Davutoğlu'na korkuyor musunuz sorusu!
Abone olDışişleri Bakanı Davutoğlu'na 'Mısır'a benzemekten korkuyor musunuz?' diye soruldu.
İNTERNET HABER- Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu BBC
televizyonunun programına konuk oldu. Gündemde olan Suriye ve Mısır
konularına değinen Davutoğlu'na ilginç bir soru
soruldu.
BBC sunucusu Davutoğlu'na Mısır'daki gibi
Türkiye'de de darbe olmasından korkup korkmadığını sorunca
Davutoğlu kendilerinin artık demokrasi geleneği oluşturduğunu
söyledi.
BBC televizyonunun Newsnight programına konuk olan Dışişleri Bakanı
Ahmet Davutoğlu, Suriye ve Mısır'la ilgili kaygılarını paylaştı ama
Türkiye'nin geleceğinden kaygılı olmadığını çünkü bu iki ülkeden
farklı olarak Türkiye'de çok güçlü bir demokrasi geleneği olduğunu
söyledi.
Davutoğlu son aylarda Türkiye'yi saran kitlesel gösterilerle ilgili
bir soru üzerine ise, çevre konularında gösteri yapılmasının "ileri
demokrasinin göstergesi" olduğunu kaydetti.
SREBRENİTSA KADAR KÖTÜ
TÜRKİYE MISIR GİBİ OLUR
MU? Türkiye ve Mısır benziyor mu? BBC sunucusunun, "Mısır'da bu oluyorsa Türkiye'de de olabilir diye korkuyor musunuz? Aynısı Türkiye'de de olabilir mi?" sorusunu ise Davutoğlu, "Hayır. Türkiye'nin uzun bir demokrasi geleneği var. Türkiye'nin son üç yılı büyük bir başarı hikayesidir. Üç sebeple. Demokratik reformlar, ekonomik gelişme ve aktif dış politika. Bugün Türk insanı geleceğe umutla bakıyor." diye yanıtladı. TÜRKİYE'DEKİ GÖSTERİLERİ ARAPLARLA KARIŞTIRMAYIN Son aylarda Türkiye sokaklarında yapılan kitlesel gösteriler hatırlatıldığında Davutoğlu şöyle konuştu: "Kimse bunları Arap ülkelerindeki gösterilerle karşılaştırmamalı. Bir çok Batı ülkesinde ekonomik kriz yüzünden gösteriler yapıldı. Türkiye'de de demokratik bir ülke olduğu için gösteriler yapılması normaldir. Türkiye'de insanlar bir çevre meselesini protesto ettiler, protestoların ana sebebi bir kentleşme projesiydi. Mısır'da olduğu gibi adil ve özgür seçimler talebiyle ya da bir çok Avrupa ülkesinde olduğu gibi işsizliği protesto etmek için yapılmadı. Çevre konusunun gündeme gelmesi, ileri demokrasi işidir." |
Türkiye dışişleri bakanı, BBC'nin haber programında
Suriye'ye karşı BM Güvenlik
Konseyi'nden sert bir karar çıkmazsa Bosna'da olduğu gibi
bir "istekli ülkeler koalisyonu"nun harekete
geçmesi gerektiğini söyledi.
Uluslararası toplumu, şimdiye kadar Suriye rejiminin kullandığı
yöntemlere kararlı bir tepki vermemekle eleştiren Davutoğlu, son
olayda da Güvenlik Konseyi'nden etkili bir karar çıkmadığından
yakındı.
Davutoğlu "Şam'daki kimyasal silah uzmanlarının inceleme yapmak
için bölgeye gönderileceğini umuyorduk. Esad kimyasal silah
kullanmadığını iddia ediyor. O zaman BM ekibinin araştırma
yapmasına izin vermesi lazım. Esad bu izni vermezse BM Güvenlik
Konseyi'nin kararlı ve sert bir pozisyon alması lazım" dedi.
"Peki BM'den böyle bir karar çıkmazsa ne olacak?"
sorusunu ise Davutoğlu, Bosna örneğini vererek yanıtladı.
"Bosna'da Srebrenitsa'da benzeri bir şey yaşadık. BM Güvenlik
Konseyi etnik temizliğe tepki göstermedi, ardından bir gecede 8 bin
kişi öldürüldü. O zaman uluslararası toplum, birlikte hareket etmek
isteyen ülkeler 'istekli ülkeler koalisyonu' oluşturdular ve
beraberce harekete geçtiler. Şu an BM Güvenlik Konseyi'nin sert bir
karar alması gerekiyor. Konsey bunu yapmazsa, biz, istekli
ülkelerle birlikte hareket etmeliyiz."
Davutoğlu bu koalisyonun kimlerden oluşabileceği konusunda ülke
ismi vermekten kaçındı.
"Uluslararası hukuka saygılı ülkeler, sadece Esad değil
ama gelecekte bu tür kimyasal silahlar ya da diğer silahlar
kullanmaya, insanlık suçu işlemeye niyetlenen bütün diktatörlere
kararlı bir mesaj vermek isteyen ülkeler" demekle
yetindi.
BBC sunucusunun ısrarı üzerine ise koalisyona çok geniş bir çerçeve
çizdi:
"BM Genel Kurulu'na Suriyenin dostları grubu olarak bir tasarı
sunduğumuzda 138 ülke oy verdi, Suriye halkına destek oldu. Tek tek
ülkeler değil, bu 138 ülkenin tekrar biraraya gelebileceğini
düşünüyorum. Uluslararası toplumun iradesi bu."
Koalisyonun ne yapacağı konusunda ise Davutoğlu "Herşeyden önce
açıkça 'kan akıtmayı durdur' mesajı verilmeli. Ve rejimin kimyasal
silah kullandığına dair yeterli kanıt bulursak, durdurmak için
uluslararası müdahale yapılmalı" dedi.
"Nasıl bir müdahaleden söz ediyorsunuz?" sorusunu
ise şöyle yanıtladı:
"Bosna'da Srebrenitsa'dan sonra ne olduysa, şimdi yapılması gereken
de o. Çünkü orada etnik temizlik hepimiz için çok kötü bir deneydi.
Şam'daki bu kimyasal saldırı ve Suriye'de son üç yıldır tanık
olduklarımız Bosna'da olanlar kadar kötü. Bosna'da bu insanlık
suçlarını durdurmak isteyen tüm ülkeler olarak ne yaptığımızı
biliyorsunuz" diye yanıtladı.
MISIR SURİYE GİBİ OLUR
MU?
Peki Mısır, Suriye gibi olabilir mi?
Davutoğlu bu soruyu "Endişeliyiz" diye yanıtladı
ve şöyle devam etti:
"Mısır, Arap siyasetinin ve bölgemizin temel direğidir. Köklü bir
ülke. O yüzden hepimiz Mısır'da demokratik bir sisteme geçiş
konusunda çok umutluyduk. Fakat, son iki aydır tanık olduklarımız,
yüzlerce göstericinin sokaklarda öldürülmesi, saldırıya uğraması,
yaralanması, ordunun ve güvenlik güçlerinin bunda oynadığı rol,
Mısır'ın da Suriye'ye benzer şeylerle yüzyüze gelebileceği
konusunda endişe verici sinyaller oluşturuyor."
Dışişleri Bakanı Hüsnü Mübarek'in serbest
bırakılmasına tepkisini ise şöyle bir karşılaştırma ile
açıkladı:
"1990'larda Soğuk Savaş bittikten sonra eski bir Soğuk
Savaş liderinin işbaşına geldiğini, seçilmiş liderin ise
hapsediliğini düşünün. Nasıl bir izlenim bırakırdı? Ne yazık ki
izlenim budur. Hukuki bir yanı var, ona karışamayız ama siyasi
sembolizm ilginç. Eski otokratik lider şu anda serbest , seçilmiş
Devlet Başkanı Mursi ve herhangi bir suç işlememiş sivil siyasi
liderler hapiste."