Davutoğlu'ndan İran'a kontrolsüz tepkisi
Abone olDışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, son dönemde Türkiye'yi hedef alan İranlı yetkililerin kontrolsüz açıklamalarına tepki gösterdi.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, ''İran'da kontrolsüz
çok ses var. İran'daki muhataplarımızla görüştüğümüzde onların
söylediği 'diğer sesleri önemsemeyin, bizim söylediğimize bakın'.
Hamaney, Ahmedinejad, Salihi böyle diyor. Türk-İran ilişkileri
köklü ilişkiler. İki ülke birbirinin gücü ve kapasitesini iyi
biliyor" dedi.
Davutoğlu, İzmir'de Habertürk Televizyonu'nun canlı yayınında
güncel konularla ilgili soruları yanıtladı. Son dönemlerde İran ile
ilişkilerde ekonomik yoğunluk yaşandığını aktaran Ahmet Davutoğlu,
muhataplarla iletişim konusunda sorun olmadığını dile getirerek,
''İran'da kontrolsüz çok ses var. İran'daki muhataplarımızla
görüştüğümüzde onların söylediği 'diğer sesleri önemsemeyin, bizim
söylediğimize bakın'. Hamaney, Ahmedinejad, Salihi böyle diyor.
Fakat İran güçlü gelenekleri olan devlet. Bu 3 muhatabı muhatap
olarak alırız, onlardan da olumsuz bir ifade duymadık. İran'dan
gelen her olumsuz söz, haksız suçlama, bazen hakaret telakki
edilecek ifadeler, dost ve komşu ülke olarak bizde incinme
doğuruyor. Bunu da ifade ediyoruz kendilerine. İran seçim
konjonktürüne girdi, bu yaz cumhurbaşkanı seçimleri var. Onun
getirdiği olağanüstü gündem var. Kendi içinde rekabet eden unsurlar
bu rekabetlerini Türkiye ve başka ülkeler üzerinden yapabiliyor.
Ama bizim bu ifadeleri kabul etmemiz mümkün değil. Hele hele İran
Genelkurmay Başkanı Firuzabadi'nin yetkili olarak açıklamalarını
kabul etmemiz mümkün değil. Sayın Başbakanımız en net ifadelerle
Sayın Ahmedinejad'a söyledi.'' dedi.
"İSRAİL NE YAPMASI GEREKTİĞİNİ İYİ BİLİYOR"
Türkiye-İsrail ilişkilerinin değişip değişmeyeceği yönündeki
soruyu yanıtlayan Davutoğlu, Türkiye'nin ilkelerinin net ve açık
olduğunu, İsrail'in ne yapması gerektiğini iyi bildiğini
belirterek, ''Gereğini yapmazsa bir taraftan da Filistinli
kardeşlerimizin doğal yaşama alanlarını engellerse. Devlet şu anda
var tanındı, bu devlet kendi otoritesini kuracaksa ve bu otoritenin
kurulmasını engelleyecek şekilde yerleşimcileri yayıyorsa bunlara
karşı bizim sessiz kalmamızı bekliyorsa bunlara karşı sessiz
kalamayız. Ben Gazze'de bulunurken top atışları devam etti. Bizim
orada bulunduğumuz sırada bu atışların olması açık bir saldırganlık
ama şunu söyleyelim; benim orada bulunmamla oradaki çocuklara
yapılan saldırı arasında fark yok. 'Niye biz varken ateş yaptılar,
biz yokken devam etselerdi' anlamına gelen tutum sergileyemeyiz.
Belki de o saldırganlığı göstermesi İsrail'in gerçek yüzünü ortaya
koydu." diye konuştu.
SURİYE KONUSU
Suriye konusuna da değinen Ahmet Davutoğlu, "Rusya ve İran bu
sürece çok daha önce katılmış olsaydı, ülkede yaşanan trajedinin
önemli kısmı yaşanmayabilirdi. Sadece bu ülkelere dönük suçlama
anlamına gelmemeli bu. Daha sonra sürece katılmak için çok
uğraşıldı. Rus ve İranlı dostlarımıza sürecin işletilmesi için
teşebbüste bulunduk. Ölen 60 bin insanın her birinin hikayesi var.
Zorlu süreç olduğunu biliyorduk. Esed gittiğinde de sorunların
ertesi gün biteceğini iddia edemeyiz ama kalırsa bu sürecin
bitmeyeceğini biliyoruz. 'Suriye Afganistanlaşır mı?' diyorlar.
Suriye'de 60 bin kişi öldü. Suriye'de olan şey az mı? Süregiden
zulme evet mi diyeceğiz? Bir 60 bin insanın daha mı ölmesini
bekleyeceğiz. Libya'da da zorlu süreç yaşandı ama Libya bölünmedi.
Burada da uluslararası toplum ve sorumluluk taşıyanlar hiçbir
mazeretin arkasına sığınmamalılar.'' diye konuştu.
Irak'ta oluşabilecek herhangi bir istikrarsızlığın Türkiye'yi
etkileyeceğini vurgulayan Davutoğlu, Türkiye'nin komşularıyla
ilişkisini ahşap evlere benzettiğini ifade ederek, ''Birinde çıkan
yangın diğerine de sirayet eder'' dedi. Irak'ın Türkiye'nin hayati
komşusu olduğunu belirten Davutoğlu, ''Irak'ta iyi bir yönetim
olsa, halktan destek alan yönetim olsa Irak 5 sene içinde dünyanın
en önemli güçleri arasına girer. Maalesef Sayın Maliki ABD askeri
oradayken böyle bir tutum sergilemiyordu. Maliki'nin baskıcı
tutumuna karşı her kesimden açıklamalar geliyor. Bu tutumu örtmek
için dış tehdit havası vermeye çalışıyor. Ortadoğu'daki bütün
sınırlarda yapaylık var. Osmanlı'nın dağılması sonrasında çok doğal
olmayan zeminler oluştu. Ancak bugün bu sınırları tartışmak yerine
saygı göstermek lazım. Bu sınırları aşan politikalarla Ortadoğu
halkını kaynaştırmak lazım. Bizim politikamız bu. Bu sınırlar kötü
örülmüş duvara benziyor ama bir taş çekildiğinde bütün duvar çöker.
Binanın güçlenmesi ama duvarın olmaması lazım. Bizim hedefimiz, her
komşu ülke kendi halklarıyla barışık yönetimlere kavuşsun. Emperyal
bir rüya peşinde değiliz. Bizim rüyamız varsa küresel ve bölgesel
barış üzerine dayalı bir rüya. Ama şunun peşindeyiz, Ortadoğu'daki
bölünmüşlüğü kaldırmanın peşindeyiz. Ortadoğu'da her türlü sınırın
kalmasına rağmen her türlü sınırın anlamsızlaşmasını ve sınırı aşan
ortak kader bilincinin oluşmasını istiyoruz.'' dedi.