Davutoğlu'ndan İdlib çıkışı: Rusya ve İran desteği olmadan bu saldırıya yeltenemez
Abone olİDLİB'de 33 askerin şehit olduğu saldırılarla ilgili açıklamalar yapan Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, "Rejim, Rusya ve İran desteği olmadan bu saldırıya yeltenemez. Türkiye NATO ile ortak askeri girişimlerde bulunmalı" diye konuştu.
Partisinin İstanbul il başkanlığında dikkat çeken açıklamalar
yapan Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet
Davutoğlu, "Gece boyu süren hüzünlü bekleyişte açıklamaların
en yetkili mercilerce yapılmamasının doğurduğu belirsizlik topluma
hakim olmuştur" deyip yetkililerin yaşananları şeffaf şekilde
halkla paylaşması gerektiğini belirtti.
Konuyla ilgili bir eylem planı hazırladıklarını, bütün siyasi liderlere mektup olarak göndereceklerini ifade eden Davutoğlu, daha önce yaptığı görüşme talebini gerçekleştirme arzusunda olduğunu vurguladı.
"Bir şehidin dahi acısı bütün milletin yüreğinde derin izler bırakır" diyen Davutoğlu, şunları kaydetti: Ümidimiz gelecekle ilgili düşüncemiz bir daha hiçbir şehit vermeyeceğimiz, soğukkanlı ama kararlı, Türkiye'nin caydırıcı gücünü gösteren tutarlı bir stratejik plan içinde konunun ele alınmasıdır. Kimse sorumluların perde arkasına gizlenmesine izin vermemelidir.
"Rusya ve İran desteği olmadan..."
AB, Rusya, ABD ve NATO ile ilişkilerin dengeli yürütülmesi
gerektiği konusunu son 6 aydır vurgulamıştık. Attığımız her adımda
Türkiye'nin stratejik bütünlük içinde ve ortak bir stratejik akıl
ile davrandığını göstermemiz lazım. Çok aşırı dostluklarla, aşırıya
gitmiş husumet arasındaki dengeyi kaybettiğimiz zaman benzer
tablolarla karşılaşma riskimiz çok olur.
Suriye rejiminin, Rusya ve İran desteği olmadan böyle haince, kalleşçe bir saldırıya yeltenmesinin mümkün olmadığını biliyoruz.
"TBMM acilen toplanmalı"
Kısa, orta ve uzun vadede atılması gereken adımlar var. TBMM'nin acilen toplanması gerekiyor. Yüce Türk milletinin birliğinin ve beraberliğinin vurgulanması bakımından Sayın Cumhurbaşkanı bütün siyasi parti liderlerinin katılımıyla değerlendirme toplantısı yapmalıdır. Kritik süreç içinde ülke iç siyasetine yönelik, ağır, tehdit edici, halkımızın moralini bozucu söylemlerden de toplumun duygularını tahrik edecek hamasi söylemlerden de kaçınılması gerektiğine inanıyoruz.
Şeffaf açıklamalar yapılmalı
İdlib'de 33 kahraman askerimizin şehadetiyle sonuçlanan saldırılar konusunda bütün devlet birimlerinin kullanacağı ve kamuoyumuzu şeffaf bir şekilde aydınlatacak ortak bir açıklama-bilgilendirme metni paylaşılmalıdır. Dün gece kamuoyumuzdaki derin hüznün sebeplerinden birisi eğer şehitlerimiz kaybı ise diğeri bu konuda bilgi alamamanın getirdiği belirsizliğin getirdiği korkudur. Orada askerlerimizin bulunduğu bir alanda bütün aileler bunu derinden hissettiler.
Sadece Astana ve Soçi mutabakatlarına atıfla İdlib'deki askeri varlığımızın korunması mümkün değildir. O atıflar yapılacaksa, mutabakata destek vermiş olan Rusya ve İran'ın Türkiye'ye bir açıklama borcu vardır.
"NATO ile ortak askeri girişimlerde bulunulmalı"
NATO'nun acilen toplantıya çağrılması yerinde olmuştur. Bunun sadece Türkiye sorunu olmayıp NATO güvenliğini de ilgilendiren bir konu olduğu vurgulanmalı, başta hava savunma sistemleri olmak üzere ülkemizin dış saldırılara karşı korunması yönünde ortak askeri girişimlerde bulunması sağlanmalıdır.
Türkiye'nin ilan ettiği güvenlik alanının NATO ittifakı tarafından da kabul edildiği ve bu alanda hava sahasının uçuşa kapatıldığı, Türk birliklerine yönelik her türlü saldırının 5. madde çerçevesinde değerlendireceğine ilişkin karar alması talep edilmelidir. NATO'daki toplantı talebi 4. maddeye istinaden, yani istişare ve koordinasyon için. Türkiye bu toplantıda bir NATO üyesi olarak Türkiye'nin Suriye kaynaklı çok açık bir tehditle karşı karşıya olduğu ortaya koyulmalı ve mutlaka ortak bir askeri planlama talebiyle bu görüşmelere gidilmelidir. Sadece görüşmede kalınmamalı Türk birlikleri, NATO üyelerinin ortak iradesini yansıtacak şekilde hava sahası kapatılarak teminat altına alınmalıdır.
Yeni bir askeri operasyona kalkışmadan hava güçlerimiz tarafından takviye edilecek şekilde bu operasyonun planlanması ve bu konuda mesajın net bir şekilde Rusya'ya ve NATO'ya iletilmesi gerekir.
"Medya operasyonuyla karşı karşıyayız"
Medya operasyonuyla da karşı karşıyayız. Rusya kaynaklı bir bilgi bombardımanı var. Bizim objektif verileri bütün büyükelçilere aktararak uluslararası kamuoyunun tr tezlerine yakın bir yere mutlaka getirilmesi gerekir.
Birleşmiş Milletler (BM) nezdinde yapılan girişimlerle BM güvenlik gücü oluşturulmalı ve silahlı kuvvetlerin evlerine salimen dönmeleri sağlanmalıdır. BM gücünün oradaki mültecilere güvenlik sağlaması gerekir. Afrin, Cebarblus ve Rasulayn'da sağlıklı işleyen sivil düzeni kurmak mülteci akınını geçici olarak da engelleyebilir
Türkiye, sadece kendisine saldırıldığında, askerleri şehit edildiğinde yas tutan, mukabele bil misli ile tepki veren ülke konumundan çıkmalı, kalıcı bir eylem planını dünyaya duyurmalıdır.
"Yeni bir güvenlik yapısı oluşturulmalı"
BM gözetiminde bir kalıcı ateşkes ilan edilmeli ve ülkedeki bütün kesimlere güven verecek bir güvenlik yapısının oluşturulması gerekmektedir. İç savaşı başlatan ve yaygınlaştıran, yüzde 12'lik toplum kesiminin güvenlik birimlerini elinde tutmasıdır. Bütün silahlı grupların dağıtılması, yabancı grupların ülkeyi terk etmesi sağlanmalıdır. Bu çerçevede güvenlik teminatı sağlanan bölgelerde mülteciler dönüşümü sağlanmalı.
Yüksek dozlu siyasi retorikle, sürekli birilerine ders verir tarzda bir yaklaşımla tepki vermemiz halinde inandırıcılığımızı kaybederiz.
Her gün yeni bir operasyon başlatacağımız bilgisini kamuoyuyla paylayarak gerçek bir operasyonun bütün unsurlarını harekete geçirmeden iletişim stratejisi uygulamak bizi zora sokar.