Davutoğlu o gün 24 saat hiç uyumamış
Abone olBaşbakan Davutoğlu, kaçırılan Türk konsolosluk çalışanlarının kurtarılışıyla ilgili süreci NTV'de anlattı.
Başbakan Davutoğlu, IŞİD'in kaçırdığı 49 Türk
rehinenin kurtarılışıyla ilgili kimsenin tek kelimelik bir sihrin
peşinde olmaması gerektiğini söyledi. Konsolosluk çalışanlarının
kaçırıldığın günden kurtarılışlarına kadar 24 saat süreyle takip
ettiklerini ve operasyonu ilmek ilmek hesapladıklarını anlatan
Davutoğlu, rehinelerle ilgili en kritik dönemde kendisiyle ilgili
gensoru verildiğini hatırlattı.
Türk vatandaşlarının kurtarılmasıyla ilgili olarak fidye hariç her türlü pazarlığın yapılması için bizzat MİT'e kendisinin talimat verdiğini söyleyen Davutoğlu, rehinelerin burunları bile kanamadan Türkiye'ye getirilmesinin kendileri için hayati önem taşıdığını ifade etti.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, NTV canlı yayınında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunuyor.
Türk vatandaşlarının kurtarılmasıyla ilgili olarak fidye hariç her türlü pazarlığın yapılması için bizzat MİT'e kendisinin talimat verdiğini söyleyen Davutoğlu, rehinelerin burunları bile kanamadan Türkiye'ye getirilmesinin kendileri için hayati önem taşıdığını ifade etti.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, NTV canlı yayınında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunuyor.
Davutoğlu'nun açıklamalarınsan satır başları şöyle:
"Bu tür süreçler çok kritik süreçler. 11 Haziran'dan bu yana
hepimiz çok kritik sınavdan geçtik. Bu ilk sınavımız değildir. Şu
ana kadar 200'ün üzerinde vatandaşımızı tereyağından kıl çeker gibi
aldık.
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşalarını ülkeye getirmişse herkes
bu sevinci yaşamalı. Bu şartlardan vatadanşını alan her ülkenin
bireyi kazanır. Dikkatsiz sarf edilen bir sözve süreç sadece
vatandaşların kaybına değil, ülkenin itibarının kaybına da yol
açar.
FİDYE TARTIŞMALARINA SON NOKTA
FİDYE TARTIŞMALARINA SON NOKTA
Prensip olarak hiçbir zaman fidye ödemedik. Fidye
ödemek bir vatadaşı kurtarırken başkalarını tehlikeye
atar. Ailelerin psikolojilerini, kalan elemanların
psikolojilerini, kaçıranları dolaylı müzakere ile psikolojilerini
yöneteceksiniz.
Vatandaşlarımız kaçırıldıktan sonra bir süre rehine tabirini
kullanmadık. Rehine tabiri kullanıldıktan sonra pazarlık başlar.
Vatandaşlarımızın rehine psikolojisine girmelerini istemedik.
'Onlara rehine muamelesi yaparsanız, başka muamele görürsünüz'
dedik.
Musul halkı Türklere zarar vermeyi düşünmez. MİT müsteşarı ve
ben etkili kişilerle görüştük. Günbegün nakış gibi işleyen bir
strateji uyguladık.
"SABAHA KADAR HİÇ UYUMADIM"
Sabah 06.00'ya kadar 1 dakika uyumadım. Hiç uyumadan Şanlıurfa
ve Ankara'ya gidiyorum. Bu bir operasyondır, şimdi söylüyorum. 2
gündür insanların yüzündeki tebessümü görmek bize yetiyor. Büyük
bir iş başarıldı.
Önemli olan vatandaşlarımızın ülkeye dönmesidir. Operasyonun
neticesi önemli. Kardeşlerimizden birinin saç teline zarar gelseydi
bildiğimiz her şeyi unuturuz. Zikrettiğimiz tek şey fidye
ödemedik, ödemeyiz. Bu milli bir operasyondur. Elimizden gelse ilk
gün alırdık. Bir an bile bırakmazdık.
Çok yaklaştığımız anlar da oldu. THY'ye iki uçağı hazır tutun
diye söyledik, Temmuz ayında ama olmadı. Birçok kere çok yaklaştık.
Ne gerekiyorsa o yapıldı. Her zaman risk vardır. Her yer
değişiminde her seçenek masadaydı.
"AZERBAYCAN GEZİSİNİ İPTAL ETMEYİ DÜŞÜNDÜM"
"AZERBAYCAN GEZİSİNİ İPTAL ETMEYİ DÜŞÜNDÜM"
O gece Hakan Bey (MİT Müsteşarı) aradı ve 'beklediğiniz
müjdeyi kısa bir süre içinde verebiliriz' dedi. Azerbaycan gezisini
iptal etmeyi düşündüm. Sonra Öztürk (Musul Başkonsolosu )
aradı. Telefonu açar açmaz 'hoşgeldiniz Öztürk' dedim. O
anda bu operasyonun arkasında Türkiye Cumhuriyeti olduğunu
anlamasını istedim. Saat 05.30 civarı, Hakan Bey arayarak bizim
sınıra geçtiklerini ve güvende olduklarını söyledi. Benzer olaylara
bakıldığında sonuca erken ulaştığımızı söyleyebiliriz."