Davutoğlu o başkonsolos hakkında ilk kez konuştu!
Abone olDavutoğlu, IŞİD'in kaçırdığı ve günlerce alıkoyduğu Musul Başkonsolosu'nun CHP'den aday olmasıyla ilgili "Herkesin aday olma hakkı var. Türkiye demokratik bir ülke" dedi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Eski Musul
Başkonsolosu Öztürk Yılmaz CHP'den aday oldu, bunu nasıl
değerlendiriyorsunuz?" sorusuna cevap verdi.
Davutoğlu, "Herkesin aday olma hakkı var. Zor dönemde
tabii ki onu Türkiye Cumhuriyeti'ni dışarıda temsil eden
diplomatımız olarak gördük. Türkiye demokratik bir ülke. Herkes
siyasete girme kararı alabilir, bunun belli çerçeveleri vardı.
Bunda söylenecek bir husus yok" cevabını verdi.
DEMİRTAŞ'IN "BÖYLE GİDERSE SEÇİM YAPILMAYABİLİR"
SÖZLERİ
Davutoğlu, HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş'ın 'Böyle giderse seçim
yapılamayabilir' açıklamalarına ilişkin, "Bazı, böyle art niyetli
çevreler, HDP Eş Başkanı da anladığım kadarıyla bu tarz birşey de
bulunmuş, 'Efendim, Türkiye'de seçim bu şartlarda yapılamaz ve bu
süreç devam eder'. Hayır, seçim Türkiye'de vaktinde ve uluslararası
standartlarda, objektif hukuk kuralları içinde gerçekleşecektir.
Bundan, kimsenin tereddüdü olmamalıdır" dedi.
"BİR BUNU 4 YILDIR YAŞIYORUZ"
Başbakan Ahmet Davutoğlu, ATO Congresium'da düzenlenen 'B20
Toplantısı'nda yaptığı konuşmanın ardından gazetecilerin sorularını
cevapladı. Davuoğlu, toplantıya bine aşkın iş adamının katıldığını
belirterek, yarın G20 Toplantısı'nın bakanlar düzeyinde olanının
gerçekleştirileceğini belirtti. Bugünlerde yaşanan göç olaylarının
da dünya ekonomi bakımından önem taşıyan bir olgu olduğunu anlatan
Davutoğlu, "Çevre ekonomiler çöktükçe, bir ülkede ekonomi çöktüğü
zaman, o ülkede siyasi istikrarsızlık, baskı ya da terör saldırısı
varsa insanlar ekonominin çökmediği, iş bulabilecekleri yerlere
doğru hareket haline geçiyorlar. Biz, bunu 4 yıldır yaşıyoruz"
dedi.
"KİMSENİN KADERİ DİĞERİNDEN BAĞIMSIZ DEĞİL"
Suriye'den 2 milyona yakın mülteciyi Türkiye'nin mülteci
ağırladığına dikkati çeken Davutoğlu, "Bu 4 yıl içinde Türkiye'nin
tüm çağrılarına kulağını tıkayanlar, bu zulmün durması için
yaptığımız girişimlere kayıtsız kalanlar, bu mültecilerin ümidini
kaybetmiş insanların kendi ülkelerinde en azından hayat garantisi
altında, güvenlik içinde yaşayacağı bölgeler oluşturalım çağrımıza
sessiz kalanlar şimdi mülteciler kendi kapılarına dayandıklarında
gerçekten insanlık adına bazen de utanç verici birtakım ırkçı
yaklaşımlarla tepki gösteriyorlar. Bilelim ki bugün artık dünya tek
bir kaderi paylaşan insanlığın hayat alanıdır. Kimsenin kaderi
diğerinden bağımsız değil" şeklinde konuştu.
Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Dün hepimizin gözlerini yaşartan, donduran, kalbimizi bütün
dünyada vicdan sahibi herkesin yüreğini burkan Aylan'ın o cansız
bedeni aslında son uyarı mahiyetinde. Bu, insanlığın vicdanı
anlamında bir kıyamettir. Sesimizi yükseltmenin vaktidir. Dün gece
Aylan'ın babasıyla konuştum, telefonda yüreğindeki sızıyı, acıyı
hissetmemek mümkün değil. Suriye'den bir aile olarak çıkan bir aile
reisi, şimdi tek başına Suriye'ye dönüyor, iki oğlunu ve eşini
kaybetmiş vaziyette. Bunun sorumlusu kim? Bunun sorumlusu sadece
baskı yapan Suriye rejimi ya da bu rejimin zulmünü istismar ederek
gayriinsani terör örgütleri olmakla birlikte bunlara kayıtsız kalan
uluslararası toplum."
"BÜTÜN DÜNYAYA ÇAĞRIDA BULUNUYORUZ"
Ortadoğu'yu bir bataklık, Suriyelileri de bu bataklıkta yaşanan
sivrisinekler olarak görüp kapıları kapatmamızı teklif edenler
şimdi köşelerinde hayasızca yazılarla bunun sorumluluğunu da bizim
üzerimize atmaya kalkıyorlar" diyen Davutoğlu, "Bu, sadece
hükümetimize, Cumhurbaşkanımıza, bana değil bir insanlık dersi
vererek evlerini yuvalarını, aşlarını, sofralarını, kalplerini
Suriyelilere açan aziz milletimize de bir hakarettir. Diktatörleri,
zulümleri, baskıları, terör örgütlerinin zulmünü görmeyenler
demokratik yolla seçilmiş hükümetlerin idare ettiği Türkiye'yi
bütün bu trajediden ve demokratik yolla seçilmiş hükümetleri bu
olaylardan sorumlu tutanlar en küçük izana dahi sahip değiller.
Bütün dünyaya çağrıda bulunuyoruz. Yüzlerce görüşme yaptık,
Aylan'ın bu cansız bedeni görülmesin diye ama o görüldü ve dünyaya
bir anlamda uyarı oldu. Ya, fotoğrafı çekilmesi imkanı bulamadan
ölen, kimyasal silahlar altında ölen bedenler?" dedi.
SEÇİM GÜVENLİĞİ
Davutoğlu, açıklamaları sonrası gazetecilerin sorularını cevapladı.
Bir gazetecinin, "1 Kasım'daki seçimlere az bir süre kaldı. Seçim
güvenliğinin sağlanabilmesi için ne gibi tedbirler alınacak. HDP Eş
Genel Başkanının bu konuda açıklaması vardı, 'Bölgede seçim
yapılacak bir atmosfer yok' diye. Bu açıklamayı nasıl
değerlendirirsiniz?" sorusuna Davutoğlu, "Türkiye, daha
önce daha da zor şartlarda seçim gerçekleştirmiştir. Yani, 1990'lı
yıllarda yapılan hiçbir seçim daha iyi şartlarda yapılmadı. 2011
yılında da benzer saldırılara da muhatap olduğumuzu herkes bilir.
Terör, Türkiye'yi hiçbir zaman bütünüyle rahat ve huzur içinde
seçim yapma imkanı vermeyecek şekilde tehdit altında tuttu.Türkiye,
demokratik bir hukuk devleti olarak hem terörle mücadele edecek hem
de demokratik hukuk kuralları içinde seçim gerçekleştirebilecek
güce sahiptir. Şu anda bir seçim hükümeti, dolayısıyla tek parti
hükümeti anlamında bir hükümet yok ama bilinsin ki seçim güvenliği
ile ilgili sorumlu olan bir hükümet var" karşılığını
verdi.
"SEÇİMİ EN GÜVENLİ ŞARTLARDA GERÇEKLEŞTİRMEYE
KARARLIYIZ"
Herkesin anayasal sorumluluk üstlenen kimliklerle görevini
yaptığını anlatan Davutoğlu, "Seçimin gerçekleşmesinin sağlamak
durumundayız. Bu hükümet, her rengi temsil eden bir hükümettir. Bu
bir icraat hükümetidir. Yapılması gereken işlerle ilgili de
gerekeni yaparız. Dün, Mısır'la ilgili alım fiyatlarını ilan ettik.
Hayırlı olsun üreticileri. Seçim güvenliği de bu bağlamda bizim
üzerinde titizlikle çalışacağımız bir husustur. Kimse tereddüt
etmesin. Terörle mücadele etmeye de kararlıyız, seçimi de en
güvenli şartlarda gerçekleştirmeye kararlıyız. Eğer, bir Meclis'ten
bir hükümet çıkabilmiş olsaydı, CHP ya da MHP seçim hükümeti
bağlamında bizimle işbirliği yapmış olsaydı seçim güvenliğini
teminat altına alıp Meclis'i birlikte çalıştırıp bazı yasal
düzenlemeler yapma imkanı da bulacaktır. Taşımalı oy ile, yani
herkesin Türikye'nin her yerinde oy verebilmesine imkan sağlayan
bir düzenleme yapabilirdik.Seçim güvenliğini en fazla etkileyen
husus belli köylerde az nüfuslu yerlerde terör örgütünün baskıyla
gelip bu sandıkta yüzde yüz bu partiye oy vereceksiniz diye baskı
yapması sebebiyle" ifadelerini kullandı.
DEMİRTAŞ'IN 'BÖYLE GİDERSE SEÇİM YAPILAMAYABİLİR'
AÇIKLAMASI
HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş'ın 'Böyle giderse seçim
yapılamayabilir' açıklamalarını değerlendiren Davutoğlu, "Meclis'te
dün çıkan tabloyla tekrar ülkeyi bloklaşmaya sevk edenler seçim
güvenliğini en fazla tehdidi yapanlardır. Hiçkimse merak etmesin.
Türkiye'nin her ilinde, her ilçesinde vatandaşlarımızın özgür
iradesini yansıtabilecekleri şartların oluşturulması için gece
gündüz çalışıyoruz. Bu seçim mutlaka yapılacaktır. Bazı, böyle
artniyetli çevreler, HDP Eş Başkanı da anladığım kadarıyla bu tarz
bir şeyde bulunmuş. Efendim, Türkiye'de seçim bu şartlarda
yapılamaz ve bu süreç devam eder. Hayır, seçim Türkiye'de vaktinde
ve uluslararası standartlarda, objektif hukuk kuralları içinde
gerçekleşecektir. Bundan, kimsenin tereddüdü olmamalıdır" şeklinde
konuştu.
3 DÖNEMLİKLERİN 26. DÖNEM İÇİN ADAYLIĞI
Başka bir gazetecinin, "12 Eylül'de kongre var. 3
dönemliklerin başvurmadığı bilgisi geliyor, bu isimlerle görüşecek
misin?" sorusuna Davutoğlu, "Partimizin daha önce tüzüğünde söz
konusu olan 3 dönemle ilgili husus oluşturduğumuz özel bir
komisyonda, tüzük komisyonunda inceleniyor. Mehmet Ali Şahin
başkanlığında. Dün, onlarla görüşme yaptım. Bu çerçevede neler
yapılacağını ele aldık. 3 dönem kuralı kalmakla birlikte bütün
arkadaşların aday olmasını temin edecek bir çerçeve
hazırladık. Aday başvuruları önemlidir, o başvuruları
aldık, çok sayıda başvuru olmasından memnuniyet duyuyoruz, 3 bini
aşkın. Ayrıca, bu aday başvuruları dışında da 18 Ekim'e kadar
oluşacak üst kurulda herkese adaylık teklifinde bulunabiliriz.
Bugün de aday olarak da veya başka pozisyonlarda da bu davaya omuz
verirler. Katkıda bulunmuş olan arkadaşlarımızla omuz omuza
çalışacağımızdan emin olsun herkes. Hiçkimse, bu konuda farklı bir
spekülasyona gitmesin" karşılığını verdi.
ESKİ MUSUL BAŞKONSOLOSU ÖZTÜRK YILMAZ'IN CHP'DEN ADAY
OLMASI
Davutoğlu, "Eski Musul Başkonsolosu Öztürk Yılmaz da CHP'den aday
oldu, bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusunu ise,
"Herkesin aday olma hakkı var. Zor dönemde tabii ki ona
Türkiye Cumhuriyeti'ni dışarıda temsil eden diplomatımız olarak
gördük. Türkiye demokratik bir ülke. Herkes siyasete girme kararı
alabilir, bunun belli çerçeveleri vardı. Bunda söylenecek bir husus
yok" cevabını verdi.