Davutoğlu'ndan flaş açıklamalar!
Abone olBaşbakan Ahmet Davutoğlu, Kahramanmaraş'ta "İstiklal Şehrinde Gençlerle İstiklal Buluşması" programında konuştu.
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu,
Kahramanmaraş'ta Mehmet Akif Ersoy Kongre Salonu'nda düzenlenen
"İstiklal Şehrinde Gençlerle İstiklal Buluşması" programına
katıldı.
Davutoğlu, gençlere seslendiği konuşmasında "Özellikle tam da bu dönemlerde Kahramanmaraş, İstiklal Harbi'ne direnirken, İstiklal Harbi'nin hemen öncesinde işgale karşı, esarete karşı direnirken esaret altında kalan Halep'in durumuna bakınız. Şimdi Halep'in kaderi kesinlikle Kahramanmaraş'tan ayrılamaz. Halep bizim şehrimizdir. Şam bizim şehrimizdir. Şam'u Şeriftir. Kudüs, Kudüsü Şerif'tir. Bağdat, ana gibi yar kendisi gibi diyar olmayan bir büyük beldedir" dedi.
28 Şubat'ta, o dönem bir başbakanın, İmam Hatip'lerin savunulması, kesintisiz eğitime karşı çıkıldığında, karşı çıkanları, "Mağaralardan beslenen yarasalara" benzettiğini hatırlattı.
O dönemde Yeni Şafak'ta yazar olduğunu anımsatan Davutoğlu, gazetedeki yazısında "Biz Müslümanlar, biz mağaraları ve yarasaları çok severiz. Çünkü biz Rabbimizin yarattığı her şeyde, yarasa da olsa sadece güzelliği ve mucizeyi görürüz. Rabbimizin yarattığı hiçbir şey de kötü bir şey görmez, kötü bir gözle bakmayız. Biz mağaralar dendiğinde vahyin indiği o mübarek Hira mağarasını anlarız. Biz Müslümanlar Hira mağarasında geçecek bir saniyeyi, kumarhanenin loş koridorlarında geçecek bin asra değişmeyiz" ifadelerini kullandığını hatırlattı.
Davutoğlu, 28 Şubat günlerinde nasıl çileler yaşandığını,
başörtülü gençlerin nasıl tahkir edildiğini, özgürlüklerin nasıl
ayaklar altına alındığını, gençlerin çok iyi bildiğini aktardı.
Gençlere, mekana saygı duymaları, tabiatta Allah'ın yarattığı her şeye merhametle, aşkla bakmaları tavsiyesinde bulunan Davutoğlu, mekana saygının ikinci boyutun ise üzerinde yaşanılan aziz vatan ve bu coğrafyanın hakkının verilmesi olduğunu anlattı.
"Şam bizim şehrimizdir. Şam'u Şerif'tir. Kudüs, Kudüsü Şerif'tir"
Bu toprakların mübarek ve tarih içerisinde büyük çığırlara zemin olan topraklar olduğuna dikkat çeken Davutoğlu, "Üzerinde yaşayanlar eğer o toprakların hakkını verirlerse, üzerinde yaşayanları izzetli kılarlar. Eğer hakkını vermezlerse de zelil kılar. Bizler, bütün büyük insanlık medeniyetlerinin insanlık tarihindeki bütün büyük medeniyetlerin kurulduğu bu topraklar üzerinde yaşamanın hakkını vermek durumundayız. Mezopotamya, Mısır, Anadolu, Kafkasya, Balkanlar, Orta Asya, tarihte doğmuş bütün büyük medeniyetlerin eğer tarihi bir odak noktasını keşfetmek, anlamak, o odak noktasına tarihin izini sürmek isterseniz Anadolu çıkar. Onun için bu topraklar üzerinde adaletin sözcüsü olan insanlar, adaletin sözcüsü olan liderler çıkardığında büyük düzenler büyük adalet nizamları kuruldu. Bu çıkmadığı zaman, bunlardan eksik ve mahrum kaldığı zamanlar büyük zulümler yaşandı" değerlendirmesinde bulundu.
Gençlerden bu toprakların ruhuna sahip çıkmasını isteyen Davutoğlu, şöyle konuştu:
"Bu topraklarda dolaşırken her bir şehirde, her bir mahallede, her bir köyde bütün o büyük İbrahimi geleneğini, tevhid inancını, kurulan büyük devletlerin temelini teşkil eden bu adalet anlayışını görecek ve hissedeceksiniz. Özellikle tam da bu dönemlerde Kahramanmaraş, İstiklal Harbi'ne direnirken, İstiklal Harbi'nin hemen öncesinde işgale karşı, esarete karşı direnirken, esaret altında kalan Halep'in durumuna bakınız. Şimdi Halep'in kaderi kesinlikle Kahramanmaraş'tan ayrılamaz. Halep bizim şehrimizdir. Şam bizim şehrimizdir. Şam'u Şerif'tir. Kudüs, Kudüsü Şerif'tir. Bağdat, ana gibi yar kendisi gibi diyar olmayan bir büyük beldedir. İşte bütün bu coğrafyada eğer bugün kan dökülüyorsa, eğer bugün kardeş kavgası yaşanıyorsa, hepinizin mekana olan saygınızın bir gereği olarak bu mübarek beldelerde tekrar adaletin merhametin ve şefkatin egemen olması için yeni bir yürüyüşe çıkma konusunda hiç tereddüt etmemeniz lazım. Bu coğrafya, medeniyetlerin kurulduğu coğrafyadır. Tekrar bu coğrafyada o kadim medeniyetimizin ihyası, inşası için sizlerden büyük, çok büyük gayret gösterme beklentimiz var. Talebemiz, önümüzdeki bu çetin yıllara, on yıllara sizin en iyi şekilde hazırlanmanızdır."
"'Tanrı Uludur' denilen günleri yaşadılar"
Gençlerden zamanın hakkını vermelerini isteyen Başbakan Davutoğlu, zamanın hakkının verilmesinin yaşanılan zamana hitap etmek, zamanın gerektirdiği gayreti göstermek olduğunu söyledi.
Davutoğlu, "Her dönemde eğer zamanın hakkını veren liderler çıkmasaydı tarih şekillenmezdi. Alparslan, Fatih Sultan Mehmet, İstiklal Harbi'nin öncüleri, Çanakkale'de savaşan yiğitler kendi zamanının hakkın verdi" dedi.
1912'den 1923 yılına kadar bu toprakların çocuklarının tüm Balkanlar, Orta Doğu, Mezopotamya, Kafkaslar coğrafyasında son devletin kalan son medeniyet merkezlerini korumak için şehit düştüklerini söyleyen Davutoğlu, "Onlar bizim dedelerimizdi. Hiçbir aile yoktur ki Anadolu'da o dönemden kalanların içinde şehit bırakmamış olsun. Onlar büyük bir kadim medeniyetin savunmasını yaptılar. İkinci nesil, babalarımızın nesli. Onların bıraktığı topraklar üzerinde kurulan Cumhuriyetimiz içinde kendi haklarının mücadelesini verdiler. Modernite karşısında yenik düştüğü zannedilen kadim bir medeniyetin temsilcisi, savunucusu oldular. Zor günler geçirdiler. Ezan-ı Muhammedi yerine, 'Tanrı Uludur' denilen günleri yaşadılar. Kuran-ı Kerim'in okunmasının bile suç sayıldığı günlerden geçtiler" ifadelerini kullandı.