’da komşu ülkelerle çok iyi bağlar kurduk ve ihracatımız yüzde 8’den yüzde 32’lere çıkardık. Komşu ülkelerde kriz çıktığında, Afrika’ya açıldık. Latin Amerika’ya açıldık.
11 MAYIS’YA GÜMRÜK BİRLİĞİ
İMZALANACAK
Güzel bir haberi de vermek istiyorum. İnşallah 11
Mayıs’ta Avrupa Birliği ile Gümrük Birliği anlaşması yenilenecek.
Bu şekilde transatlantik ticarette söz sahibi olacağız. Şunu iş
dünyamıza bir takdir ifadesi olarak söylemek isterim. Almanya,
Fransa’dan bir hat, Asya’da Japonya’da bir hat çekin, geri kalan
bölgede en büyük üretim üstlerinden biri Türkiye’dir.
Nerede bir Türk girişimcisi varsa, orada büyükelçisi olacak, nerede bir Türk girişimcisi varsa THY oraya sefer yapacak.
Bütün illerimiz daha fazla OSB istiyor. Biz geldikten sonra 67 OSB vardı biz 90 tane daha inşaat ettik.
Artvin’de yoktu, Hakkari’de yoktu OSB. İnşallah oralarda da yapılacak ve OSB olmayan şehir kalmayacak.
Sadece geçen sene 1,4 milyon istihdam sağlandı Türkiye’de. Türkiye’nin son 12 yılda elde ettiği bu kazanımlar, önümüzdeki ikinci atılım döneminde de sürdürülecek. Bu yüzden 25 öncelikli reform programını açıkladı. Son 12 yılda elde edilen nihai ekonomik kazanımlar, Türkiye’nin dünyanın en büyük 10 ekonomisi içine girmek için atılan adımlardır. 2002’den bu yana Türkiye’de elde edilen başarının, hasta adamdan kurtulmanın arkasındaki en büyük neden insan cevheridir, insan cevheridir, insan cevheridir..
Sosyal politikalar alanında da devrim niteliğinde de adımlar attık. En büyük harcama kalemlerinden biri eğitimdir, diğeri de sağlıktır. 2002’de tüm Türkiye’deki ambulans sayısı 611’den 4 binin üzerine çıktı.
MESLEKİ EĞİTİME DESTEK
İnsanımızın niteliksel özelliklerini
değiştirerek, yani eğitimi teşvik ederek, Ar-Ge’yi, innovasyonu
temel odak olarak koyacağız.
Önümüzdeki dönemde en önemli hamle alanlardan birisi eğitim
olacaktır. Mesleki eğitim alanında kamuyla özel sektör el ele bütün
OSB’lerde mesleki eğitimin yaygınlaşması için çalışmalar yapacağız.
Bu konuda iş dünyamızın tüm ihtiyaçlarını karşılamaya hazırız.
DUBLE YOLDAN OTOYOLLARA
Özellikle ulaştırmada 18 bin km duble yol yaptık. Şimdi hedefimizi duble yollardan otoyollara geçişi tamamlamaktır. Burada temel hamlemiz duble yollardan otoyollara geçiştir.
YÜKSEK HIZLI TREN
Antalya, Konya, Aksaray, Nevşehir Yüksek Hızlı Treni’ni
yapacağız. Zonguldak Mersin arasında da hızlı tren ve hızlı yük
taşıma projelerini hayata geçireceğiz.
İstanbul Havalimanı 26 Nisan 2015’te 1338 uçağın inişine şahit
oldu. Kalkınan bir ekonominin en önemli göstergelerinden biri
budur. Bir şehre inerken o şehirde gördüğünüz ışık, hareketlilik o
şehrin kalkınmasının en önemli göstergelerinden biridir. Şimdi de
dünyanın en büyük havalimanı burada inşa ediliyor. İstanbul’u
finans merkezi haline getirmek istiyoruz çünkü. Türkiye’nin
kapasitesindeki artışın en önemli göstergelerinden biri İstanbul ve
diğer Anadolu kentlerindeki altyapı projeleriyle kendini
gösteriyor.
Aşılmaz sanılan dağları aşacağız, geçilmez sanılan boğazları
geçeceğiz.
NÜKLEER ENERJİYE GİRİYORUZ
Enerji bizim en büyük eksiklerimizden biriydi. İki santralle
nükleer enerjiye giriyoruz. İnşallah üçüncüsü de tamamen yerli
girişimle yapacağız, inşallah 3. Nükleer santrali milli imkanlarla
yapmak istiyoruz.
Seçim sonrasında atacağımız en büyük adımlardan biri de milli uzay
ajansını kurmak olacak. Turizm sektöründe dünyada altıncıyız,
tarımda yedinciyiz. Sulama alanları itibariyle Silvan Sulama Alanı
projesini bitiriyoruz. Seçim sonrası dönemde Türkiye bu
kararlılığına devam edecek. Türkiye’ye ileri teknoloji uygulamaları
getirip yolumuza devam edeceğiz. Yeni bir atılım döneminin
eşiğindeyiz. Böyle bir dönemde birkaç hususu sizinle paylaşmak
istiyoruz. Fikir özgürlüğü, inanç özgürlüğü ne kadar
önemliyse, girişim özgürlüğü de o kadar önemlidir. Seçimlere
giderken hepimizin sahip çıkması husus demokrasidir. Hangi partiye
oy verirlerse versinler, sandıklara gidip, Türkiye’nin ve kendi
kaderlerini kendileri belirlesinler.
İLK SİVİL ANAYASA
Yeni bir anayasayı yazmamız lazım. Demokrasimizi diğer nesillere
aktaracak olan yeni anayasayla bunun taşınmasıdır. İnşallah 7
Haziran’dan sonra Türkiye’nin ilk sivil anayasası ilk günden
sonraki ilk gündem maddemizdir.
Hiçbir siyasal sisteme ön yargıyla bakmamak lazım.
Başkanlık sistemi de parlamenter sistem de demokrasi için
tartışılması gereken konulardır. İnşallah önümüzdeki dönemde
ekonomiyi de destekleyecek yeni bir anayasayı gündeme
getireceğiz.
ASGARİ ÜCRET
Asgari ücret biz iktidara geldiğimiz 154 liraydı şu anda 1054 lira. Asgari ücret bir komite tarafından kararlaştırılıyor. Asgari ücret kanunla fermanla verilebilen bir şey değil. Asgari ücrete hükümet karar vermiyor. Önemli olan işverenle işçimizin optimum bir oranda anlaşması. Böyle bir optimizasyon yapılması yapılmazsa, eğer işverenlerimizin üzerindeki yükler artarsa, iş yerleri kapanır. 100 kişi çalışandıran bir KOBİ’nin kaldıramayacağı bir yük verirseniz, rekabet gücü azalır. Bu tür irrasyonel politikaların iş dünyası üzerindeki etkilerini anlatın. Böyle irrasyonel politikalarla iş yerlerinin nasıl kapanacağını anlatın ki bir kere değil, iki kere değil, kırk kere düşünsünler.
MUHALEFET PARTİLERİNE SESLENİYORUM
Bizim karşımıza 25 öncelikli dönüşüm programı yanında, siz ne
diyorsunuz, tüm muhalefet partilerine sesleniyorum. Biz diyoruz ki
Türkiye ‘de taşımacılıktan lojistiğe geçiyoruz. Yeni bir jolistik
koridor oluşturuyoruz diyoruz, siz ne diyorsunuz. Önemli olan
farklı siyasi propagandaların gerçeğe dönüşmesidir. 1990’lı
yıllardaki hataları bir daha yapmayalım. Sene 2002 230 milyar
dolarlık bir ekonomi Türk ekonomisi şu anda 830 milyar dolarlık bir
ekonomi.
Kim ne derse desin biz TC hükümeti olarak, 12 yılda sağladığımız
başarıyı Türkiye’yi en büyük on ekonomi arasında sokmak için milli
iradeyi sonuna kadar ayakta tutacağız.
BİZİM VAADİMİZ ŞUDUR...
"Bizim milletimize vaadimiz şudur, kim ne derse desin, kim ne tür popülizme yönelirse yönelsin biz Türkiye Cumhuriyeti hükümeti olarak ve AK Parti olarak 12 yılda sağladığımız başarıyı daha ileri bir aşamada, dünyanın 10 ekonomisi haline gelecek şekilde taçlandırabilmek için siyasi istikrarı, özgürlükleri, güvenliği, teröre karşı çözüm sürecini ve en önemlisi de milli iradeyi her zaman ayakta tutacağız ve sonuna kadar savunacağız."