Davutoğlu o metnin hikayesini anlattı
Abone olAhmet Davutoğlu, metni yazmadan Ermeni diasporasından çok önemli isimlerle görüştüğünü söyledi.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Erdoğan'ın 1915
olaylarına ilişkin yaptığı açıklama metninin üzerinde çok
çalıştıklarını, dünyanın neresinde olursa olsun insanların aklına
değil yüreğine hitap etmesini istediklerini söyledi. Açıklamayla
hedeflerine ulaştıklarını da anlatan Davutoğlu, şehit edilen Türk
diplomatlar için bir de soru sordu.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, NTV canlı yayınında
Erdoğan'ın 1915 olaylarına ilişkin açıklamasına yönelik
değerlendirmelerde bulundu. Davutoğlu'nun açıklamalarından öne
çıkan başlıklar şu şekilde:
"1915 olaylarına ilişkin metin üzerinde çok çalıştığımız bir
metin. Metinde geleceğe bir atıf var. Felsefi olarak dünyanın
neresinde olursa olsun sadece aklına değil gönlüne de hitap etsin
istedik.
"DİASPORAYLA GÖRÜŞTÜM"
"DİASPORAYLA GÖRÜŞTÜM"
Her bireye hitap etmeyen bir politik olarak da dil kalıcı
olamaz. Biz bunun herkese hitap etmesini istedik.
Ben son zamanlarda, kimisini kamuoyunun bildiği kimisini bilmediği
Ermeni diasporasından çok önemli şahsiyetlerle görüştüm, anlamaya
çalıştık.
Bu metin üzerinden son 24 saatte dünyanın değişik yerlerinden
gelen ve kimi telefon açılarak bizzat ifade edilen sözlere
baktığımızda aslında hedefimize ulaştığımızı düşünüyorum. Yani
insanların aklına ve ruhuna hitap eden bir dil.
Bunun sürpriz olduğunu biliyorum, bu açıklamayı kimse
beklemiyordu. Bu metnin ön izlerini 2005 yılında TBMM'de alınan
kararlarda, Başbakan'ın açıklamalarında görebilirsiniz. Biz milli
meselelerimizi, evrensel bir dille savunabiliriz. Adil hafızayla
yeni bir tarih yönetimini ifade ettik.
O acıları paylaşabilirsek, ortak mirası da değerlendiriz.
Yöntemde anlaşırsak, zamanın ruhunu kavrarsak geleceği birlikte
inşa edebiliriz. Umarım bu çağrımız karşılığını bulur.
"KARABAĞ SORUNU BARIŞLA ÇÖZÜMLENEBİLİR"
"KARABAĞ SORUNU BARIŞLA ÇÖZÜMLENEBİLİR"
Sayın Başbakanımız dün her alanda normalleşmemiz lazım dedi.
Siyaset zihniyet dönüşümüyle olur. Zihniyet dönüşümü de insanın
kendisiyle barışık olmasıyla olur. Özgüveni olan kişi, tartışmaktan
korkmaz.
Bazen yanlış yaklaşılan durumlar oluyor. Çok değişik
parametreleri aynı anda kontrol edemezseniz bir barışı çok zor
kurarsınız. Karabağ'daki tek mermi sistemi tümden çökertir.
Bu deklarasyonla biz Türkiye-Azerbaycan konusuna girmiyoruz.
Karabağ meselesi çetrefilli bir yol ama adım adım buradaki barış da
sağlanabilir.
"REFERANS BİR METİN OLSUN"
"REFERANS BİR METİN OLSUN"
Metnin arka planındaki zihin bir anda oluşmuş değil. Siyaset
cesurca resmi dili değiştirme iradesi gösterirse, bir dönüşüm
yaşanabilir. Bu metnin referans bir metin olmasını istiyoruz. Biz
zihniyet dönüşümünü yapmadan siyaset dönüşümünü
gerçekleştiremeyiz.
İki taraftan biri el uzatmışsa, o zihin ve gönül orada durur.
Biz diyelim ki beklediğimiz tepkiyi alamadık... O zaman
'taziyemizi geri alıyoruz' diyecek değiliz. Çünkü
adil ve insani bir duruş diyerek taziyeyi onun içine
koymuşuz.
Ama bir de önemli olan üçüncü tarafların algıları var. Yani şu
ana kadar öyle bir yanlış algı oluşmuştu ki, bu algıyı kökten
sarsacak bir adım attık. Biz bütün diasporadan ezber bozacak bir
hamle beklemiyoruz.
Ama eminim bu sözler, adil ve insani duruşa sahip olan
Ermenilerin gönlüne ve aklına hitap edecek ve orada bir etki
uyandıracaktır. Tarihe öncülük edecek olanlar gerekli adımları
atar.
"ONLAR DA TAZİYE SUNACAK MI?"
"ONLAR DA TAZİYE SUNACAK MI?"
Şimdi bizim sorma hakkımız var; onlar da bizim terör
saldırısında öldürülen masum diplomatlarımız için taziye
dileyecekler mi? Bunu beklediğimiz için sormuyorum. Ama
üçüncü tarafların 'şimi ne bekliyorsunuz' sorusu diasporanın
sertlik yanlısı kısmını kendi mahaline hapseder.
"DEVRİMCİ ADIM ATTIK"
"DEVRİMCİ ADIM ATTIK"
Devrimci bir tepki verebilirlerse birlikte her şeyi konuşuruz.
Biz gerekli devrimci adımı attık. Eminim onlar arasında da devrimci
adımı atacaklar çıkacaktır. Bu şekilde geleceği birlikte inşa
edeceğiz diye ümit ediyorum.
Zamanın ruhunu yakalamak ve insana evrensel söyleme sahip
insanın dokunuşuyla özdeşleşebilirsek milli davalarımızı
savunabiliriz."