Davutoğlu küfretti, kimse anlamadı!

Davutoğlu ile Merkel'in yaptığı ortak basın açıklamasını izlerken kamera O'nu gösterdi. Görür görmez "Kim lan bu arizona kertenkelesi tipli adam" dedim kendi kendime...

Süleyman ÖZIŞIK suleyman@internethaber.com

Davutoğlu ile Merkel'in yaptığı ortak basın açıklamasını izlerken kamera O'nu gösterdi.

Bak, yalan söylüyorsam Allah canımı alsın!

Görür görmez "Kim lan bu arizona kertenkelesi tipli adam" dedim kendi kendime...

Gazeteciymiş ve adı Deniz Yücel'miş...

Yav gazetecisin ve iki başbakanın önüne çıkıyorsun. Milyonlar seni izliyor istemeden de olsa.

İnsan bi saçını başını tarar be adam!

Soru sorarken bütün göğüs kıllarını saymaktan dikkatim dağıldı. Allah günah yazmasın ama tipinde hayır yok!

Sözümona Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı'nı zorda bırakacak. Merkel'e yönelerek başladı konuşmaya:

"3 yıl önce Gezi olaylarında Türkiye’ye eleştiriler yöneltmiştiniz. Şu anda Türkiye’de insan hakları hakkında örnek vermiştiniz. Şu an durum düzelmedi. Örneğin ifade özgürlüğü konusunda Türkiye 195. sırada. Erdem Gül ve gazeteci daha hapishanede. Silopi’de Cizre’de insan hakları ihlalleri var. Emniyet güçleri sivil halkı gözetmeksizin hareket ettiğinden söz edilmektedir. Almanya sessizliğe büründü. Neler söyleyebilirsiniz?"

Kamera  bir ara Ahmet Davutoğlu hocayı gösterdi.

Hafiften gülümseyip, gözlerini kısarak gazeteci kılıklı terörist yardakçısına bakınca dedim tamam, Osmanlı tokadı geliyor!

O bakışı nasıl tarif edeyim size?

Hani Necip Fazıl'ın "Biz çomarlarla uğraşıyoruz, bu fino nereden çıktı?" sözü var ya. Tamı tamına öyle bir bakış...

Merkel eveleyip geveledikten sonra sıra kendisine gelince ceddine yakışır bir üslupla konuşmaya başladı...

"Ben burada iki başbakan basın açıklaması yapacak sanıyordum ama yapılan suçlamalara bakılırsa üç kişiymişiz" diyerek önce soldan çaktı. Kemara Deniz Yücel'i gösterince baktım ufaktan koltuğa gömülme durumuna geçiyor.

"Burada basın özgürlüğü olmasa sen benim gözümün içine bakıp bu soruyu soramazdın" dedi, kamera tekrar Deniz Yücel'i göstermek için döndü ama adamın yerine pazardan alınmış bir tutam büzüşmüş pancar oturuyordu sanki koltukta...

Arkasındaki gazateci sanki o an fosur fosur yayılan "Doğal gaz" kokusundan rahatsız olmuş gibi yüzünü buruşturuyordu.

Davutoğlu bu, durur mu?

Konuşması bununla sınırlı kalacak diye beklerken, ecdadına yakışır şekilde devam etti: "193 ülkenin bulunduğu dünyada Türkiye nasıl oluyor da 195. sırada olabiliyor?"

Eskiler böyle hallerde, "Karabiber tuz g.t oldun sus!" derdi. Şimdiki gençlik kısaca "Kapak" diyor bu duruma!..

Bu kadar yumuşak bir üslup kullanarak insanın ağzının içine tüküreni ilk defa görüyorum. Bildiğin küfür ediyor, ama karşısındaki anlamıyor!

Erdoğan olsa "Bakın burası çok enterasan" diye başlar ve buldozer gibi ezer geçerdi.

Kılıçdaroğlu olsa, "Hay yaşa! Lafı ağzımdan aldın ama eksik söyledin. Ben Güneydoğu'nun incisi Mersin'de bu konuya değinmiştim. Maalesef 195 değil, 350'inci sıradayız. Yeni Anayasa değişikIiği paketi kayısı üreticiIerinin sorununu çözüyor mu? Çözmüyor. Hem sana ne oluyor, ben senden önce şikayet etmiştim!" derdi herhal...

Mesele Kılıçdaroğlu olunca konu kendiliğinden dağılıyor, şahitsiniz!

Biz yazıya geri dönelim!

Yukarıda da söylediğim gibi... Davutoğlu gözlerini kıstığında ve gülümsediğinde bilgisiyle, donanımıyla çok tehlikeli bir adam haline dönüşüyor. Bence müzmin muhalefler, kronik Tayyip korkusunun yanına bunu da eklerse iyi olur.

Şu sıralar internette bir furyaya dönüşen "Ali gibi ol!, "Sılho gibi olma" oyunu çok revaçta...

Bence bu oyun tam da Davutoğlu'na uyarlanacak cinsten...

"Bu Ahmet. Ahmet bir hoca.. Atalarının izinden gidiyor. Kimseye eyvallah etmiyor. Tuzak sorular, dolu adamlar için atılan pas anlamı taşır ki Davutoğlu da bu tür pasları aldığında 90'a takıyor. Yumuşak üslubuyla insanlara bir laf sokuşu var ki küfür etse daha iyi..

Davutoğlu gibi ol!

Adam ol omuzumun kenarı, adam ol!"


Son olarak...

Deniz Yücel'in ülke sayısını 195'den fazla söylemesini  yadırgamıyorum.

Lütfen biri ona hatırlatsın!

Paralel Devlet ve Özerklik ilan edilen Güneydoğu'daki Kürdistan çöktü!