Davutoğlu'ndan flaş Obama ve Esad iddiası!
Abone olBaşbakan Prof. Ahmet Davutoğlu, dün katıldığı G-20 zirvesi sırasında görüştüğü ABD Başkanı Barack Obama’dan Washington’un Suriye politikasında değişikliğe ilişkin ‘kuvvetli işaretler’ aldığını açıkladı.
Başbakan Ahmet Davutoğlu Türkiye ile ABD arasında hem
Irak, hem Suriye’yi içine alan entegre bir strateji izlenmesi
konusunda bugün ‘daha fazla ortak parametre olduğunu’
söyledi.
Davutoğlu, “Bizim hep ısrarla söylediğimiz şu: entegre bir strateji lazım. Biz o zaman elimizi taşın altına koyarız” diye konuştu. Davutoğlu, dün akşam G-20 zirvesinin ilk bölümünün sona ermesinden sonra gezisine eşlik eden gazetecilerle yaptığı basın toplantısında, öğle yemeğinde yan yana oturarak uzun bir görüşme yaptığı Başkan Obama ile arasında geçen konuşmalarla ilgili şu açıklamaları yaptı:
OBAMA’YA MYANMAR
TEŞEKKÜRÜ
ABD Başkanı Barack Obama ile konuşmamız Irak ve Suriye’ye
odaklandı. Ancak ondan önce ben kendisine Myanmar’da
Müslümanlar’a verdiği destekten dolayı teşekkür ettim. Obama,
“ben yakından takip ediyorum. Son derece haklı bir talep,
takip etmeye devam edeceğim” dedi.
ABD İLE SENKRONİZASYONDA FARK
OLUYORDU
ABD ile aramızda Suriye ve Irak konusunda her düzeyde çok yoğun bir
temas trafiği var. Açıkçası, aramızda bir ortak perspektif var
aslında, bugün ortaya çıktı… Esas itibarıyla Amerika ile Suriye’nin
geleceği konusunda bir görüş ayrılığımız yok. Onlar da Esad’ın
gitmesi gerektiğini eskiden beri söylüyorlar. IŞİD’in gitmesi
gerektiğini de söylüyorlar, biz de söylüyoruz. Fakat bazen
senkronizasyonda tabiri caizse, zamanlamada birbirine ayarlamalarda
farklı şeyler doğabiliyor. Çünkü ülkelerin kaygıları ve karşı
karşıya kaldığı riskler farklı. Türkiye, olayı en yakından
hissettiği için meselenin bir an önce çözülmesini ve bir an
önce sınırlarında istikrar olmasını istiyor. 3 senedir bunu
istiyoruz. Telaşla -panik anlamında demiyorum- büyük bir
kararlılıkla, birçok risk alarak Esad ile görüşürken yaklaşan
fırtınayı hissettiğimiz için, Esad’ı ikna etmeye çalışıyorduk.
Esad’dan sonra da dönüşüm bir an önce tamamlansın diye Özgür Suriye
Ordusu (ÖSO) ve ılımlı gruplara destek verdik, daha IŞİD ortada hiç
yokken. Görüşlerimizi o zaman Amerikalılara, Avrupalılara hep
söyledik. Ben güvenli bölge talebini ilk kez 2011 sonunda ortaya
attım.
ABD ‘ÖNCE IŞİD SONRA ESAD’ DİYORDU ŞİMDİ
FARK EDİYORLAR Kİ…
Biz tehlikeyi yakından hissettiğimiz için bir an önce çözelim bu
meseleyi diyoruz. Amerika’da ise açıkça kaygı, Irak’ta bir savaş
yaşadıkları için Suriye’de müdahaleye sıcak bakmadılar. Yeni bir
müdahaleye sıcak bakmamaları anlaşılabilir bir şey, ama daha
başından Esad’ı gayrimeşru ilan ettiler biz görüşürken. Şimdi fark
ediyorlar… (Amerikalıların) 4 ay önce dedikleri şuydu: “IŞİD yok
edilmeli, rejime sonra bakılır…“ Ama şimdi rejimin bu konuyu
istismar ettiğini çok iyi görüyorlar. Rejimin Halep’e dönük
son dönemdeki saldırılarını da yakından gördükleri için Obama da
bugün açık bir şekilde “Esad da gitmeli...” Toptan bir
dönüşüm olmadan, sadece IŞİD ile (mücadele ederek) istikrar
olmayacağını görüyorlar…
(“Yani Obama ‘Esad gitmeli’ diyor mu?” sorusu üzerine)
Esad’ın gitmesi gerektiğini bugün de ifade etti ama sıralama
farklıydı. ‘IŞİD’i halledelim, Esad sonra gitsin’ diyorlardı ama
Halep’e yönelik bu saldırılar gösterdi ki, IŞİD gitse bu kez yeni
bir mülteci dalgası olacak. Ben de şunu söyledim: ‘Halep düşse ve
güvenli bölge olmazsa bize ne kadar yeni mülteci gelecek, tahmin
edebiliyor musunuz?’ Bu soruyu soruyoruz hepsine. Kobani’de
lokalize edilmesi büyük resmin görülmesini engelledi. Biz 2 aydır
bunu anlatmaya çalışıyoruz. Suriye’nin büyük resmi kayboldu,
Kobani’ye odaklanıldı.
TEZATI GÖRMEMELERİ MÜMKÜN
DEĞİL
Amerika’nın bir başka önemli sequence (sıralama) farkı, ‘Önce Irak’
diyor, ‘Bir ordu var, Peşmerge var, orada toparlayalım durumu’
diyor. Biz ise Irak ve Suriye’de birlikte olmazsa, ortak bir
strateji geliştirilmezse, Irak’tan çekilen IŞİD’in Suriye’de
daha büyük bir bela, güç olacağını düşünüyoruz. Madem ki (Irak ile
Suriye arasında) sınırlar kalkmış, Irak için de sınırlar kalkmış, o
zaman bizim bütün bu hatta ortak bir şey (strateji) takip etmemiz
lazım. Aradaki önemli nüanslar buralarda… (“Bugün geldiğimiz
noktada… Bu nüanslar daralıyor mu?” sorusu üzerine) Daralıyor, bunu
hissediyorsunuz çünkü şeyi görüyorlar. Çok açık bir tablo
var. IŞİD öyle kolay tasfiye olmayacak, ama bu arada Esad
Halep’i yerle bir ediyor. Bunun getirdiği tezatı görmemeleri
mümkün değil.
MUTABIK KALDIK: SURİYE’DE 3’ÜNCÜ
ALTERNATİF ŞART
Bunları açık yüreklilikle konuştuk. Zaten aramızda yoğun bir
görüşme mekanizması var. Başkan Yardımcısı Joe Biden da gelecek.
Ortak mutabık kaldığımız husus, ÖSO ve ılımlı güçleri en kısa
sürede daha hızlı bir şekilde desteklemek. Yani alanda 3’üncü
bir alternatif güç olmadan Suriye krizinden çıkmak mümkün değil.
Yani Suriye halkının Esad ile IŞİD arasında kıskaca alınmasına izin
vermemek lazım. Bu konuyu, tabloyu daha kapsamlı gördüklerine
dair güçlü işaretler var. Ama bu yarın hemen şu olacak anlamına
gelmez.
Amerika’nın tutumunda radikal bir dönüşüm var
mı?
Vallahi daha kuvvetli işaretler var…
Ortak bir eylem planı var mı?
Amerikan sistemi büyük bir transatlantik gibidir. Yön değiştirmesi
biraz vakit alıyor. Amerikan yönetimi içinde değişik departmanların
farklı görüşleri olabiliyor. Önemli olan Başkan’ın bütün bu
görüşler arasında hangi yöne meylettiğidir. Bugün ABD Başkanı ile
yüz yüze görüştüğünüzde, bu transatlantiğin başında bulunan kişinin
yönünün döndüğünü… Döndü, evet, onu hissediyorsunuz tabii…
MUTABAKAT SAHAYA YANSIMAYA
BAŞLADI
Sıralamada onlar önce IŞİD diyordu, Beşar Esad’ı ikinci
planda tutuyorlardı, bugün aldığınız izlenim, Amerika’nın
sıralamayı değiştirdiği, Hem Esad hem IŞİD pozisyonuna
geçtiğini söyleyebilir miyiz?
Evet, oraya doğru geçiyor, onu şey yapıyorsunuz bir de şu var…
Bizim hep ısrarla söylediğimiz şu: Entegre bir strateji lazım. Biz
o zaman elimizi taşın altına koyarız. Entegre bir stratejiyi
görmemiz lazım. Noktasal, taktiksel hamleler değil, yani Kobani
için Türkiye şu desteği versin. Bir dakika, peki Kobani sonrasında
ne olacak diye soruyoruz. Ondan sonra nereye gidecek bu iş? O
entegre strateji konusunda daha fazla ortak parametreler
olduğunu söyleyebilirim.
Bu konuda ABD ile Türkiye bir mutabakat içinde görülüyorlar
mı?
Tespitte daha şey, ama teknik olarak daha çok çalışma yapılması
lazım. Tespitlerde bir farklılık yok.
Bu sahaya ne zaman yansır?
Aslında yavaş yavaş yansımaya başladı. Tabii onun detayları
var…
KOBANİ’YE GİRSEYDİK HALEP’E DE GİRMEMİZ
GEREKİRDİ
Obama değil bir başka ülkenin lideri bana sordu, ‘Kobani’ye
müdahale edebilir miydiniz?’ Dedim ki, Kobani’ye Kürtleri korumak
için girmiş olsak, Bayırbucak’a da Türkmenleri korumak için
girmemiz gerekir. İdlip’e, Halep’e de Arapları korumak için
girmemiz gerekir. Çünkü bizde hepsinden, Arap, Kürt ve Türkmen
kökenli vatandaşımız var.