Davutoğlu'ndan çözüm süreci vurgusu
Abone olBaşbakan Ahmet Davutoğlu, Kobani bahane edilerek çözüm sürecinin engellenmeye çalışıldığını söyledi.
İNTERNETHABER- Başbakan Ahmet Davutoğlu, çözüm sürecini
herhangi bir örgütün isteğiyle değil hükümetin iradesiyle
sürdürüldüğünü söyledi. Kürtler ile Türkler'in bu topraklar
üzerinde tarihsel bir bağının bulunduğunu ifade eden Davutoğlu,
Kobani'nin Türkiye'nin yüreğini yaktığını; ancak bu süreçte elinden
geleni yaptığını söyledi.
Ahmet Davutoğlu, Kon TV'nin çeşitli yerel televizyonlarla ortaklaşa
gerçekleştirdiği "Anadolu Soruyor" adlı programda, gazetecilerin
sorularını cevaplandırdı. Çözüm sürecinden vazgeçilmeyeceğini, iki
taraftan birisinin iyi niyetini elinden bıraktığı zaman bu süreçte
ilerleme kaydedilemeyeceğini ifade eden Davutoğlu, Türkiye'nin
Kobani konusunda elinden geleni yaptığını söyledi. İşte
Davutoğlu'nun açıklamalarından bazı satır başları;
"Bugün bu sorunu ortaya çıkaranlar, tabiri caizse sert devlet
anlayışını gösteren katı bir merkezi sistemin eseridir. Tek tipçi
bir anlayış vardı. Bu anlayışa tepki olarak çıkan yine tek
tipçi başka bir ideolojik hareket ortaya çıktı. Biz ise bu
ülkenin her insanına saygı gösterilen, ülkenin her yerinde saygıyla
karşılanan bir vatandaşlık kimliğiyle birleştirmeye çalıştık.
İstanbul'un belli semtlerinde aynı apartmanda oturan Kürtler ile
Türkler'i ayırt edebilecek misiniz? İşte bunu anlamadıkları için
bizim çözüm sürecimizi de Suriye politikamızı da anlayamıyorlar. Bu
toprakların bir evladı olarak Hakkari'de doğmuş olabilirdim. Bu
benim elimde değildir.
"ÇÖZÜM SÜRECİNDE KARAMSARLIĞA KAPILMAYIN"
Kesinlikle karamsarlığa kapılmasınlar. Ne bu iradeyi
bırakırız ne de çözüm süreciyle şantaj yapanlara boyun
eğeriz. Çözüm süreci, bizim tarihsel sürecimizde şifa
kaynağımızdır. Ümitsizlik ve karamsarlık, bu sürece darbe vurmak
isteyenlerin istediği psikolojik bir duygudur. Biz buna müsaade
etmeyeceğiz. Psikolojik üstünlüğü elimizden bırakmayacağız.
AHMET KAYA'YI HATIRLATTI
12 yıl önce bu ülkede kendi dilinde Ahmet Kaya'nın kaseti
satılamıyordu. Biz bu anlayışı meydan okuyarak iktidara
geldik. Daha bir kaç yıla kadar anneler, cezaevlerindeki
çocuklarıyla Kürtçe konuşamıyorlardı. Kürtçe bizim dilimiz.
Özellikle bunu kullandım, söyledim. Bu diller bizim
dillerimiz. Bunların hepsini yaptık. Doğu ve Güneydoğu'daki
vatandaşlarımıza sesleniyorum, sorsunlar bu vandallara neden
bunları yapıyorlar. Türkiye'yi Suriye'ye çevirmek istiyorlar.
Irak'taki çatışmayı mı istiyorlar.
"KÜRT DİYENLERİN KÜRTLERE ZULÜMLERİ"
Dün bu salonda, belediye başkanlarını dinledim. Onlar,
kendilerine Kürt diyenlerin kendilerine yaptıkları zulümleri
anlattılar. Tek tipçiliği bir başarı hikayesi olarak
görüyorlar. Hakkari sadece Kürtler'den ibaret olmayacaklar.
Havaalanları açıldıkça bu mümkün olmayacak. Bu yüzden o
bölgelerdeki yatırımları engelmeye çalışıyorlar.
"İSTESELER DE İSTEMESELER DE..."
Bizim hedefimiz son derece açık. Onlar isteseler de istemeselerde
bu çözüm sürecini nihayete erdireceğiz. Gayri müslimlerin ellerinde
silahları mı vardı da biz onların mallarını geri verdik. Alakası
yok. Bizim yaptıklarımız bu örgütün baskısı için değil biz
istediğimiz için yaptık.
"MESELE ÇÖZÜM SÜRECİNİ YOK ETMEK"
17 Aralık'ta düğmeye basanlar daha önce KCK
operasyonlarını yapanlardır. Şimdi aynı noktadalar. Yine çözüm
süreci hedef alınmıştır. Bu süreç bunları rahatsız ediyorlar. Gezi
olaylarından biri çözüm sürecini engellemektedir. Zira örgüt bu
olayları bahane ederek silah bırakmadı.
"YASAL ZEMİN HAZIRLADIK"
Yeni hükümet kurulurken bu sürece vurgu yapıldı. Biz kendimizi buna
bağladığımızı ilan ettik. Hemen de eyleme geçtik. İlk defa
yeni bakanlarlar kurulu kararıyla buna yasal zemin kazandırdık. Ne
istiyorsunuz? Bu düzenlemeyle çözüm süreciyle ilgili görüşmeler
nedeniyle kimse yasal olarak bundan sonra suçlanamaz.
Bakanlar Kurulu kararından bir hafta sonra bu olayların
çıkarılmasının nedeni ne? Birileri bu çözüm sürecinden rahatsız
ediyor. Biliyorlar ki çözüm süreci gerçekleşirse Türkiye
prangandalarından kurtulacak.
"KÜRTLER'İN DEVLETİ TÜRKİYE'DİR, HAMİSİ DE..."
Kürtler'in devleti Türkiye'dir. Dışarıdaki Kürtler'in de hamisi
Türkiye'dir. Barzani biz olmasaydı bu son ayları nasıl geçirecekti?
Birbirimize güveniyoruz da bunlar oluyor. Derin yapı, bazen gezi
diyor istemiyor. Bazen Kobani diyerek istemiyor. Kobani'de akan
kanın bir tek zerresinde Türkiye'nin eli yoktur. Bu açık bir
iftiradır. Bırakın da çözüm süreci başarıya ulaşsın. İnşallah bu
tuzağı bozacağız.
"İNSAN DİYE BAKMADILAR"
Allah da şahit tarih de... Biz hiçbir Suriye vatandaşı arasında
ayrım yapmadık. Onlar ise Kürtler'in dışında hiçbir kesime insan
diye bakmadılar. Nedeni de bunu tahrik meselesine haline
getirmek.
"BURADAN MEYDAN OKUYORUM"
Biz taraf tutamayız. Diyebilir miyiz Araplar'ın hakkını koruyalım
ama Kürtler'in korumayalım. Böyle ırk ayrımı yapamayız.
Diyarbakırlı bir Kürt'ün Halep'te öldürülen Türkmenler için
de Araplar için de üzüldüğünü ben biliyorum. Bizim Bosna
gibi bir mazimiz var. Orada PYD, IŞİD ile rejimle işbirliği
yaptı.
Biz ise ne dedik? Kim zulme uğruyorsa onların yanındayız. Bize bir
tane Kürt kardeşim desin ki ben geldim ama kapıdan döndüm ya da
Türkmenler'e ekmek verilirken bana verilmedi. Buradan meydan
okuyorum. Bir tanesi bana desin herkesin önünde çıkıp özür
dileyeceğim.
"DERTLERİ ÖRGÜTLERİ"
Bunların dertleri kendi örgütlerine yardım edenleri korumak,
diğerlerine bakmamak. Biz buna rağmen PYD ile Özgür Suriye Ordusu
ile birleştirmeye çalıştık. Biz samimi davrandık ama onlar
yapamadı.