Davutoğlu Suruç saldırısı yeni açıklama
Abone olBaşbakan Ahmet Davutoğlu'ndan Suruç'ta son dakika açıklamaları geldi. Davutoğlu, canlı bombanın nasıl grubun içine sızdığını anlattı.
SURUÇ'taki patlama sonrası bugün bölgeye giden Başbakan
Ahmet Davutoğlu önce yaralıları hastanede ziyaret etti ardından da
Şanlıurfa Valiliği'ne geçerek bilgi aldı.
Valilik önünde basın açıklaması yapan Davutoğlu, 32 kişinin ölümüne
neden olan canlı bombanın kimliğinin belirlendiğini, örgüt
bağlantılarının araştırıldığını açıkladı. Davutoğlu,
"Özellikle DEAŞ Bağlantısı ve canlı bomba ihtimali yoğunluk
kazanmış durumda" diye konuştu.
SALDIRI NASIL OLDU?
Davutoğlu saldırının nasıl olduğu yönündeki sorulara da yanıt
verdi. Davutoğlu, "Anlaşılan o ki, ya bir sızma, ya
grup içinde söz konusu olan kimliği teşhis edilemeyen şahıs
tarafından canlı bomba olmak suretiyle bu katliam
gerçekleştiriliyor" dedi.
SİYASİLERE ÇAĞRI
Davutoğlu, siyasilere ise çağrı da bulundu:
"4 parti olarak ortak deklarasyon açıklanırsa terör
örgütleri izole olacaktır."
İşte Davutoğlu'nun açıklamalarından satır başları:
Dün ülke olarak büyük bir acı yaşadık. Suruç’ta basın açıklaması
yapan bir gruba karşı yapılan saldırıda şu ana kadar 32
vatadaşımızı kaybettik. 29 vatandaşımız hastanelerde.
Hastanelerimizden birini ve 5 hastamızı ziyaret ettik. Valilikte
biraz önce ilgili arkadaşlarımızdan, bakanlarımızdan, valimizden,
jandarma komutanımızdan, çok detaylı bir brifing aldım. Bu büyük
bir acıdır ve bütün türkiye’yi kenetlemesi gereken ortak hissiyatla
davranmamız gereken çok acı bir olayla karşı karşıyayız.
'DİYARBAKIR SALDIRISI...'
2007’de Ulus’ta, 2008 ocağında diyarbakır’da, 2008 Temmuz’unda
Güngören’de, çok sayıda vatandaşımızın vefatıyla sona eren canlı
bomba saldırılarını hafızalarımızda tutuyoruz. Yine Reyhanlı
saldırısı, Diyarbakır saldırısı farklı örgütler tarafından yapılmış
olsa da milletimizin bütünlüğüne yapılmıştır.
'SURİYE BAĞLANTILI...'
El Kaide’nin PKK’nın DEAŞ’ın veya Suriye bağlantılı grupların
Reyhanlı’da yaptığı saldırılar aynı insanlık dışı zihniyetin
gerçekleştirdiği saldırılardır. Dünkü saldırıda vefat eden
vatandaşlarımızı rahmetle anıyorum.
Bütün hastane yetkililerine, sağlık bakanlığı yetkililerine
talimat verdik. Bir hastamız yoğun bakımda, acil durumda olduğu
için süratle helikopter ambulansla nakli için talimat verdik.
Bu insani boyut vatandaşlık bağlamındaki ortak kader boyutu söz konusu olduğunda bütün diğer konular ikinci noktaya gelir. İkinci boyutu ise tabi ki bunun idari hukuki soruşturmasıdır. Derinlemesine bu soruşturma sürdürülüyor. Bu grup Suruç’a yaklaşırken gerekli aramalar yapılıyor. Bu bilgileri aldık. Belediye iki kişi orada da gözaltına alınıyor, arananlar listesinde olmaları hasebiyle. Daha sonra kültür merkezine, 1.20’lik bir duvar üzerinde de demirlerle korunaklı bir yer. Oraya intikal ettirildiğinde de gelen talep üzerine, ikinci bir arama yapılmıyor.
'YA SIZMA YA DA...'
Anlaşılan o ki, ya bir sızma, ya grup içinde söz konusu olan
kimliği teşhis edilemeyen şahıs tarafından canlı bomba olmak
suretiyle bu katliam gerçekleştiriliyor. Şahsın tespiti konusunda
ciddi mesafe alındı. Bu şahsın sadece türkiye içinde dışında ne
kadar bağlantı varsa ortaya çıkarmak için yoğun çaba içinde.
Şüpheli konusunda önemli aşamaya gelmiş bulunuyoruz.
Kimler bundan sorumluysa gereken her şey yapılacaktır. İdari
hukuki soruşturma irtibatları ortaya çıkarılacaktır. En ufak bir
eksikliğe en ufak bir ihmale tahammül gösteremeyiz.
Üçüncü boyutu ise, insani boyut… Ülkemizin kaderini huzurunu
ilgilendiren siyasi boyutudur. Bu saldırı Türkiye’ye yapılan
saldırıdır. Kimse türkiye içinde bir grubun diğer gruba saldırısı
gibi değerlendirmemelidir. Bu bağlamda da yapmış olduğum çağrıyı
tekrarlıyorum, dört parti genel başkanları olarak terörün her
türüne karşı ortak vatandaşlık bilinciyle tavır almamız gereken
günlerdeyiz. Kimse siyasi istismara yönelmemelidir. Siyasi istismar
sadece halkımızı rencide etmekle kalmaz, ülkemizin geleceğini de
tehdit altına alır. Terör şiddet söz konusu olduğunda hepimiz ortak
bir anlayışla buluşmalıyız.
'HEDEFLERİ TÜRKİYE'DİR'
Geçmişteki olayların failleri farklı olabilir, ama zihniyetleri
aynıdır. Terör üzerinden siyasi rant sağlamadır, hedefleri ise
Türkiye’dir. Biz her ne suretle olursa olsun, zarar gelebilecek bir
şey karşısında alınması gereken tedbirleri almaya hazırız.
'ÖZELLİKLE HDP’Lİ YÖNETİCİLERİN YAPTIKLARI
AÇIKLAMALARA...'
Türkiye ve AK Parti iktidarları, hiçbir zaman hiçbir terör
örgütüyle doğrudan yada dolaylı ilişki söz konusu olmadığı gibi,
hiçbir terör örgütüne de müsamaha göstermemiştir. Yarın bakanlar
kurulunda, sınırımızda alınacak ek güvenlik önlemleriyle ilgili
gerekli tedbirleri alacağız. Kimse Türkiye’yi töhmet altına alıcı
ve halkımızı tahrik edici açıklamalarda bulunmamalıdır. Özellikle
HDP’li yöneticilerin yaptıkları açıklamalara dikkat etmeleri önem
taşır.
'TERÖRE KARŞI...'
Biz bütün vatandaşlarımızı da teröre karşı nereden ve hangi
kesimden gelirse gelsin, şiddet ve teröre karşı ortak tavır almaya
bir kez daha çağırıyorum. Bu olay sonrası ortaya çıkabilecek
güvenlik sorunu dolayısıyla gereken her türlü tedbir alınacak.
Buradan Adıyaman’a geçeceğiz ve şehit edilen askerimizin cenazesine katılacağız. Askerimize bir kez daha Allah’tan rahmet diliyorum. Terör eylemleri karşısında hiçbir zaman taviz vermeyeceğimizi belirtmek istiyorum.
Bir şüpheli tespit edilmiş durumda, yurt içi yurt dışı bağlantıları çıkarılıyor. Özellikle DEAŞ Bağlantısı ve canlı bomba ihtimali yoğunluk kazanmış durumda. Ama en kısa sürede bu soruşturmanın tamamlanmasını bekliyoruz.
ÇAĞRINIZA GERİ DÖNÜŞ OLDU MU?
Kamuya yapılan açıklamaları gördünüz. Bütün parti genel başkanları,
teröre karşı birleşene kadar bu çağrımı yapacağım. Dün CHP’den
olumlu bir mesaj geldi. Ümit ederim HDP ve MHP de aynı tutumu
sergilerler. 4 parti başkanı, hepimizin anlaştığı metinle teröre
karşı güçlü ses çıkar.
HDP’ye de çağrıda bulunuyorum. Biraz önce onu zikrettim, geçmişte çok kolay unutabiliyoruz. 2007’de Anafartalarda bir canlı bombalı saldırıda, vefat eden vatandaşlarımızın hatıraları da gözümüzün önünde. Yine güngörende 18 canımızın vefatına neden olan saldırı da gözümüzün önünde. Reyhanlı’da ölenlerin hatıraları acıları yüreğimizde. Dikkat edin hiçbir ayrım yapmıyorum. Hangi Terör örgütü var, şu terör örgütü varsa karşı çıkalım, şu varsa sessiz kalalım demiyorum. DEAŞ’ın yaptığı saldırılara da, EL Kaide’nin PKK’nın saldırılarına da aynı tutumu sergilemesi lazım.
Kim vefat etmiş olursa olsun bizim yüreğimizden sökülen parçalardır. Onların etnik kimliğini, siyasi kimliğini tartışma konusu yapmayı, doğru bulmam, kim böyle bir ayrım yaparsa bu davranışı etik dışı telakki ederim. Gelin terörü kim yaparsa yapsın karşı çıkalım.