Davutoğlu: Suriye sınırını kapatmamız imkansız
Abone olİngiliz Independent ve Times gazetelerine konuşan Başbakan, 937 kilometre uzunluğundaki sınırın kapatılmasının mümkün olmadığını söyledi. Times'a göre Davutoğlu, "Türkiye'nin cihatçıların Suriye'ye gidişlerini durduramayacağını kabul etti".
İngiliz gazeteleri Independent ve Times'a konuşan Başbakan Ahmet Davutoğlu, Türkiye'nin Suriye sınırını kapatmasının mümkün olmadığını söyledi. Davutoğlu, IŞİD'in (Irak Şam İslam Devleti) ise Irak Savaşı'nın ve bu ülkenin ABD tarafından işgalinin ürünü olduğunu belirtti.
Başbakan Davutoğlu'nun dün biten İngiltere gezisi sırasında Independent'ın Orta Doğu muhabiri Patrick Cockburn ve Times'ın diplomasi editörü Roger Boyes'a verdiği mülakatlar, bugün iki gazetede yayımlandı.
Independent'ın manşeti "Gönüllü cihatçıların Suriye'ye akını 'durdurulamaz' ". Gazete, Başbakan Davutoğlu'nun uyarısının, IŞİD'in ele geçirdiği toprakların çoğunda kontrolü elinde tutmaya devam etmesi ihtimalini artırdığını belirtiyor.
Times ise Davutoğlu'nun sözleri ile ilgili olarak birinci sayfasında "Cihatçıları durdurmaya hayır" demiş. Gazetedeki haberin başlığı ise "Türkiye Başbakanı itiraf ediyor: Cihatçıların Suriye'ye gitmelerini durduramayız".
Independent ve Times'taki haberlerde, Ankara'nın dış politikasını eleştiren kesimlerin, Türkiye'nin cihatçıların IŞİD'in kontrolündeki topraklara girişlerini ve çıkışlarını engelleme konusunda daha fazla çaba harcayabileceklerini söyledikleri belirtilmiş.
'Sınırın diğer tarafında devlet yok'
Başbakan Davutoğlu ise iki İngiliz gazetesine yaptığı açıklamada, Türkiye'nin Suriye ile olan uzun sınırını kapatamayacağını belirtmiş ve eklemiş:
"Her hülakarda sınırın diğer tarafında bir devlet yok."
Independent'taki haberde, Suriye'nin Türkiye ile 510 mil (937 kilometre) uzunluğundaki sınırının bir bölümünü IŞİD'in kontrol ettiği hatırlatılıyor.
Başbakan Davutoğlu, Türkiye'nin Suriye'deki savaşı IŞİD'in de Devlet Başkanı Beşar Esad'ın da kazanmasına karşı olduğunu söylemiş. Davutoğlu'nun altını çizdiği nokta, uluslararası toplumun Suriye'ye kara birlikleri göndermemesi halinde, "tek alternatifin ılımlı muhalif güçlerin eğitilip silahlandırılması".
Türkiye'nin bir dönem Esad'la ne kadar yakın ilişki içinde olduğunu vurgulamak için "10 yılda 62 kez Suriye'yi ziyaret ettim" diyen Başbakan, ilişkilerin "Esad'ın kendi halkını öldürmeye başlamasıyla" bozulduğunu belirtiyor.
'IŞİD, Irak Savaşı'nın ve işgalin ürünü'
Başbakan Davutoğlu'nun vurguladığı bir diğer nokta da Türkiye'nin IŞİD'in yükselişinde rolü olmadığı. Davutoğlu, IŞİD'i yaratanın, Irak Savaşı ve bu ülkenin 2003'te ABD tarafından işgali olduğunu kaydediyor.
Davutoğlu'nun mülakat verdiği gazetecilerden Patrick Cockburn ise Türkiye'nin Suriye politikasında zigzaglar çizdiği görüşünde.
Cockburn, "IŞİD Kobani'de Suriye Kürtlerine saldırdığında ve Ekim ayında neredeyse kenti ele geçirdiğinde; Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Kobani'yi savunanları terörist olarak nitelendirdi, PKK'nın Suriye'deki kolunun da IŞİD kadar kötü olduğunu söyledi. Ancak Türkiye hem Suriyeli Kürt sığınmacıların hem de Kobani'yi güçlendirecek ve transit geçiş yapacak Irak'tan 150 peşmergenin ülkeye girişlerine izin verdi" diyor.
'Her köşeye asker yerleştiremeyiz'
Başbakan Davutoğlu'nun Times gazetesinin haberinde yer alan bazı sözleri ise şöyle:
"Suriye sınırını kapatabiliriz ama bu durumda sığınmacıları kim kurtaracak? Kim onları güvenli bir bölgede tutacak? Tüm bu insanlar yürüyerek kaçtılar Suriye'den. Sınırı onlara kapatmalı mıyız? Bu ahlaki olarak kabul edilebilir mi?"
"937 kilometrelik bir sınırdan bahsediyoruz. Sınırın kapatılması mümkün değil. Her köşeye de bir asker yerleştiremeyiz."
"Elbette askeri bir bölge oluşturduğumuzu ve hiç kimsenin bu bölgeye girmeyeceğini ilan edebiliriz. Ancak o zaman da şimdi bizi eleştirenler, 'Barbar Türkiye sınırı kapattı ve bunu sonucunda insanlar öldü' diyecektir. Bunu asla yapmayacağız."
"Son bir yıl içinde 7 bin kişinin ülkemize girişini yasakladık. 1300 kişiyi de sınır dışı ettik."
"Eğer entegre bir strateji geliştirilirse, biz de bu stratejiye dahil oluruz. Ancak (NATO'daki) ortaklarımız Türkiye'nin güvenlik kaygılarını anlamazlarsa ve sadece tek bir kaygıya odaklanırlarsa, o zaman bu stratejiye dahil olmayız."
Times'taki haberde Türkiye'nin iki yıldır, ılımlı Suriyelilerden oluşan bir ordunun eğitilip silahsızlandırılması ile sığınmacıların korunabilmeleri için tercihen Birleşmiş Milletler tarafından bir uçuşa yaska bölge ilan edilmesini istediği belirtiliyor. Haber şöyle noktalanıyor:
"Bu formül üzerinde ilerleme kaydedilemiyor. Çünkü uluslararası toplum, IŞİD'le ya da Esad rejimine bağlı güçlerle karada savaşmakta gönülsüz."