Davutoğlu'ndan iki kritik açıklama
Abone olBaşbakan Ahmet Davutoğlu önce Ceylanpınar'da HDP'nin çatışmasızlık çağrısına yanıt verdi ardından da Şanlıurfa'da terör saldırılarını değerlendirdi.
Başbakan Davutoğlu, Gaziantep ve Kilis temaslarının ardından Şanlıurfa'nın Ceylanpınar ilçesine geldi. Ceylanpınar'da vatandaşlara seslenen Davutoğlu, HDP'nin 'çatışmasızlığa dönelim' çağrılarına yanıt verdi.
Davutoğlu, "Şimdi diyorlar ki 'çatışmasızlığa dönelim', evet dönelim. Hiçbir zaman çatışmayı savunmadık biz. Hiçbir zaman şiddeti savunmadık. Ama çatışmasızlıktan kasıtları, yine başka bir gece ilerde polislerimizi katledecekler de biz sessiz kalacağız diye düşünüyorlarsa buna izin vermeyiz" dedi.
TÜRKİYE KOLEKTİF SALDIRIYLA KARŞI KARŞIYA
Davutoğlu Şanlıurfa'da yaptığı konuşma da ise, "Türkiye kollektif bir saldırı ile karşı karşıya" diye konuştu.
Davutoğlu Selahattin Demirtaş'ın 'eller tetikçen çekilsin' açıklamasıyla ilgili ise "PKK ellerini tetikten çeksin çağrısı doğru bir çağrı" yorumunda bulundu.
Başbakan Davutoğlu, Ceylanpınar Belediyesini ziyaret etti. Davutoğlu, daha sonra belediye binasından vatandaşlara seslendi.
Bugün hayatında hiç unutmayacağı bir gün yaşadığını belirten Davutoğlu, bir selamla dahi Ceylanpınar'ın kendilerini bu şekilde karşılamasından duyduğu mutluluğu dile getirdi.
Sabah Kilis'te Dağ Karakolu'nu ziyaret ettiğini hatırlatan Davutoğlu, "Suriye'ye doğru baktım, ah dedim ah tarih boyu bir arada olan bu kardeşleri ayıran kim" dediğini belirtti. Davutoğlu, DAEŞ terör örgütüne karşı bir kez daha seslerini yükselttiklerini bildirdi.
Vatandaşların "Şehitler ölmez, vatan bölünmez" sloganları üzerine Davutoğlu, "İşte Ceylanpınar'ın ruhu bu. Şehitler ölmez, vatan bölünmez" dedi.
Orada, Şehit Yalçın Nane'nin silah arkadaşlarıyla konuştuğunu aktaran Davutoğlu, şöyle devam etti:
"Hepsinin gözleri yaş doluydu ama vakurdular. Kimisi Siirtli'ydi, kimisi Sinoplu'ydu, kimisi Kayserili'ydi, kimisi Türkiye'nin doğusundan kimisi batısından, kimisi Türk, kimisi Kürt, kimisi Alevi, kimisi Sünni ama omuz omuza silah arkadaşları Yalçın Nane'yi andılar. Biz oradan dönüp aslında bugün sabah dağ karakolunda verdiğimiz tabloyla şunu söyledik sınır ötesine. Bir şehidimizin kanına girenlere hesabını mutlaka sorarız. Buradan ilan ediyorum, 23 Temmuz'da Yalçın yiğidimizi öldüren DAEŞ terör örgütü veya herhangi bir başka örgüt, şurada 100 metre öteden, Suriye'den ülkemize bir tehdit teşkil ederse aynen 23 Temmuz gecesi gibi tepelerine biner cezalarını veririz."
Davutoğlu, Suruç'ta olduğu gibi vatandaşların katledilmesi halinde de bunu yapanları cezalandıracaklarını kaydetti.
Ceylanpınar'a şehitleri anmak için geldiklerini belirten Davutoğlu, "Aslında bugün siz buradaki mevcudiyetinizle diyorsunuz ki 'şehit Okan, şehit Feyyaz bizim evladımızdır, Ceylanpınarlı'dır, Niğdeli'dir, Kırşehirli'dir ama bu ülkenin evladıdır her şeyden önce" diye konuştu.
Vatandaşların, "Polise uzanan eller kırılsın" sloganları üzerine Davutoğlu, "Polise, askerimize, her bir vatandaşımıza uzanan eller kırılsın ve bilin ki kırılacak, kırılacak, kırılacak" dedi.
Davutoğlu, Emniyet Müdürlüğünü ziyaret ettiğini ve orada şehit polislerin arkadaşlarıyla görüştüğünü, ailelerini aradığını anlattı.
Başbakan Davutoğlu, "Onlardan size selam var. Diyorlar ki onları öldürenler Ceylanpınarlı, Şanlıurfalı olamaz, bu ülkenin evladı olamaz. Onları gece yarısı enselerinden kurşunla alçakça, haince öldürenler insan olamaz" ifadelerini kullandı.
"Niğde'ye, Kırşehir'e seslenin, Ceylanpınar Niğde'nin, Kırşehir'in kardeşi mi, ebediyen kardeşi olacak mı" sorusuna vatandaşların hep bir ağızdan "evet" karşılığını vermesi üzerine Davutoğlu, "İşte bu ses bugün Ceylanpınar'dan Hakkari'ye, Yüksekova'ya, Edirne'ye gidiyor. Allah sizden razı olsun" diye konuştu.
1.5 YILDA 4 KEZ SUİKAST YAPTILAR
Davutoğlu, Ceylanpınar'ın kahraman bir belediye başkanı olduğunu ifade ederek, şunları söyledi:
"1,5 yılda 4 kez suikast yaptılar ona ama başını eğmedi. Ceylanpınarlı yiğitler başlarını eğmezler. 2 kilometreye yakın emniyet müdürlüğünden buraya yürüdük. Yolda bana muhabbetle sarılan Ceylanpınarlı kardeşlerime teşekkür ediyorum. Bağrıma bastığım Ceylanpınarlı bebeklere, çocuklara teşekkür ediyorum. Bilsinler ki onları bağrıma basarken, kendi evladımı basar gibi bastım. Türk, Kürt, Alevi, Sünni kim olursa olsun bu ülkenin evlatları birdir, kardeştir, iridir, diridir diye bastım. Şimdi bu yiğit gençler her yerde omuz omuzalar. Ama Okan kardeşimiz, Feyyaz kardeşimizi gece yarısı evinde katleden hainler var ya, o bölücü terör örgütü mensupları var ya onlar bu kardeşliği bozmak istiyorlar. Onlar bu kardeşliği bozmak isteseler de biz ebediyen kardeşiz, kardeş kalacağız."
Davutoğlu, vatandaşların "Kahrolsun PKK sloganları" üzerine, "Burada kardeşi kardeşe kırdırmak isteyen herkes kahrolsun, haince saldıran herkes kahrolsun" dedi.
Bulundukları yerin 100 metre ötesinde Suriye sınırı olduğunu belirten Davutoğlu, şunları kaydetti:
"Buranın adı Ceylanpınar, oranın adı Rasulayn, Serekani. Hepsi aynı anlama geliyor. Biri Türkçe, biri Arapça, biri Kürtçe ama burada yaşayanlar hep kardeşti, hep kardeş olacaklar. Bu PKK, bu bölücü terör örgütü ne yapmak istiyor biliyor musunuz, DAEŞ ne yapmak istiyor biliyor musunuz? Sınırın 100 metre ötesinde Türk'ü, Arap'ı, Kürt'ü, Sünnisini, Alevisini birbirine kırdıranlar, o çeteciler istiyorlar ki bu kardeş kavgası Türkiye'ye de yansısın. DAEŞ öyle istiyor Suruç'ta bomba patlattı. Bekledi ve istedi ki Türkiye tarafında da kardeş kardeşe kıysın. PKK öyle istiyor, bölücü terör örgütü DAEŞ'in cinayetinden, katliamından, teröründen 3 gün sonra bu kez PKK terörü burada, Ceylanpınar'da hiçbir zaman unutmayacağımız bir şekilde iki kardeşimizi haince ensesinden vurdu. Diyarbakır'da, Tansu polisimizi yardıma giderken, trafik kazası diye ihbarda onu şehit etti. İşte DAEŞ ile bu PKK arasında kardeş kavgası çıkarmak anlamında hiçbir fark yoktur. Biz de DAEŞ'i nasıl cezalandırdıysak bilsinler ki polisimizi evinde uyurken şehit edenleri de aynı şekilde cezalandırdık, gerekirse yine cezalandırırız."
ÇATIŞMASIZLIK AÇIKLAMASI
Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Şimdi diyorlar ki 'çatışmasızlığa dönelim', evet dönelim. Hiçbir zaman çatışmayı savunmadık biz. Hiçbir zaman şiddeti savunmadık. Ama çatışmasızlıktan kasıtları, yine başka bir gece ilerde polislerimizi katledecekler de biz sessiz kalacağız diye düşünüyorlarsa, eğer çatışmasızlıktan kastettikleri, şehirlerimizin etrafında işkence yaptıkları mahkeme veya şeyler kurmak, oralarda vatandaşlarımızdan haraç almayı kastediyorlarsa, buradan sesleniyorum, bir daha kamu düzenini bozan kim olursa olsun ne niyetle olursa olsun mutlak suretle cezalandırılacaktır. Eğer çatışmasızlıktan kastettikleri, kendilerine uymadığı, kendilerine seçimde yenilgi tattırdığı için Menderes gibi kardeşlerimize suikast yapmaksa buna izin vermeyeceğiz" dedi.
Davutoğlu, Ceylanpınar Belediyesini ziyaretin ardından, vatandaşlara seslendi.
Türkiye'nin merhamet yüklü bir devlete sahip olduğunu belirten Davutoğlu, "Okan'ın, Feyyaz'ın hep sizin kalbinizde yaşaması için biraz önce bir karar aldık. Ceylanpınar'ın en büyük caddesinin bir bölümüne Şehit Feyyaz Caddesi, diğer bölümüne de Şehit Okan Caddesi diyeceğiz inşallah. Ta ki oraya bakan herkes Ceylanpınarlı Okan Ceylanpınarlı Feyyaz diyerek yüreklerine bassınlar" diye konuştu.
Ceylanpınar'da şehit olan polis memurları Okan Acar ve Feyyaz Yumuşak'ın vatandaşların huzurlu olması için orada olduğunu belirten Davutoğlu, şöyle konuştu:
"Sadece Ceylanpınar'ın huzurlu olması için, Ceylanpınar'ın karşı tarafta Suriye'de olduğu gibi acıya, kardeş kavgasına düşmemesi için vazife yapıyorlardı. Okan'dan Feyyaz'dan ya da diğer polislerimizden hiç yanlışlık gördünüz mü, size zulüm ettiler mi, size bir zarar verdiler mi? Allah aşkına şahitlik edin, sizin kılınıza zarar verdiler mi? Ceylanpınarlılar Allah razı olsun, sizler şahitlik ediyorsunuz. HDP ve onların takipçileri, sizlerin şahitlikleriyle şimdi, hep yanınızda duran Okan'ların Feyyaz'ların şehit edildiği gün sessiz kaldılar. Onlar sessiz kaldılar ama biz size söz veriyoruz. Ceylanpınar hep barış diyarı olacak. Hiç kimse bizi Suriye'nin öbür tarafındaki gibi kardeş kavgasına götüremeyecek, hiç kimse bizi Türk, Kürt, Arap diye ayıramayacak. Arap'ta, Türk'te, Kürt'te Şanlıurfa'nın manevi mimarı İbrahim'in milletindendir. Halil İbrahim'in imanındadır. Aramıza fitne sokamayacaklar."
ONLARDA YÜZ YOK
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın, Brüksel'e gitme sebebine değinen Davutoğlu, "Brüksel'e, Avrupa Birliğinden ya da diğer ülkelerden yardım istemeye gidiyorlar. Oralarda konuşuyorlar. Neden biliyor musunuz? Çünkü Ceylanpınar'ın yüzüne bakmaya onlarda yüz yok. Biz buradayız. Allah şahit olsun ki kıyamete kadar buradayız. Biz çözüm süreci derken eski acılar unutulsun, bu yavrularımız Doğu-Batı diye ayrılmasın, annelerin yüreğine ateş düşmesin dedik. Ama onlar diyorlar ki şehit polislerin annelerinin yüreğine ateş düşsün, onlar diyorlar ki askerlerin yüreğine ateş düşsün, kendilerine itaat etmeyen Kürtlerin yüreğine ateş düşsün. Biz ise bütün annelerin yüreğini kendi yüreğimiz biliriz. Biz o emaneti omuzumuz da biz o emaneti yüreğimiz de taşıyoruz. Allah son nefese kadar bu emaneti taşımayı bize nasip etsin" ifadesini kullandı.
BUNLARIN HADLERİNİ...
Davutoğlu, demokratik hukuk devleti kuralları içinde PKK ile mücadele etmeye devam edileceğini vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Zannettiler ki iki polis kardeşimizi, masum iki kardeşimizi şehit edecekler ve biz susacağız. Zannettiler ki askerimize, polisimize tuzak kuracaklar ve biz susacağız. Nasıl DAEŞ'in haddini bildirdiysek, bunların da haddini Kandil'de de bildirdik, her yerde de bildiririz. Şimdi diyorlar ki 'çatışmasızlığa dönelim', evet dönelim. Hiçbir zaman çatışmayı savunmadık biz. Hiçbir zaman şiddeti savunmadık. Ama çatışmasızlıktan kasıtları, yine başka bir gece, ilerde polislerimizi katledecekler de biz sessiz kalacağız diye düşünüyorlarsa, eğer çatışmasızlıktan kastettikleri, şehirlerimizin etrafında işkence yaptıkları mahkeme veya şeyler kurmak, oralarda vatandaşlarımızdan haraç almayı kastediyorlarsa, buradan sesleniyorum, bir daha kamu düzenini bozan kim olursa olsun, ne niyetle olursa olsun, mutlak suretle cezalandırılacaktır. Eğer çatışmasızlıktan kastettikleri, kendilerine uymadığı, kendilerine seçimde yenilgi tattırdığı için Menderes gibi kardeşlerimize suikast yapmaksa buna izin vermeyeceğiz.
Ama inşallah Ceylanpınar'da bugün gördüğümüz aziz kardeşlerimiz, Ceylanpınar'da bugün gördüğümüz tablo hiç haber vermeden, al bayraklarla bizi karşılayan bu aziz Ceylanpınarlılar diyor ki 'Okan, Feyyaz, Yalçın, karşı taraftan Rasulayn-Serekaniye, Edirne bizim kardeşimiz'. Allah şahit olsun ki biz bu kardeşliği bu topraklarda hep yaşatacağız. Onların bozmak istediği kardeşliği yaşattığımız gibi, bu ülkede özgürlükleri hep yaşatacağız. Herkes kendi anadiliyle konuşacak, herkes kendi kültürü, örfü ile gurur duyacak. Kimse kimseye zulüm etmeyecek. Ne erkeğin zulmü olacak, ne 90'ların faili meçhulleri ne de şimdilerin PKK terörü olacak. Hiç birine izin vermeyeceğiz. Hep beraber bu topraklar barış içinde kardeşlik içinde güzel günlere yürüyeceğiz. Bu toprakların hiçbir evladı bir başkasına düşman, hasım, rakip gözüyle bakmayacak."
KARŞISINDA BİZİ BULUR
Başbakan Davutoğlu, "Allah birliğimizi beraberliğimizi daim etsin. Allah bu bölgedeki, hem ülkemizdeki, hem de Ortadoğu'daki Türkleri, Kürtleri, Arapları ebediyen kardeş kılsın. Aramıza fitne sokmak isteyenlere fırsat vermesin, aziz Ceylanpınarlılar bir kez daha teşekkür ediyorum, Allah sizden razı olsun. Bilin ki, size yan gözle bakan karşısında bizi bulur, sizi tehdit eden karşısında bizi bulur" diye konuştu.
Vatandaşların "Memlekete uzanan eller kırılsın" şeklinde slogan atması üzerine Davutoğlu, ""Bu ülkenin geleceği için, inşallah hep beraber Cumhuriyetimizin 100. yılına yürürken, herkesin onur içinde yaşayacağı, herkesin kardeşçe birbirine muhabbet duyacağı bir ülkeyi beraber inşa edeceğiz. Kim bu muhabbeti nefrete dönüştürmek isterse, ona karşı beraber duracağız. Kim evinde uyuyan masumları haince katlederse ona karşı omuz omuza duracağız. Allah razı olsun, hakkınızı helal edin. Allah'a emanet olun" dedi.
"Allah kardeşliğinizi daim eylesin" diyen Başbakan Davutoğlu, slogan atanlara hitaben "Bakın ne güzel, 'Türk, Arap kardeştir, ayırım yapan kalleştir', 'Türk, Kürt kardeştir, ayırım yapan kalleştir', 'Kürt, Arap kardeştir, ayırım yapan kalleştir" şeklinde seslendi.
"Bakın şurada bu balkonda, Türk de var, Kürt de var, Arap da var. 'Ehlen ve sehlen' diyen de var. 'Roj baş' diyen de var. 'Hayırlı günler' diyen de var" ifadesini kullanan Davutoğlu, semalardan ezanların yüreklerden kardeşliğin eksik olmamasını diledi.
Başbakan Davutoğlu, bütün Müslümanları, bölge insanlarını din, mezhep ve ırk ayrımı olmadan ebediyete kadar beraber kılması temennisinde de bulundu.
Şehitler için Fatiha okunmasını da isteyen Başbakan Davutoğlu, Ceylanpınar'ın kardeşlik, yiğitlik ve ebediyete kadar yükselen bayrağın sembolü olacağını sözlerine ekledi.
KOLEKTİF SALDIRI AÇIKLAMASI
Başbakan Davutoğlu daha sonra Şanlıurfa'da STK buluşmasında konuştu.
Davutoğlu'nun açıklamalarından satır başları şöyle:
Sanki bir el düğmeye bastı, DEAŞ, PKK ve DHKP-C harekete geçti.
Türkiye'yi Suriye gibi kardeş kavgası girdabına sokmak, bu toprakların evlatlarını yetim bırakmak için harekete geçtiler
Türkiye kollektif bir saldırı ile karşı karşıya. Terör örgütlerine 'biz kıyamete kadar buradayız' mesajı verdik.
İstismar edilen çözüm sürecine halel gelmesin diye sabır gösterdik. Bizim yapılanlara sessiz kalacağımızı sandılar.
Demirtaş'ın eller tetikten çekilsin çağrısı doğru bir çağrı. Bütün silahlı unsurların Türkiye dışına çıkmasını söylemeli
Birileri hep 'acaba bünyeyi zayıf düşürebilir miyiz?' diye çaba içine girdiler. Dillerinde 'barış' derken, ellerinde kaleşnikofu, zihinlerindeki terör kültürünü yok etmeden ve onları gizleyerek Türkiye'de bir kardeş kavgasının önünü açmak istediler ve son derece de pişkince. Bakınız şimdi Demirtaş'ın Brüksel'de verdiği mesajlara ya da sürekli dilinden barışı düşürmeyip 'çatışmazlığa dönelim' diye günlerdir söyledikleri sözlere. Bu nasıl bir pişkinliktir.
Konu kamu düzeni olduğunda hiçkimseyle hiçbir şeyi müzakere etmeyiz. Valilerimiz her türlü tedbiri alacaklar.
Herkes zihnindekini açık konuşsun. Demirtaş'a söylüyorum, bu fikirler serdedilirken, ayaklanma çağrıları yapılırken, Kobani olayları bahane edilerek 6-8 Ekim'de bütün şehirlerimiz, bir ateş görüntüsü içine sokulurken neredeydiler, niye 'çatışmasızlık' demediler 2 polisimiz şehit edildiği gün çıkıp deselerdi ki dönüp o terör baronlarına ve kullandığı tabirle söylüyorum o terör gladyosuna 'yapmayın bu terörü' deme cesaretini göstermeyenler şimdi çatışmasızlıktan ve bize meydan okumaktan bahsediyorlar. Şimdi yavaş yavaş 'Elleri tetikten çeksin PKK' diyor. Geç oldu ama şimdilik doğru bir çağrı.