Davutoğlu'ndan AİHM'in zorunlu din dersi kararına cevap
Abone olBaşbakan Ahmet Davutoğlu, Türkiye'nin zorunlu din dersi uygulamasına derhal son vermesi kararı alan AİHM'e tepki gösterdi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, bazı ülkelerde öğrenciler
kiliselere uygulamalı din dersi için götürülürken, Türkiye'deki din
dersinin 'dini bir baskı aracıymış gibi yansıtılamayacağını'
söyledi.
AİHM, 14 Alevi ailenin 2011'de yaptığı başvuru üzerine zorunlu din dersi uygulamasına son verilmesi kararı almıştı. "Din kültürü dersinde sünni inanış öne çıkarılıyor. Alevi çocukları da bu dersleri almak zorunda" diye yapılan şikayet oy birliğiyle haklı bulunmuştu.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Milli Eğitim Bakanlığında düzenlenen
bilgilendirme toplantısının ardından gazetecilere açıklamalarda
bulundu.
Davutoğlu, "Türkiye'de din kültürü ve ahlak bilgisi dersi bütün
dinleri anlatacak şekilde veriliyor. Bazı ülkelerde öğrenciler
kiliselere götürülüyor ve uygulamalı din dersi hepsine veriliyor,
belli okullarda hepsine veriliyor. Şimdi bütün bu uygulamaları
gözardı edip de Türkiye'de bunu bir dini baskı aracı gibi yansıtma
çalışmalarını kabul etmemiz mümkün değil" dedi.
Başbakan Davutoğlu, AİHM'in din kültürü ve ahlak bilgisi dersine
ilişkin kararıyla ilgili de "Doğru ve sağlam bir dini bilgi, eğitim
müesseselerimiz aracılığıyla verilmezse işte çevremizdeki
radikalleşme eğilimlerinin kaynağını teşkil eden düzensiz ve
sağlıksız dini bilgiyi denetleme imkanı da kalmaz" diye
konuştu.
EVRİM MAHİYETİNDE ADIMLAR ATILDI
Davutoğlu, AK Parti iktidarları döneminde, bu perspektifle
olağanüstü imkanlar ve olağanüstü projelerle eğitim alanını
genişlettiklerini söyledi.
Eğitime 205 bin yeni derslik kazandırdıklarınü, bununla birlikte
derslik sayısını 562 bine çıkardıklarına işaret eden Davutoğlu,
"Evrim mahiyetinde adımlar atıldı" dedi.
Öğrencilere, 10 milyona yakın bilgisayar, bedava kitap
dağıtıldığını anlatan Davutoğlu, "Çok büyük eğitim projeleri,
reformlar gerçekleştirildi, 4+4+4 gibi. Toplumda eğitim altyapısını
temelden değiştirdik ve eğitimli yapılara döndük. Öğretmen
sayımızda olağanüstü artış sağladık, 813 bine ulaştı" diye
konuştu.
MİLLİ EĞİTİM BÜTÇESİ SAVUNMA BÜTÇESİNİ GEÇTİ
Milli eğitim camiasının, öğretmen ve öğrencileriyle toplumun en
geniş kesimini oluşturduğuna dikkati çeken Davutoğlu, şunları
kaydetti:
"Herhangi bir bakanlığın hitap ettiği, hizmet verdiği veya hizmet
götüren olarak istihdam ettiği en geniş tabana da Milli Eğitim
sahip. Bu aslında verdiğimiz önemi gösteriyor. Bizim iktidarlarımız
döneminde ilk defa milli eğitim bütçesi savunma bütçesini geçti.
Savunmayı geçmekle birlikte, savunmada da olağanüstü bir dönem
yaşadık buna rağmen geçti. Bu da ekonomimizde, milli eğitimimizin
oynadığı rolün açık göstergesi."
HALA ÇOK CİDDİ YAPISAL REFORMLARA İHTİYAÇ VAR
İkinci ekonomik atılım hamlesi, yeni evrensel demokrasi standardını
yakalama çabası içerisinde eğitime düşen role de dikkati çeken
Davutoğlu, şunları söyledi:
"Bütün bu tecrübeleri göz önüne alarak arkadaşlarımızla da talimat
verdik, 12 yıl içinde eğitimde ne yapmışsak, reformlar ve yapısal
değişim ve mekansal değişim, bunların iyi bir envanterini
çıkaralım, elimizde sistemik olarak uyguladığımız yeni projeleri,
anlık ve konjoktürel olarak geliştirdiğimiz çözüm yollarını da
gözden geçirerek bir analiz yapalım.
Milli eğitimimizin hala çok ciddi yapısal reformlara ihtiyacı var.
Bu gözardı edilemez. Çünkü dünya değişiyor, araçlar değişiyor,
Türkiye’nin ihtiyaçları olağanüstü bir dinamizm içinde yenileniyor.
Onun için en kısa zamanda bunları gözden geçireceğiz."
Davutoğlu, kendisinin de bir öğretmen, aynı zamanda bir öğrenci ve
her gün öğrenmeye çalışan birisi olduğunu, bu yüzden yanından
kitabı eksik etmediğini belirterek, "Bir kez daha öğrencilerimize,
öğretmenlerimize vurgulamak istiyorum ki yeni eğitim felsefemizi
yaygınlaştırmak durumundayız. Biraz önce örnek verdik, en iyi
coğrafya kitabını yazsanız, en iyi tarih kitaplarını yazsanız dahi
eğer zaman mekan idraki ve analitik düşünce kabiliyeti
öğrencilerimize verilmemişse bu kuru bilgi haline dönüşür. O zaman
yapmamız gereken, nihai kertede, bu mekansal ve niceliksel değişim
çok önemlidir. Bundan hiçbir şekilde feragat etmeyeceğiz" şeklinde
konuştu.
ÖĞRENCİLERİ MODERN EĞİTİMİN EN İYİ İMKANLARINA
KAVUŞTURACAĞIZ
Valiliklerden gelen talepler doğrultusunda 20 bin derslik ihtiyacı
olduğunun kendisine iletildiğini söyleyen Davutoğlu, her ilçede
ihtiyaç hissedilen dersliklere göre yeni bir politika
geliştirilmesi hususunda talimat verdiğini bildirdi.
Bunları hep birlikte takip edeceklerini vurgulayan Davutoğlu,
öğrencilerin tek eğitimle, 30’un altında sayıyla, modern eğitimin
en iyi imkanlarına kavuşturacaklarını vurguladı.
ALEVİ DERNEĞİNDEN AÇIKLAMA
Öte yandan Hubyar Sultan Alevi Kültür Derneği, Avrupa İnsan
Hakları Mahkemesi'nin (AİHM), karanını değerlendirdi.
Dernekten yapılan açıklamada, "zorunlu din derslerinin sadece Sünni içerikte olduğu ve bu nedenle de Alevi kültür ve filozofisini dikkate alarak, zorunlu din ve ahlak ders programını gözden geçirmesini ve Alevi kültürünün de derslere ilave edilmesini" talep eden 14 Alevi velinin taleplerinin kabul edilmemesi ve iç hukuk yollarının tükenmesi nedeniyle AİHM'e başvurdukları hatırlatıldı.
Açıklamada, Avrupa ülkelerinin çoğunda din derslerinin zorunlu olmaktan çıkarıldığı ya da öğrencilerin muaf tutulabilecekleri sistemlerin oluşturulduğuna işaret edildi.
AİHM'in Türkiye'den ivedi olarak Avrupa'dakine benzer bir uygulamaya geçmesini istediğine vurgu yapılan açıklamada, şunlar kaydedildi:
"Bu karar 12 Eylül askeri darbesi tarafından anayasal zorunluluk haline getirilen din derslerine karşı Alevilerin haklı taleplerini ve itirazlarının uluslararası geçerliliğini, meşruluğunu, haklılığını bir kez daha ortaya koymaktadır. Sırf AİHM'de dava kazanmak amacıyla din derslerinde yapılan değişikliğin ve konulan iki ünite Aleviliğin asimilasyonu sonlandırmadığını ve sadece bir aldatmacadan ibaret olduğunu ortaya koymaktadır. Bu karar bu aldatmacaya kimsenin inanmadığını da ortaya çıkartmıştır."