Davutoğlu'ndan İngiltere'ye sert tepki!
Abone olDışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, İngiltere'ye tepki gösterdi
Dışişleri Bakanı Davutoğlu'nun, 'Türkiye'nin Avrupa
Birliğine katılımının Adalet ve İçişleri Alanındaki Etkileri''
raporundaki bazı duyulan rahatsızlığı, İngiltere Dışişleri Bakanı
William Hague'e ilettiği bildirildi.
Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, İngiltere Parlamentosu
İçişleri Komitesinin raporunu, 1 Ağustos 2011 tarihinde açıkladığı
belirtildi. Raporun hazırlıkları kapsamında İçişleri Komitesi
heyetinin, 27 Şubat-2 Mart 2011 tarihleri arasında Türkiye'ye
çalışma ziyareti gerçekleştirdiği belirtilen açıklamada, bu ziyaret
vesilesiyle heyetin Türkiye'nin düzensiz göçle mücadele ve sınır
güvenliği alanlarında kaydettiği ilerlemeleri gözlemleme imkanına
sahip olduğu ve olumlu izlenimlerle ülkeden ayrıldıkları
kaydedildi.
Açıklamada, şu ifadelere yer verildi: ''Ancak, anılan
Komite tarafından hazırlanan raporda ve rapora ilişkin basın
açıklamasında, ülkemizin adalet ve içişleri alanında kaydettiği
somut ilerlemeler, düzensiz göçle mücadele alanında aldığı
önlemlerin ve sergilediği yapıcı işbirliğinin olması gerektiği
şekilde yansıtılmadığı ve bu bağlamda, AB üyeliğimize ilişkin bazı
kaygı ve yanlış anlamalara yol açabilecek değerlendirmelerde
bulunulduğu müşahede edilmiştir.'' Açıklamada, coğrafi
konumundan ötürü birtakım AB ülkeleri gibi geçiş ülkesi olarak
düzensiz göçten olumsuz yönde etkilenen Türkiye'nin, güçlü
ekonomisi ve yükselen refah düzeyiyle göç alanında hiçbir şekilde
kaynak ülke konumunda olmadığı belirtilerek, aksine Türkiye'nin AB
üyesi ülkelerden de göç alır hale geldiği ve bu hususun rapora
yansıtıldığı dile getirildi. ''Raporda, göçe dair yapılan
değerlendirmelerde Türkiye'nin kaynak ülke olabileceği algısı
yaratılması her şeyden önce günümüz gerçekleriyle
bağdaşmamaktadır'' vurgusu yapılan raporda, Türkiye'nin
sınır güvenliği, düzensiz göçün önlenmesi ve göçmen kaçakçılığı
dahil örgütlü suçlarla mücadele alanlarında tüm imkan ve
kaynaklarını seferber ederek, üzerine düşen sorumlulukların
gereğini kararlılıkla yerine getirdiğine dikkat çekildi.
Açıklamada şunlar kaydedildi: ''Kara ve deniz sınırlarımızı
daha etkin koruyacak entegre sınır yönetiminin geliştirilmesi için
'AB Müktesebatının Üstlenilmesine İlişkin Ulusal Program' ve '2006
Entegre Sınır Yönetimi Ulusal Eylem Planı' çerçevesinde yürütülen
çalışmalarda kayda değer ilerleme kaydedilmiştir. Sınır
kapılarımızdaki personelin profesyonellik düzeyinin ve donanımın
teknik özelliklerinin de yüksek seviyede olduğu birçok AB üyesi
ülke uzmanı tarafından teslim edilmektedir. Biyometrik güvenlik
özellikli e-pasaportların itasına Haziran 2010'da başlanması, AB
standartlarıyla uyum yolunda önemli bir adımı teşkil etmiştir.
Yürütülen çalışmalar, Bakanlıklararası Entegre Sınır Yönetimi
Koordinasyon Kurulu tarafından en üst düzeyde takip edilmektedir.
Denizden göçmen kaçakçılığının engellenmesine yönelik yeni donanım
ve unsurlarla alınan ilave tedbirler sonuç vermiş, denizden göçmen
kaçakçılığı en düşük seviyeye inmiştir. Kara sınırlarımızdaki
tedbirler de büyük oranda artırılmıştır. Göçmen kaçakçılığıyla
mücadelenin ve düzensiz göçün önlenmesi çalışmalarının hukuki
zeminini pekiştirmeye yönelik adımlar süratle atılmaktadır. İlgili
bakanlıkların üst düzey yetkililerinden oluşan Yasadışı Göçle
Mücadele Koordinasyon Kurulu, çalışmaları yakından takip etmekte ve
yönlendirmektedir.''
DÜZENSİZ GÖÇE KARŞI ULUSLARARASI İŞBİRLİĞİ
İHTİYACI
Hiçbir ülkenin, uluslararası bir olgu niteliğindeki düzensiz göçü
tek başına önleyemeyeceği de ifade edilen açıklamada, bu ortak
sorunun üstesinden gelmenin yegane yolunun, uluslararası iş birliği
ve dayanışma temelinde olması gerektiği vurgulandı. Türkiye'nin
başta AB kurumları ve üye ülkelerle olmak üzere uluslararası iş
birliğine büyük önem atfettiğine işaret edilen açıklamada,
''stratejik ortaklık'' kapsamında ilgili Türk ve İngiliz kurumları
arasında göç yönetimi alanında ortak projeler aracılığıyla
sergilenen iş birliğinin, bu alanda kayda değer ve başarılı bir
örnek teşkil ettiği ifade edildi.
Türkiye'nin AB'ye katılım sürecinde ilerleme kaydettikçe adalet ve
içişleri konularındaki AB siyasaları ve uygulamalarına aşamalı
olarak daha fazla uyum sağlamasının tabi olduğu belirtilen
açıklamada şu ifadeler kullanıldı: ''Bununla birlikte,
katılım sürecimizin önemli veçhelerinden birini teşkil eden ve
adalet ve içişleri alanlarında ülkemizin AB müktesebatına tam uyum
sağlamasının önünü açacak olan 'Adalet, Özgürlük ve Güvenlik'
faslının siyasi engellemeler nedeniyle müzakerelere açılamamış
olması, bu bağlamda düşündürücüdür ve AB açısından da çelişkili bir
durum arz etmektedir. Zira söz konusu faslın müzakerelere açılması,
raporda da tavsiye edildiği gibi ve esasen Türkiye'nin beklentisine
uygun olarak, Europol ve Frontex gibi AB kurumlarıyla tam iş
birliği içinde olmasını sağlayacaktır. Avrupa Birliğinin
sorumluluğunda olan bu hususta ilerleme sağlanmasını beklemekteyiz.
Bu bağlamda, raporda dile getirilen endişelerin aksine, ilgili
müktesebatı üstlenmiş bir Türkiye'nin Avrupa Birliğine üyeliğinin,
Avrupa'nın sınır güvenliğini güçlendireceği kuşkusuzdur. Komite
Başkanı Keith Vaz'ın ahiren Anadolu Ajansına yaptığı açıklamada da
vurguladığı gibi uluslararası nitelik taşıyan düzensiz göç
olgusunun önlenmesinde, Avrupa Birliğinin de ülkemizle dayanışma ve
iş birliği göstermek suretiyle üzerine düşen sorumlulukları yerine
getirmesi gerektiği açıktır. Sayın Vaz'ın da bu görüşü paylaşıyor
olmasını olumlu bir yaklaşım olarak not ettik.''
Açıklamada, Dışişleri Bakanı Davutoğlu'nun,
Türkiye'nin konuya ilişkin görüşlerini, raporda ve rapora ilişkin
basın açıklamasında yer verilen bazı ''yanlış
değerlendirmelerden duyulan rahatsızlığı'', İngiliz
Dışişleri Bakanı William Hague'e ilettiği belirtildi.