Davutoğlu dünyaya dersini verdi
Abone olDavutoğlu ile AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi ve AB Komisyonu Başkan Yardımcısı Catherine Ashton, Dışişleri Bakanlığı'ndaki baş başa ve heyetler arası görüşmelerinin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu , Türkiye'nin Suriyelilere
yönelik ''açık kapı'' politikasını sürdüreceğini
belirterek, ''Bu kadar çok mülteci Türk sınırına gelirken
bu konularda sessiz kalanlar utansın'' dedi.
Bakan Davutoğlu, burada yaptığı konuşmada, Ashton ile sık aralıklarla ve yoğun bir gündemle bir araya geldiklerini, bugünkü görüşmelerinde de Türkiye-AB ilişkilerinde son dönemde fasılların açılması için yakalanan ivme ile vize muafiyeti konusunu ele aldıklarını söyledi.
AB - ABD arasındaki yeni serbest ticaret anlaşması görüşmelerini değerlendirdiklerini ifade eden Davutoğlu, ''Türkiye Gümrük Birliği'ne üye bir ülke olarak ABD ile AB arasında yürütülen müzakereleri yakından takip etmektedir ve kesinlikle yeni oluşacak sistemin parçası olmayı hem bir hak hem de bir zorunluluk olarak değerlendirmektedir'' dedi.
Bu konuda her iki tarafla da görüşmelerin süreceğini dile getiren Davutoğlu, ortaya çıkacak geniş serbest ticaret havzasının bütün tarafların menfaatini en üst düzeye çıkaracağını belirtti.
EMRİVAKİLER KABUL EDİLEMEZ
Görüşmede, Güney Kıbrıs Rum yönetiminde gerçekleştirilen seçimler sonrasında Kıbrıs'ta ortaya çıkan durumun da gündeme geldiğini aktaran Davutoğlu, Türkiye ile AB'nin, bu durumun yeni bir ''fırsat penceresi'' teşkil ettiği hususunda hemfikir olduğunu ifade etti.
Rum kesimi parlamentosunun doğal kaynaklar konusunda aldığı karara ilişkin Türkiye'nin tutumunu Ashton'la paylaştığını anlatan Davutoğlu, ''Önümüzdeki dönemde her zamankinden daha fazla kesin ve kapsamlı çözümler konusunda yoğunlaşmanın vakti gelmiştir. Bu konuda atılacak her adımda Türkiye gerekli katkıyı yapmaya hazırdır'' dedi.
Türkiye'nin tutumunun net ve açık olduğunu vurgulayan Davutoğlu, ''Bu tür emrivakiler, Kıbrıs'ın temel çözüm parametreleri konusunda herhangi bir değişiklik getirilmesi kabul edilemez'' diye konuştu.
Kıbrıs konusundaki istişarelerin süreceğini dile getiren Davutoğlu, ''Ümit ederiz, daha önce sürdürülen müzakereler bir an önce tekrar başlar, kapsamlı bir çözüm gündeme gelir. Bu herkes için en doğru yoldur. Ancak eğer GKRY buna hazır değilse o zaman yolları da ortaya koymak durumundadır'' ifadesini kullandı.
ANA GÜNDEM İRAN, BALKANLAR VE SURİYE
Davutoğlu, İran ve P5 1 arasında yürütülen görüşmeleri de ele aldıklarını belirterek, Ashton'ın bu konuda yürüttüğü etkin diplomasiyi övdü. Türkiye'nin katkılarını sürdürmeye hazır olduğuna dikkati çeken Davutoğlu, İran'ın nükleer programına ilişkin Almatı'da yapılacak toplantı konusunda Ashton'a Türkiye'nin fikirlerini aktardığını ifade etti.
Ashton tarafından Belgrad ve Priştine arasında yürütülen diyalog sürecine de değinen Davutoğlu, Türkiye ile AB'nin eskiden beri Balkanlar konusunda yakın bir istişare içinde olduğunu söyledi. Davutoğlu, Türkiye'nin bu konudaki ilerlemeleri takdir ettiğini, Balkanlar'ın istikrarı ve geleceği konusunda her türlü çabayı göstermeye hazır olduğunu kaydetti.
Suriye'deki son gelişmelerin de görüşmede gündeme geldiğini belirten Davutoğlu, Türkiye ile AB'nin Suriye Halkının Dostları Grubu çerçevesinde benimsedikleri ortak bir tutum bulunduğunu ifade ederek, ''Uluslararası toplumun ve AB'nin bundan sonra çok daha kararlı bir tutum sergilemesi konusundaki kanaatimizi paylaştık'' dedi.
Davutoğlu, Filistin ve Kuzey Afrika'daki son gelişmeleri de gözden geçirdiklerini belirtti.
DEVLET GELENEĞİNİN DEVAMI
Dışişleri Bakanı Davutoğlu'na, Türkiye'nin Suriyelilere yönelik ''açık kapı'' politikasının devam edip etmeyeceği soruldu. Türkiye'nin bu durumu siyasi bir konudan öte ahlaki bir sorumluluk olarak gördüğünü dile getiren Davutoğlu, Türkiye'nin insani konularda sıkıntı çeken kitlelere bu politikayı her zaman uyguladığını belirterek, şöyle devam etti:
''Bu bizim devlet geleneğimizin bir devamıdır. Suriye 'deki kardeşlerimiz bizim ebediyen dost ve komşu olarak gördüğümüz kardeşlerimiz, akrabalarımızdır. Biz bu 'açık kapı' politikasını sürdüreceğiz. Bu bizim için bir onur meselesidir. Ama bu kadar çok mülteci Türk sınırına gelirken bu konularda sessiz kalanlar utansın. Uluslararası toplum, sessiz kalmak konusunda kendini sorgulasın.''
TAKDİR EDİYORUM
Ashton da Davutoğlu ile dünyanın çeşitli bölgelerinde pek çok kez bir araya geldiklerini ve her seferinde değerlendirecekleri çok sayıda konu bulunduğunu söyledi.
Türkiye'nin, AB'nin bölgede ve dünya genelinde yürüttüğü faaliyetler açısından hayati öneme sahip olduğunu vurgulayan Ashton, Davutoğlu ile ikili ilişkileri ele aldıklarını belirtti.
Türkiye'nin AB ile ilişkisinin geliştiğini görmeyi arzuladığını dile getiren Ashton, Davutoğlu'nu Belgrad-Priştine diyaloğu konusunda bilgilendirdiğini, öte yandan Suriye'deki son gelişmeleri ele aldıklarını ifade etti.
Türkiye tarafından misafir edilen Suriyelilerin durumuna da değinen Ashton, ''Türkiye'nin, hayatları alt üst olan ve sonsuza kadar değişen, yardım isteyen bu insanlarla ilgilenmesini takdir ediyorum'' diye konuştu.
İRAN'IN CEVABINI BEKLEMEK DURUMUNDAYIZ
İran'ın nükleer faaliyetlerine ilişkin Kazakistan'da yapılacak toplantıya değinen Ashton, ''Almatı'da başarılı bir toplantı yapmayı ümit ediyorum. İran'ın masaya koyacağımız öneriyi dikkatlice düşüneceğini umuyorum'' dedi.
Almatı'daki toplantıdan beklentisinin ve AB'nin İran'a yönelik ekonomik yaptırımlarının etkili olup olmayacağı sorusuna Ashton, ''Almatı'da farklı ve başarılı bir görüşme yapacağımızı düşünüyorum. İran'a yenilenmiş ve güven arttırıcı bir teklif götürdük. İran'ın ne cevap vereceğini beklemek durumundayız. Her zaman ihtiyatlı iyimserliğimi koruyorum'' yanıtını verdi.
Ashton, Türkiye-İsrail ilişkilerindeki normalleşme sürecine ilişkin değerlendirilmesinin sorulması üzerine, ilişkilerin normalleştiğini görmekten duyduğu mutluluğu dile getirdi. Ashton, sözlerini şöyle tamamladı:
''İki başbakanı da bu yönde attıkları adım için takdir ediyorum. Böyle şeyler hiçbir zaman kolay olmaz, özellikle yaşananlar düşünüldüğünde. Ancak bunun hem ikili ilişkilerin oluşturulmasına ortam sağlayacak hem de Türkiye'nin Ortadoğu barış sürecinde oynayabileceği role ilişkin iyi bir gelişme olduğuna inanıyorum.''