Davutoğlu BBC’ye konuştu
Abone olDışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, BBC televizyonunun Newsnight programında, Suriye ve Mısır’la ilgili açıklamalarda bulundu.<br/>Suriye ve M...
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, BBC televizyonunun Newsnight
programında, Suriye ve Mısır’la ilgili açıklamalarda bulundu.
Suriye ve Mısır’daki gelişmelerden kaygı duyduğunu dile getiren
Davutoğlu, Türkiye’nin geleceğinden kaygılı olmadığını, bu iki
ülkeden farklı olarak Türkiye’de çok güçlü bir demokrasi geleneği
olduğunu söyledi.
Davutoğlu son aylarda Türkiye’yi saran kitlesel gösterilerle ilgili
bir soru üzerine, çevre konularında gösteri yapılmasının "ileri
demokrasinin göstergesi" olduğunu kaydetti.
"SREBRENİTSA KADAR KÖTÜ"
Davutoğlu, haber programında Suriye’ye karşı BM Güvenlik
Konseyi’nden sert bir karar çıkmazsa Bosna’da olduğu gibi bir
"istekli ülkeler koalisyonu"nun harekete geçmesi gerektiğini
söyledi.
Uluslararası toplumu, şimdiye kadar Suriye rejiminin kullandığı
yöntemlere kararlı bir tepki vermemekle eleştiren Davutoğlu, son
olayda da Güvenlik Konseyi’nden etkili bir karar çıkmadığından
yakındı.
Davutoğlu "Şam’daki kimyasal silah uzmanlarının inceleme yapmak
için bölgeye gönderileceğini umuyorduk. Esad kimyasal silah
kullanmadığını iddia ediyor. O zaman BM ekibinin araştırma
yapmasına izin vermesi lazım. Esad bu izni vermezse BM Güvenlik
Konseyi’nin kararlı ve sert bir pozisyon alması lazım" dedi.
"Peki BM’den böyle bir karar çıkmazsa ne olacak?" sorusunu ise
Davutoğlu, Bosna örneğini vererek yanıtladı.
"Bosna’da Srebrenitsa’da benzeri bir şey yaşadık. BM Güvenlik
Konseyi etnik temizliğe tepki göstermedi, ardından bir gecede 8 bin
kişi öldürüldü. O zaman uluslararası toplum, birlikte hareket etmek
isteyen ülkeler ’istekli ülkeler koalisyonu’ oluşturdular ve
beraberce harekete geçtiler. Şu an BM Güvenlik Konseyi’nin sert bir
karar alması gerekiyor. Konsey bunu yapmazsa, biz, istekli
ülkelerle birlikte hareket etmeliyiz".
NE İÇİN VE KİMİNLE KOALİSYON?
Davutoğlu bu koalisyonun kimlerden oluşabileceği konusunda ülke
ismi vermekten kaçındı. "Uluslararası hukuka saygılı ülkeler,
sadece Esad değil ama gelecekte bu tür kimyasal silahlar ya da
diğer silahlar kullanmaya, insanlık suçu işlemeye niyetlenen bütün
diktatörlere kararlı bir mesaj vermek isteyen ülkeler" demekle
yetindi.
BBC sunucusunun ısrarı üzerine ise koalisyona çok geniş bir çerçeve
çizdi:
"BM Genel Kurulu’na Suriyenin dostları grubu olarak bir tasarı
sunduğumuzda 138 ülke oy verdi, Suriye halkına destek oldu. Tek tek
ülkeler değil, bu 138 ülkenin tekrar biraraya gelebileceğini
düşünüyorum. Uluslararası toplumun iradesi bu".
Koalisyonun ne yapacağı konusunda ise Davutoğlu, "Her şeyden önce
açıkça ’kan akıtmayı durdur’ mesajı verilmeli. Ve rejimin kimyasal
silah kullandığına dair yeterli kanıt bulursak, durdurmak için
uluslararası müdahale yapılmalı" dedi.
"Nasıl bir müdahaleden söz ediyorsunuz?" sorusunu ise şöyle
yanıtladı:
"Bosna’da Srebrenitsa’dan sonra ne olduysa, şimdi yapılması gereken
de o. Çünkü orada etnik temizlik hepimiz için çok kötü bir deneydi.
Şam’daki bu kimyasal saldırı ve Suriye’de son üç yıldır tanık
olduklarımız Bosna’da olanlar kadar kötü. Bosna’da bu insanlık
suçlarını durdurmak isteyen tüm ülkeler olarak ne yaptığımızı
biliyorsunuz" diye yanıtladı.
MISIR, SURİYE OLUR MU?
Davutoğlu bu soruyu "Endişeliyiz" diye yanıtladı ve şöyle devam
etti:
"Mısır, Arap siyasetinin ve bölgemizin temel direğidir. Köklü bir
ülke. O yüzden hepimiz Mısır’da demokratik bir sisteme geçiş
konusunda çok umutluyduk. Fakat, son iki aydır tanık olduklarımız,
yüzlerce göstericinin sokaklarda öldürülmesi, saldırıya uğraması,
yaralanması, ordunun ve güvenlik güçlerinin bunda oynadığı rol,
Mısır’ın da Suriye’ye benzer şeylerle yüzyüze gelebileceği
konusunda endişe verici sinyaller oluşturuyor."
Dışişleri Bakanı Hüsnü Mübarek’in serbest bırakılmasına tepkisini
ise şöyle bir karşılaştırma ile açıkladı:
"1990’larda Soğuk Savaş bittikten sonra eski bir Soğuk Savaş
liderinin işbaşına geldiğini, seçilmiş liderin ise hapsediliğini
düşünün. Nasıl bir izlenim bırakırdı? Ne yazık ki izlenim budur.
Hukuki bir yanı var, ona karışamayız ama siyasi sembolizm ilginç.
Eski otokratik lider şu anda serbest , seçilmiş Devlet Başkanı
Mursi ve herhangi bir suç işlememiş sivil siyasi liderler
hapiste".
TÜRKİYE VE MISIR BİRBİRİNE BENZİYOR MU?
"Mısır’da bu oluyorsa Türkiye’de de olabilir diye korkuyor musunuz?
Aynısı Türkiye’de de olabilir mi?" sorusunu ise Davutoğlu, "Hayır.
Türkiye’nin uzun bir demokrasi geleneği var. Türkiye’nin son üç
yılı büyük bir başarı hikayesidir. Üç sebeple. Demokratik
reformlar, ekonomik gelişme ve aktif dış politika. Bugün Türk
insanı geleceğe umutla bakıyor." diye yanıtladı.
Son aylarda Türkiye sokaklarında yapılan kitlesel gösteriler
hatırlatıldığında Davutoğlu şöyle konuştu:
"Kimse bunları Arap ülkelerindeki gösterilerle karşılaştırmamalı.
Bir çok Batı ülkesinde ekonomik kriz yüzünden gösteriler yapıldı.
Türkiye’de de demokratik bir ülke olduğu için gösteriler yapılması
normaldir. Türkiye’de insanlar bir çevre meselesini protesto
ettiler, protestoların ana sebebi bir kentleşme projesiydi.
Mısır’da olduğu gibi adil ve özgür seçimler talebiyle ya da bir çok
Avrupa ülkesinde olduğu gibi işsizliği protesto etmek için
yapılmadı. Çevre konusunun gündeme gelmesi, ileri demokrasi
işidir."