Davutoğlu'ndan Kılıçdaroğlu ve Bahçeli'ye flaş çağrı!
Abone olDavutoğlu, AK Parti Merkez Yürütme Kurulu toplantısının ardından yaptığı açıklamada MHP ve CHP'ye seçim hükümetine katılım için çağrı yaptı.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, AK Parti Merkez Yürütme Kurulu
toplantısının ardından basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.
Davutoğlu, CHP ve MHP liderlerine 2 aylık seçim hükümetine katılım
çağrısı yaptı.
Devlet Bahçeli'nin sıkıyönetim önerisine tepki gösteren
Davutoğlu "Sayın Bahçeli biraz demokrasi çalışsın" dedi. CHP ve MHP
cephesinden gelen "Cumhurbaşkanı anayasal sınırlara çekilsin"
açıklamalarını eleştiren Davutoğlu, muhalefetin anayasayı okuması
gerektiğini söyledi. Davutoğlu HDP'nin seçim hükümetine katılım
konusunda "isimler için bize danışılsın" talebine de tepki
göstererek "aynı konuşmada bana hakaret edenlerin benden siyasi
nezaket beklemesi doğru mu?" diye sordu.
İşte Davutoğlu'nun açıklamasından satır başları:
TERÖRE KARŞI KARARLIĞIMIZ SÜRECEK
Ülkemiz kritik bir süreçten son derece hayati sınamalardan geçiyor.
Bu kritik dönemde son 1,5 ay içinde terör örgütlerinin eşzamanlı
saldırıları sonucunda hayatını kaybeden şehitlerimiz için rahmet
diliyorum. Kritik dönemlerde sınamaların sonucu demokrasiyle
çözülür. Son derece çarpıcı ve kritik bir siyasi tablo var.
Ülkemizin etrafında ateş çemberi varken, 7 haziran seçimleri
önemliydi. Milletimizin şahit olduğu gibi, 7 Haziran sonrası
tabloyu doğru algılamak ve gereğini yapmak gerekir.
Aynı anda üç terör örgütüne karşı sürdürdüğümüz mücadeleyi
kararlılıkla devam ettireceğiz. Bundan sonra atılacak adımları hem
ilgili bakanlarımızla kapsamlı şekilde ele aldık. Milletimiz
devletimizin kudretinden emin olmalıdır. Ülkemizin her köşesinde
terör saldırıları sonucunda kararlılığımızı devam ettireceğiz.
7 hazirandan itibaren aynı üslubu sürdürdük. Genel başkanların
siyasi kariyerlerini, onurlarını zedeleyen bir söz çıkmadı. Siyaset
belli bir seviyeye sorun çözerken ahlaki erdem sanatıdır. CHP, MHP
ve HDP ile … CHP ile derinlikli, kapsamlı görüşmeler
gerçekleştirdik. Koalisyonun hangi şartlarda ve zeminde olacağı
konuşuldu sayın Kılıçdaroğlu ile o seviyeyi yokladık birlikte yol
almaya gayret ettik yürütülen istikşafi görüşmeler bir koalisyon
arayışıydı. Bir reform hükümetinde süreli seçime gitmesi konusunda
spesifik bir teklifte bulunduk.
ABD'DE SIKIYÖNETİM İLAN EDİLMEDİ
Türkiyenin uluslararası itibarının sarsıldığını isteyebilir ama biz
buna asla izin vermeyeceğz. Terörle mücadelede büyük fedakarlıklar
yapılır ancak demokrasiden taviz vermez. Abd’de sokağa çıkma yasağı
ilan edildi ama kimse sıkıyönetim çağırısında bulunmadı. Türkiyede
de gerekli tedbirler alınır. HDP’ye dönük olarak da onun sırtını
dayadığı örgütlere göre Türkiye'de demokrasi için her tür önlemi
alacağız
Mecliste bulunma sorumluluğunu yerine getirmeyenler demokrasimiz
adına bir şanssızlıktır. Türkiye'de biz bu gayrette bulunurken aynı
anda terörle mücadele ettik. Olağanüstü durumlarda olağan tavırlar
sergilenir. En doğru cevap olağan süreçleri olağan bir psikolojide
yürütmektir. Milletimiz şahittir benim hiçbir ifademde öfke, fevri
bir tavır ve telaş söz konusu olmamıştır. Ben ülkeme, demokratik
süreçlere, TBMM’deki milletvekillere ve halka güvenirim ancak TBMM
dışında bir platformda çözüm arayışına girmem. 7 hazirandan bu yana
TBMM mantığı içinde bir çözüm bularak sayın Cumhurbaşkanımızın 45
günlük sürenin sonunda ilan edeceği erken seçim olmaması için çaba
sarfettim. Elimizi taşın altına koymamız gerektiğini ifade ettim.
Ümitlendim ve her kapıyı çaldım. Bazen ağır hakaretlere rağmen…
Tahrikdar açıklamalara rağmen. Biz egolarımızı bir kenara bırakırız
milletimiz söz konusu ise.
NE ÇÖZÜM ÜRETTİLER? NE TEKLİF ETTİLER?
Ne çözüm ürettiler? Ne teklif ettiler? Her teklife hayır dedikten
sonra sıkı yönetim ve MGK zeminine çekmeye çalışmak 28 şubat
mantığıdır. Bugün MGK da kendi görevini ifa eder. Ama TBMM
kararları güvenoyu almış hükümetlerce MGK kendi görevini kendi
yürüyür. Türkiye Cumhuriyeti anayasasını 12 eylül anayasası için
2010’da referandum yaptık ve bu seçimlere yeni anayasa diye girdik
ancak bugün geçerli olana uygun hareket etmek gerekli. Tarihi bir
sınavla karşı karşıyayız tüm siyasi liderlerin önünde bu sınavı
geçmek için birtakım imkanlar ve zorlu eşikler var. Bu imkanlar iyi
değerlendirilmedi. Hükümeti kuramadık. Sayın Cumhurbakanımız beni 9
Temmuz'da görevlendirdi . İki yol var önümüzde.
SAYIN KILIÇDAROĞLU VE BAHÇELİ'YE ÇAĞRIDA
BULUNUYORUM
24 Ağustos günü gelmeden, TBMM içinden bir hükümet çıkamadığı için
Cumhurbaşkanımızın erken seçim kararı almasına gelin biz görevimizi
yapalım ve TBMM içinden bir hükümeti erken seçim kararını alarak
biz yapalım… Gelin erken seçime 7 haziranda oluşan asil
milletvekillerimizin manevi ve hukuki… Madem ki olmadı... Hükümet
kuramadık. Biz sizden aldığımız emaneti size geri getiriyoruz
derken bu emaneti alan milletvekillerinin oylarıyla gidelim.
Cumhurbaşkanımızın kararıyla değil. Sayın Kılıçdaroğlu ve Sayın
Bahçeli'ye çağrıda bulunuyorum... En kısa zamanda, nerede
isterseniz, ne kadar süre ile isterseniz, bir araya gelmeye
hazırım. Birinci Meclis'te buluşabiliriz.
SAYIN BAHÇELİ MÜBAREK CUMA DEDİ...
Yeter ki milet bize sorumluluktan kaçtı demesin sayın Kılıçdaroğlu
ve sayın Bahçeli'yle oturmaya, yasal ve anayasal reform zeminini
konuşmaya hazır olduğumuzu ifade etmek isiyorum. Sayın Bahçeli
mübarek Cuma dedi… Yarın mübarek Cuma sonrasında milletimizin
çağrısına Hacıbayram'dan bir yere gideriz.. İlk Meclis'in odasında
buluşalım? 23 Nisan 1920 şuuruyla buluşalım… Oturalım konuşalım.
Şehit cenazemizde yüreği dağlayan sahneler.. Bir ses arkadan Sayın
Başbakanım bir araya gelin ve konuşun dedi... HDP ile ilk ziyareti
yaptım ama şehitlerimize gerekli saygıyı göstermediklerini
düşünüyorum...
EN KÜÇÜK KARARI BİLE KANDİL'DEN GELEN...
Bu cesur kararları almaktan çekinmeyenler tehditlere kulak asmaz.
Kendi ifedeleriyle en küçük kararı bile Kandil’den gelen ve Paralel
Devlet başkanlıkları kurmuş olanlar eleştiri getiremezler. Ama
çağrım açıktır… oturup konuşmaya hazırım. Yeter ki TBMM içinden
çözüm bulalım. Artık uzun vadeli bir koalisyon olmayacağı açıktır.
Evlatlarımızın geleceği söz konusu. Bir birimizi yıpratmak seviye
anlamında düşük polemiler yerine gövdemizi bu taşın altına koyalım
ve birbirimizi suçlamadan halkımızdan pozitif bir gündemle oy
isteyelim erken seçime giderken bir reform paketi de yapalım 2 ay
birbirimize tahammül edemeyecek miyiz?
"SENİ BAŞKAN YAPTIRMAYACAĞIZ" KAMPANYASI
Birinci yol budur. Ekonomik istikrar anlamında ekonomiye cansuyu
olacağını ve terörist odaklara en iyi cevabı teşkil edeceğine
inanıyorum. Polemiklerle AK Partiyi köşeye sıkıştırayım "seni
başkan yaptırmayacağız" söylemi üzerinden seçime gidilirse millet
sandıkta dersini verir. Bu insanların seçim meydanlarına çıkma
hakkı yok. Milletin güvenliği için emniyet güçlerimizi milletimiz
görür. Eğer bu olmazsa Cumhurbaşkanımızın karar alması durumunda
anayasamızın mantığına uygun olarak tüm partiler hiçbir bahane
göstermeden her parti bütün meclisi temsil eden bir tabloyla
hükümet kuralım diyorum.
MHP buna katılmayacağını söyledi. CHP de benzer söyledi ve büyük bir üzüntü duydum. Biz üsteleriz ve milletimiz için bunu yürütürüz. Kaybetsek dahi karardan feagat etmeyiz.
HDP'NİN "İSİMLER BİZE DE DANIŞILSIN" TALEBİ
62. Hükümet döneminde benim oluşturduğum Bakanlar Kurulu'nu Cumhurbaşkanımıza arz ettim. Cumhurbaşkanımız anayasal olarak daha önceki bütün cumhurbaşkanlarında olduğu gibi onaylar ve o anlamda istişarede bir söz hakkı da vardır o ilişkinin doğası gereği ortaya çıkan. Bunu tartışmaya açtıktan sonra HDP'nin, gelecek üyelerin kendisine danışılmasını istemesi tam anlamıyla bir tutarsızlıktır. Ben ne yapacağımı bilirim. Anayasa ne derse onu yaparım. Eğer böyle bir ithamda bulunmasalardı, belki bir istişare ihtiyacı hisseder veya demokratik süreçlere duyduğum saygı gereği belki de bir istişarede bulunur, sorabilirdim. Ama bana hakaret ettikten sonra, anayasal çizgi dışına çıkıp benden bir tavır beklemeye de hakları yok.
MHP HDP İLE İÇ GÜVENLİK PAKETİNDE BİRLİKTE HAREKET
ETTİ
Doğru olan nedir? CHP ve MHP'nin anayasanın gerekli maddelerini
tekrar okumlarıdır. Cumhurbaşkanı bir Başbakan atar ve o Başbakan
bir hükümet kurar. Hepiniz temsil edilin demişken anayasayı yok
saymak anayasayı tanımamaktır. Şu partiyi beğenmedim diyor MHP ama
mecliste duruyorsunuz? İç güvenlik yasasında da işbirliği yaptınız?
İradi olarak bir araya geliyor değiliz. CHP son olarak saygı
içindeki müzakereler içinde görmediğimiz bir tutum ve üslupla
katılmayacaklarını söyledi. Gerekçe ne?
Bunu yok mu sayacağız? 12 eylül anayasayı eleştirebiliriz ama bir
yönü var ki, 80 ihtilali öncesinde partiler biraraya gelip azınlık
hükümetiyle idare edildiği için böyle bir tedbir gelmiş. Bundan
kaçınanlar sorumluktan kaçıyorlar. Ne olursa olsun, oylarımız düşse
bile bu sorumluluktan kaçmayacağız. Terörle mücadele de dahil olmak
üzere ülkemizin geleceği…