Davutoğlu: Kılıçdaroğlu talep ederse Cumhurbaşkanı Yardımcılığı adaylığını bırakırım
Abone olMillet İttifakı ortaklarından Gelecek Partisi'nin lideri Ahmet Davutoğlu, katıldığı televizyon programında dikkat çeken açıklamalar yaptı.
Millet İttifakı ortaklarından Gelecek Partisi'nin Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, TELE1'de Zeynel Lüle'nin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Seçimlere ilişkin değerlendirmelerde bulunan Davutoğlu, dikkat çeken açıklamalarda bulundu.
"Bir an bile düşünmem çekilirim"
Millet İttifakı'nda 7 tane cumhurbaşkanı adayı olmasıyla ilgili konuşan Davutoğlu, "Ben olabilecek bir makamdan değil, sahip olduğum makamdan Türkiye için çekildim. Türkiye'nin en kudretli Başbakanlık makamını hiç tereddüt etmeden bıraktım. Kimse bana şuradan çekilir misin diyemez, bütün makamları gördük. Sayın Kılıçdaroğlu ile iki kez seçim rekabeti yaptık. Onun cumhurbaşkanlığını destekliyorum hiçbir ego yapmadan. Şimdi de derse kamuoyu, Kılıçdaroğlu tek çıksın benim için sorun yok. Önemli olan bir ekip olarak kitlelerin bize vereceği oyda olumlu yönde bir değişim olacaksa makamların hiçbir önemi yok. 7 Cumhurbaşkanlığı yardımcısı bir karışıklık yaptıysa muhasebesi yapılır. Kılıçdaroğlu, isterse bir an bile düşünmem çekilirim. Farklı kesimlere teminat vermek için bulunuyoruz." ifadelerini kullandı.
Davutoğlu'nun açıklamaları şöyle:
" 14 Mayıs'tan 2 gece önce bir aradaydık. Prensip olarak, seçim gecesi Ankara'da olma kararı vermiştik. Genel Merkez'de takip ettik. Gece 12'de diğer liderle beraber CHP Genel Merkezi'nde izledik. İlk sonuçtan ne üzüldüm ne sevindim. Birçok tecrübeden sonra kesin sonuçların sabaha alınacağını biliyorduk. Telaş anımız da yoktu. Bizim bütün teşkilatlarımız, sandıklarda görev aldı. İlk gelen okul çıktılarında daha farklılık arz ediyordu AA'ya göre. Sonuçlar itibariyle Millet İttifakı olarak daha yüksekti beklentimizdi. Ama büyük bir şok etkisi yaptı demem doğru değil. Siyasette her sonuca hazır olmalısınız.
"Bütün arkadaşlarımız alanda çalışıyor"
İkinci tur kesinleşince basının karşısına çıktık. İkinci turu görünce bir dayanışma içinde bir basın toplantısı oldu. İki gün sonraki toplantıda seçimi rasyonel olarak değerlendirdik. Hep beraber 28 Mayıs'a nasıl gideceğimizi düşündük. Teşkilatlarımızı mobilize etmeyi konuştuk. Hem Kılıçdaroğlu'na verilen oyu konsolide etmeyi hem de yeni oyları almayı konuştuk. Genel Merkez'de bütün il başkanları talimatlandırdım. Bütün arkadaşlarımız alanda çalışıyor.
Oy oranınız ne?
Seçimin mantığı gereği bunu ölçmek çok zor. Biz de kendi amblemimiz ile girmek isterdik ama bu seçim sisteminde zor. Bunu İYİ Parti'ye eleştiri için söylemiyorum. Tek listeden kastım, her yerde CHP listesi değil baştan beri kanaatim 50 ilde CHP, 30 ilde İYİ Parti listesiydi. Güçlere göre. belli yerlerde seçmenin niteliğinde şu veya bu partiye oy vermekte zorlanıyor. Öyle olsaydı daha başarılı olabilirdik. Birlikte olsa daha iyi olurdu. Seçim yasası değiştiği gün, partilerimizin alacağı oylardan daha çok topluca Meclis'te çoğunluk elde etmemiz, hangi opsiyona uyum sağlayacağımızı söyledik.
"Sinan Oğan'la görüşmemde siyasi pazarlık söz konusu olmadı"
Sinan bey bu seçimde bir göz önüne alınması gereken bir oy oranı aldı. Ortak dostumuz vasıtasıyla görüştük.Orada da kendisine ifade ettim. Kılıçdaroğlu, sizinle konuşur ben bir akademisyen devlet adamı olarak konuştum. Toplantının sohbeti iklimi buydu. Siyasi bir pazarlık söz konusu olmadı. Türkiye'nin gerçekleri ilişkileri nedir? Nasıl bir siyasi tavır almak lazım? Bunları konuştuk. Kılıçdaroğlu'na bir gün önce görüşeceğimi bildirdim. Mansur Yavaş ile de görüştüm çünkü onun da bazı temasları vardı.
"Destici niye giremedi parlamentoya?"
Destici niye giremedi parlamentoya? Niye AKP listesinden yer bulamadı. Geçmişte BBP'ye ihtiyacı vardı şimdi HÜDA PAR'a. Şimdi Oğan'a. 3 ay sonra kime ihtiyacı olacağı belli olmaz Erdoğan da Bahçeli de makyavelist siyaset yapıyorlar. Yok etmeyecekleri ilke yok. Kullanmayacakları dini milli değer yok. Tam bir öğütme makineleri. Her şeyi yok ettiler. Millet ve devlet, karşı tarafı suçlayan unsurlar oldu. Bunların hiçbir kaygısı yok. Sinan bey bütün bunları göz önüne alması gerekir. Karar aldıktan sonra da görüş ayrılıklarımız da olur."