Davutoğlu'ndan çok sert AP tepkisi
Abone olDışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu AP'nin Gezi kararı ile ilgili öyle açıklamalar yaptı ki..
İNTERNETHABER.COM/ Başbakan Erdoğan'ın AP'nin alacağı kararı tanımıyorum açıklamasının ardından AP Gezi metnini onaylayınca Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'ndan zehir zemberek karşılık geldi.
Davutoğlu, ''AP'nin kararı kabul edilemez. Türkiye hiç kimseden ders alma noktasında değildir. Bu karar bize iletildiğinde aynen iade edilecektir'' dedi.
EN RAHATSIZ EDİCİ CÜMLE
Davutoğlu metindeki en rahatsızlık verici cümleyi de açıkladı ; "Bizi rahatsız eden şudur: Türkiye'deki gelişmelerden kaygılıyız kelimesi rahatsız edicidir."
Davutoğlu bu kelime konusundaki hassasiyeti de şöyle izah etti;
"Çünkü başka ülkelerde olanlar için bu ifade kullanılmamışsa ve sanki Türkiye'nin öngörülemez bir süreç içinde olduğu gibi bir ifade ima verilmişse... Mesela 2005 Fransa varoşlarında yangınlar yaşandı. Eğer o dönemde Fransa demokrasisi için kaygılıyız kelimesi kullanılamamışsa Türk demokrasisi için de konuşulamaz. Kim kullanırsa buna karşı mesajımız net ve açık olur. Türk demokrasisi Fransız, İngiliz ve Alman demokrasisi kadar olgundur ve kendi içinde problemleri çözecek araçlara sahiptir. Bunun tartışılmaya açılması ve kaygılıyız ifadesi etrafında bir belirsizlik ortamı yaratılmaya çalışılmasını iyi niyetle bağdaştırmayız."
AHMET DAVUTOĞLU'NUN DİĞER ÖNEMLİ BÖLÜMLER;
AP'DEN ANKARA'YI ÇILDIRTACAK KARAR Avrupa Parlamentosu, Türkiye'deki gelişmelerle ilgili hükümeti ve Başbakan Erdoğan'ı eleştiren metni oy birliğiyle kabul etti. AP'de Hristiyan Demokratlar, Sosyalistler, Liberaller, Yeşiller ve Muhafazakarların uzlaşmasıyla hazırlanan ortak karar metninde Türkiye'de, şehir ve bölgesel kalkınma planlarında halka danışılması çağrısı yapıldı. Bağlayıcı olmayan kararda, ekonomik kalkınmanın sosyal, çevresel kültürel ve tarihi faktörlerle dengelenmesi ve tüm projelerde çevresel değerlendirme analizlerinin yapılması istendi. |
Türkiye her zaman özgürlüklerini savunacaktır. AP'nin bu aldığı karar kabul edilemez. Her meseleyi kendi içimizde çözeriz. Kimsenin Türkiye'ye üst dille konuşmasına izin vermeyiz. Karar bize iletildiğinde aynen iade edilecektir.
HER ZAMAN KONUŞMAYA HAZIRIZ
Bugün 17. gün. 2 günde güvenlik alandan çekildi.Taksim'de dün akşam piyano gösteri de yapıldı. Barışçıl yapılan her şeye tölerans tanınır. Provokatörlerine karşı önlem almak hepimizin görevi. Demokrasi en geniş anlamda ülkemizde uygulanıyor.
Avrupa'da acaba gençler Başbakanı ile görüşüyor mu? Her zaman gençlerimizle oturmaya konuşmaya hazırız. Bu kaygıların istismar edilmesine izin verilemez. Gezi Parkı'ndakiler kaygılarını dillendirmiştir. Artık buna bir son vermek gerekmektedir. Taksim Gezi Parkı'nda olan herkes kanaatlerini iletecek kanallara sahiptir. Görüşme süreci başladığı için hedefe ulaşılmıştır. Şuanda da oranın boşaltılması önem taşıyor.
Türkiye hiçbir ülkeden ders almaz yönlendirme kabul etmez. O zaman bizde kaygılarımızı açıkça söyleriz.
ERDOĞAN'DAN AP'Yİ TANIMIYORUM RESTİ
Başbakan Erdoğan, "Avrupa Birliği Parlamentosunun bizlerle ilgili alacağı kararı ben tanımıyorum" diyerek AP'ye tepki gösterdi.
SAÇMALAMAK DA ÖZGÜRLÜKTÜR
Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Avrupa Parlamentosu'nda Türkiye hakkında alınan kararla ilgili olarak, Türkiye'nin demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olduğunu, neyi nasıl yöneteceğini kendi devlet geleneği içerisinde iyi bildiğini belirtti.AB Bakanı ve Başmüzakereci Bağış, konuya ilişkin değerlendirmelerinin yer aldığı bir açıklama yaptı. Yazılı açıklamasında Bağış, "Son günlerde Batı medyasında ve Avrupa içerisinde bazı yetkililerin ve parlamenterlerin oldukça cesur ve akli melekelerini kaybetmiş gibi sorumsuz açıklamalar ve yayınlar yaptıklarını görüyoruz" ifadesini kullandı.
AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton ve AB'nin Genişlemeden Sorumlu Komiseri Stefan Füle'nin Türkiye'nin AB üyeliğine daha çok sahip çıkılması gerektiği, 23. ve 24. fasılların açılması gerektiği yönündeki pozitif, yapıcı mesajlarının Türkiye tarafından önemsendiğini belirten Bağış, şunları kaydetti:
"Avrupa içinde aklıselim ve objektif duruşunu kaybetmeyen dostlarımızı takdirle takip ediyoruz. Ancak Avrupa Parlamentosu'nda bazı parlamenterlerin medyatik olmak uğruna saçmalama özgürlüklerini de doyasıya kullanma hevesleri ortadadır. Ama saçmalamak da bir özgürlüktür, bu özgürlüğe saygı duyuyoruz. İnşallah o kaybettikleri melekeleri en yakın sürede bulmaları için de kendilerine dua ediyoruz. Orantısız, dengesiz ve mantık dışı açıklamalar yapmak, parlamento kürsüsünü bu tür akıl tutulmasına alet etmek her şeyden önce Avrupa Parlamentosu’nun güvenilirliğine ve imajına zarar veriyor. Avrupa Birliği yetkililerinin de buna alet olmak yerine dur demeleri daha akılcı bir yol olur."
Bağış, Türkiye’nin iç meseleleriyle ilgili bu kadar rahat ve cesur konuşmanın bedeli olduğunu bazı parlamenterlerin anlaması gerektiğini ifade ederek, şöyle devam etti:
"Ulusal ve uluslararası kirli planlara alet olup bunların manipülasyonlarına, iftiralarına kanmasınlar. Bu yanılsamayla gaza gelip durumdan da kendilerine vazife çıkarmasınlar. Türkiye muz cumhuriyeti değildir. Demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir, neyi nasıl yöneteceğini de kendi devlet geleneği içerisinde gayet iyi bilir. Bu geçici durum karşısında gaza gelip bugün sadece Hükümetimizi değil Türkiye Cumhuriyeti'ni de hedef almanın maliyetlerini umarım hesaplamışlardır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni şiddet uygulamakla suçlamak kimsenin haddi değildir. Hele hele bu konuda sicili bozuk olan sözüm ona ülkelerin ve bazı Avrupalı siyasetçilerin böyle bir iddiada bulunmaları kabul edilemez. Türkiye’de devlet şiddeti yoktur. Çevre hassasiyetiyle eylem yapanların arkasına sığınarak hukuku, asayişi ayaklar altına alanlara müsaade edilmemesi vardır."
Bu oyunun ulusal ve uluslararası uzantılarını çok iyi bildiklerine işaret eden Bağış, "Güvenlik güçlerimiz içerisinde müdahalenin dozunu abartanlar için zaten soruşturmayı bizzat başlattık. Hükümet olarak bu sorunu bile demokrasiyi güçlendirecek bir mekanizmayla çözmenin arayışında olduk ve gösterilere konu olan Topçu Kışlası için referanduma gitmeyi öngörebileceğimizi söyledik" ifadesini kullandı.
Bağış, şunları kaydetti:
"Bu her şeyden önce demokrasiye, millet iradesine duyduğumuz güvenin bir tezahürüdür. Türkiye’de şu anda Avrupa’nın en reformcu ve güçlü hükümeti ve dünyanın en karizmatik, en güçlü liderlerinden biri işbaşındadır. Eğer dertleri buysa hiç kusura bakmasınlar. Tayyip Erdoğan’ın liderliği altında eziliyor olmak bu ezikliği yaşayanların sorunudur. Avrupa ülkelerinde en masum gösterileri bile bir şiddet sarmalına dönüştürenlere sessiz kalan da Avrupa Birliği, Türkiye’de Vandalizm'e karşı güvenlik güçlerimizin haklı mücadelesini farklı yansıtan ve orantısız değerlendiren de Avrupa Birliği. Aynı şekilde Suriye’de her gün yüzlerce insan katledilirken sesini yeterince yükseltemeyen de Avrupa Birliği? Biz hangi Avrupa Birliği’ne inanacağız? Bu oyunun yurt içinde ve yurt dışındaki uzantıları hiç boşuna heveslenmesinler. Recep Tayyip Erdoğan’ı faiz lobisine de uluslararası şebekelere de yedirtmeyiz. Buna kimsenin gücü yetmez. Türk milleti buna izin vermez. Sel gider kum kalır. Gösteriler gelir geçer. Peki bu geçici duruma, bu kirli kampanyaya alet olup Türk halkının onurunu zedeleyici davranışlarda bulunanlar o zaman yüzümüze nasıl bakacak. Rüzgar ne kadar sert eserse essin, kayadan alacağı sadece tozdur. Sele kapılıp gidenler için de rüzgarla savrulup gidenler için de yapabileceğimiz bir şey yoktur."
TÜRKİYE İÇİN DEĞİL AVRUPA BİRLİĞİ İÇİN BİR TEHDİTTİR
Bazı parlamenterlerin ve yetkililerin, Avrupa Birliği sürecini askıya almanın Türkiye için hala caydırıcı bir tehdit olduğunu düşünmelerini "saflık" olarak nitelendiren Bağış, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
"Türkiye ile ilişkilerin askıya alınması Türkiye için değil, Avrupa Birliği için bir tehdittir. Biz her şeye rağmen Avrupa Birliği reform sürecindeki kararlığımızı sürdürmeye devam edeceğiz. Bu kararlılığın bir tezahürü olarak 15 Haziran 2013 Cumartesi günü Bakanlığımızın ev sahipliğinde Adalet Bakanımız Sayın Sadullah Ergin, Dışişleri Bakanımız Sayın Ahmet Davutoğlu ve İçişleri Bakanımız Sayın Muammer Güler'in, yani dört bakanın katılımı ile Reform İzleme Grubu toplantımızın hazırlığı içerisindeyiz. Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerinin kendi mecrasında ve olması gerektiği zeminde ilerlemesi herkes için en iyi seçenektir. Biz bu seçeneği tercih eden taraf olarak sonuna kadar reform sürecindeki kararlılığımızı muhafaza edeceğiz. Bu çerçevede, yakın dönemde planlanmış bazı olumlu gelişmelerin de önünü tıkayan bir tutum takınmanın Türkiye-AB ilişkilerini geri dönülemeyecek bir yola sokacağı konusunda uyarıyoruz."