Davutoğlu'ndan füze kalkanı tepkisi
Abone olDışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, füze kalkanı tartışmalarına tepki gösterdi, haberi yalanladı.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, füze
kalkanı tartışmalarıyla ilgili çıkan haberlere tepki gösterdi.
Davutoğlu, "Sanki füze savaşları başlıyor, Türkiye'de bir füze
kalkanına evsahipliği yapacak. Böyle bir durum sözkonusu değil"
dedi.
Temaslarının ardından Türkiye'nin Brüksel Büyükelçiliği'nde basın
toplantısı düzenleyen Davutoğlu, NATO içinde, yeni stratejik
konsept bağlamında tartışılan füze savunma sistemi konusunda
Türkiye'nin üç ilkesi olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
"Terörizm de bir güvenlik riskidir, biz bu konudaki görüşlerimizi
ifade ettik. Yine nükleer silahların yayılması da bir güvenlik
riskidir. Bu konuda da görüşler ifade edildi. Yani sanki
bütün NATO zirvesinin, bir tek balistik füzelerin bugünkü durumuyla
ilgiliymiş gibi algılanması doğru değil. Önümüzdeki 20-30
yıl içinde ortaya çıkabilecek risklerin sıralanması esnasında bu
konu da ilkesel bazda gündeme geldi.
Ayrıca uygulama anlamında, kesinlikle herhangi bir uygulama
projeksiyonu ya da tartışması olmadı. Bugün bazı gazetelerimizde bu
şekilde ifadeler var. İlkesel bazda bu güvenlik riskleri sıralanır
ve NATO bir bütün olarak bu güvenlik risklerine karşı nasıl tedbir
alacağını düşünür. Bunun doğru algılanması önemli."
"CEPHE ÜLKESİ GİBİ ALGILANMASI DOĞRU
DEĞİL"
İkinci önemli ilkelerinin ise dış politika vizyonuyla bağlantılı
olduğunu anlatan Davutoğlu, şöyle konuştu:
"Biz Soğuk Savaş şartlarını doğrudan ya da dolaylı şekilde
ortaya çıkaracak bir uluslararası konjoktürün doğmasını
istemiyoruz. NATO'nun da bu yeni uluslararası konjonktürde, kanat
ve merkez ülkeler gibi ayrılmasını ve Türkiye'nin Soğuk
Savaş'ta olduğu gibi sanki bir kanat veya cephe ülkesi gibi
algılanmasını doğru görmeyiz.
Türkiye yürüttüğü dış politikası ve diplomasisiyle bütün çevre
bölgelere, ülkelere istikrar yayan, sadece güçlü askeri gücüyle
güvenlik unsuru olarak istikrar yayan değil, yumuşak gücüyle,
diplomasisiyle, yaptığı faaliyetlerle de Orta Asya'dan Ortadoğu'ya,
Balkanlardan Kafkaslara ve Karadeniz'den Akdeniz'e kadar bir
bölgeye istikrar yayan ve ekonomik kalkınmasıyla da bölgeye ciddi
bir ekonomik refah alanı oluşturan bir politikamız var.
Bu birinci ilkede balistik füze veya nükleer gelişmeler veya
terörizm tehdidine karşı alınacak güvenlik tedbirleriyle, savunma
sistemleriyle bizim bu dış politika vizyonumuz arasında bir
çelişki olmasını istemeyiz. Biz çevremizdeki hiçbir
komşumuzdan bir tehdit algılaması içinde değiliz, NATO'ya dönük de
bir tehdit algılaması veya tehdit oluşturduğu kanaati içinde
değiliz. Ancak NATO da bütün güvenlik unsurlarını gözönüne alarak
geleceğe yönelik planlama yapmakla yükümlüdür. Biz de bu
planlamaların içinde oluruz, olmaya devam edeceğiz."
"HİÇBİR ÜLKE TEHDİT OLARAK
GÖSTERİLMEMELİ"
Davutoğlu, NATO'nun yeni stratejik konsept ya da başka bir belgede
bazı ülkeleri tehdit göstermek isterse Türkiye'nin buna nasıl
yaklaşacağının sorulması üzerine, "İhtimaller üzerinde
konuşmayalım ama ilkeler üzerine konuşabiliriz. Biz Soğuk Savaş
mantığı veya yaklaşımı içinde, herhangi bir bloklaşmaya yol
açabilecek tanımlamalardan uzak kalınması gerektiğini
düşünüyoruz" şeklinde konuştu.
Türkiye'nin yeni stratejik konseptte tehditlerin ilkesel düzeyde
yer almasına önem verdiğini belirten Davutoğlu, 20-30 yıl
sonrasındaki şartların bugünden bilinemeyeceğini vurguladı.
Davutoğlu, "Kamuyou açısından söylüyorum. Bu tartışmaları bugünün
konjoktürel şartları içerisinde değerlendirmeyelim. Yani
İran'la Batı arasında gerilim var ve Türkiye de bunun parçası
oluyor gibi bir görüntü kesinlikle doğru değil. Böyle bir
durum da yok. Bunun ilkesel düzeyde, uzun dönemli bir stratejik
konsept çalışması olduğunun herkesin farkına varması lazım. Ne
bizim ne de NATO'nun herhangi bir ülke ismiyle bir tehdit
algılaması şeklinde zikredilmesini doğru bulmayız" ifadesini
kullandı.
FÜZE KALKAN
TARTIŞMASI
Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Türkiye'nin füze kalkanına evsahipliği
yapmaya ne kadar istekli olduğunun sorulması üzerine, şu cevabı
verdi:
"Bakın bu tabirler de doğru değil. Bir füze kalkanı var,
sanki böyle evsahipliği yapılacak. Bunlar bir algı da
oluşturuyor. Ben bugün basını takip ettiğimde bizim dün yaptığımız
tartışmalarla bugün basına yansıma şekli arasında bir uçurum
gördüm. Yani teknik olarak bu konuyu bilenler ve takip edenler de
bunun farkında olması lazım. Sanki füze savaşları başlıyor,
Türkiye'de bir füze kalkanına evsahipliği yapacak. Böyle
bir durum sözkonusu değil. Varolan şey bir füze savunma sisteminin
çok uzun dönemli ve aşamalı olarak planlanmasıdır.
Bunun herhangi bir ülkeye karşı olması gibi bir durum
sözkonusu değil ve sadece Türkiye'de olması gibi birşey de
sözkonusu değil. Hatta Türkiye'de olması (da sözkonusu
değil) Yine gazetede gördüm. Bölgelerimizin adları da veriliyor.
Şuraya yerleştirilecek, buraya yerleştirilecek diye. Yani biz
sürecin içindeyiz, bizim bilmediğimiz bilgilere bazı arkadaşlar
sahipse onu bilemem tabii ki. Ama bizim bilgimiz dahilinde ne böyle
bir uygulama planı var, ne de bu konuda herhangi bir aşamaya
gelinmiş.
Yani bir kere işin esası yanlış olunca nereyi düzeltelim demek icap
eder. Esası yanlış çünkü tartışılan daha ilkesel düzeyde bir
konsept geliştirme çabası. Ondan sonra bunun güvenliğin
bölünmezliği ilkesi etrafında NATO içerisinde nasıl bir yapılanmaya
kavuşturulacağı müzakerelerle varılacak bir sonuç. Onun için bu
konuda basınımızın çok daha dikkatli ve özenli yayın politikası
takip etmesine doğrusu önem veriyoruz."