Davutoğlu: Benim alnımdan öpen ki...
Abone olBaşbakan Ahmet Davutoğlu, partisinin grup toplantısında kendisini alnından öpen Suriyeli çocuğu anlattı.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, ATO Congresium'da düzenlenen
AFAD'ın 5. Yıl Etkinliği'nde kendisini alnından öpen Suriyeli
Rua'yı anlattı.
AK Parti grup toplantısında konuşan Davutoğlu, 6 gün önce katıldığı etkinlikte yaşanan olayı milletvekilleriyle paylaştı. Davutoğlu, şunları söyledi:
KÜRESEL DÜNYAYA VİCDAN DERSİ
"AFAD bizim vicdanımızı temsil ediyor, bizim merhametimizi temsil ediyor. Mazlumlara dönük olarak uzattığımız eli temsil ediyor. Ahi Evran'ın, Hacı Bektaş-ı Veli'nin felsefesini temsil ediyor. 'Aşını, kapını, sofranı, elini açık tut' diyen Ahi Evran'ın; 'Bir olun, iri olun, diri olun' diyen Hacı Bektaş-ı Veli'nin... İşte kudret bir olmakladır, iri olmakladır, diri olmakladır. Merhamet ve şefkat, elini, evini, kapını, sofranı açık tutmakladır. Biz tarihten aldığımız bu felsefeyi çağdaş dünyaya, küresel dünyaya bir vicdan dersi olarak okutuyoruz.
ALNINDAN ÖPME ARAP KÜLTÜRÜNDE SAYGI VE HÜRMET MİNNET
İFADESİDİR
AFAD toplantısında, hepimizin göz yaşlarına boğulmasına sebep olan Rua kardeşimizin hikayesinden size bahsedeyim. Hani gelip, tam ben onun yanağından öpecekken, benim alnımdan öpen ki bu Arap kültüründe bir saygı ve hürmet, minnet ifadesidir, o küçük yavrucuk Rua, 2005 yılında Hama'da doğdu. Annesini, Hama'da bir hava saldırısında gözünün önünde kaybetti. Babaannesi ile yaşlı bir hanım, üç kardeşiyle Türkiye'ye sığındı. Şimdi mülteci kampında, özgür ve güvenli bir şekilde yaşıyor. Babası ise Suriye'de geride kaldı, mücadelesini sürdürmek için.
ALLAH ŞAHİT OLSUN Kİ
Şimdi Rua'nın bu hikayesini bilen birisi için, Türkiye'nin Suriye politikasını, insani olarak bakan birisinin eleştirebilmesi mümkün mü? Biz yetimlere sahip çıktık, biz öksüzlüre sahip çıktık, biz mazlumlara sahip çıktık ve sahip çıkmaya devam edeceğiz. Biz kendisi de yetim olan ulu bir Peygamber'in yolcularıyız. Onun izindeyiz. Onun yetimler için söylediği her hadisi, gönlümüze, zihnimize nakşetmişiz. Allah şahit olsun ki yetimlere sahip çıktık, sahip çıkmaya devam edeceğiz. Allah şahit olsun ki bu millette bu vicdan, bu devlette bu kudret varken, herhangi bir yetim kapımıza geldiğinde onu kendi evladımızdan ayırmayacağız. Allah şahit olsun ki nasıl kendi evladımızın başını okşamışsak, Rua'nın ve diğer yetimlerin de başını okşamaya, bağrımıza basmaya devam edeceğiz. Çünkü biliyoruz ki tarihte bu millet, o yetimlere sahip çıkmakla anılacak. Çünkü biliyoruz ki ahirette ulu Peygamber'in yanında bu yetimlere sahip çıktığımız için yer bulacağız. İki cihan saadetini isteyenler, yetimlere sahip çıkmalıdırlar.
KILIÇDAROĞLU'NA MÜLTECİ TEPKİSİ
Bırakınız böyle bir hissiyatı kaybetmiş olan Kılıçdaroğlu, 'Bu mültecilere niye kapılarımızı açtık?' diye sorsun.
Ama ben geçtiğimiz günlerde kongre vesilesiyle Hatay'da, Gaziantep'te, Osmaniye'de, Kahramanmaraş'ta, Şanlıurfa'da, Adana'da, Malatya'da bulunduğumda, oradaki kardeşlerimizin, oradaki vicdan yüklü aziz vatandaşlarımızın, hiçbir etnik ve mezhep ayrımı gözetmeden, bu yetimlere nasıl sahip çıktığını gördüğümde, Allah'a hamdettim. Ve hamdettim ki biz böyle bir milleti temsil ediyoruz. Bu yetimlere sahip çıkan bütün vatandaşlarımıza bir kez daha bu yüce Meclis adına teşekkürlerimi, takdirlerimi, minnetlerimi sunuyorum."
Davutoğlu, Suruç'ta, Kobani'den gelen mültecileri ziyaretini anımsatarak, "Kobani'yi, Türkiye'yi eleştirmek için bir fırsat gibi görenlere sesleniyorum: Yeni doğan bebeklere en fazla verilen isimlerden biri AFAD ismi oldu. Çünkü Türkiye'ye geldiklerinde AFAD yazısını gördüler ve bizim gördüğümüz üç bebek AFAD adını aldı. Anlamını bilmeden. Türkiye Cumhuriyeti'nde AFAD yazısını gördüler, orada güvenlik buldular, esenlik buldular, minnet duyguları için AFAD adını verdiler" diye konuştu.