Davutoğlu Başbakan mı olacak?
Abone olErdoğan'ın Köşke çıkması durumunda Başbakan adayları arasında adı geçen Davutoğlu, bu yöndeki soruya cevap verdi.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, "Şu an Başbakan,
Başbakanlık makamının hakkını yerine getiriyor. Her birimizin de üç
ay sonra, üç sene sonra ne olacağını değil, üç dakika içerisinde
üzerimizdeki emanetin hakkını nasıl vereceğimizi düşünmemiz
lazım" dedi.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Kanal 7 televizyon kanalında
katıldığı "İskele Sancak" programında gündeme ilişkin soruları
yanıtladı.
Programda kendisiyle ilgili Başbakanlık için adının geçtiğinin
hatırlatması üzerine Davutoğlu, "Bu sorular bana iki, üç sene önce
de gündeme geldiğinde böyle bir şeyi zihnimden geçirmeyi, telaffuz
etmeyi zül addederim demiştim" ifadesini kullandı. Davutoğlu,
sözlerini şöyle sürdürdü:
Üzerimizdeki emenatin hakkını nasıl vereceğimizi
düşünmemiz lazım
"Şu anda yaptığımız bir iş var dış politika anlamında. Zaten öyle
yoğun bir tempomuz var ki bunun hakkını vermek durumundayız. Şu
anda günlük hayatımızda beni ilgilendiren yegane mesele üzerimde
taşıdığım emanetin hakkını vermektir. Şu an Başbakan, Başbakanlık
makamının hakkını yerine getiriyor. Bizde tüm bakan arkadaşlarımız
için aynı şey geçerlidir. Her birimizin de üç ay sonra, üç sene
sonra ne olacağını değil, üç dakika içerisinde üzerimizdeki
emanetin hakkını nasıl vereceğimizi düşünmemiz lazım."
"MİT ve emniyet çok yoğun çalışıyor"
Güvenlik toplantısının illegal dinlenmesinin içeriden olduğu
iddiasına yönelik soruya Davutoğlu, Türkiye dönüşünde hem MİT
Müsteşarı Hakan Fidan'dan hem de bakanlıktaki yetkililerden son
bilgileri aldığını söyledi. Davutoğlu, "Türkiye Cumhuriyeti
tarihinin en ciddiye alınması gereken olaylarından biri. Herhangi
bir şekilde afaki ya da yüzeysel bir yaklaşımla ele almıyoruz çünkü
bu işlenen cürüm, sıradan bir cürüm değil. Onun hakkıyla
incelenmesi, her türlü çalışmasının yapılması ve bir karara
varıldığında kimsenin zihninde bir şüphenin kalmaması lazım. O
bakımdan MİT Müsteşarlığımız ve emniyet birimlerimiz hepsi çok
yoğun bir çalışma yapıyor" diye konuştu.
Davutoğlu, "Çalışmalar titizlikle yürürken basında böyle değişik
yorumlar yer alabilir" diyerek, nihai açıklama yapılmadan
kamuoyunun herhangi bir haberi "mutlak doğru" gibi almamasının önem
taşıdığına vurgu yaptı.
İllegal dinlemenin seçimden üç gün önce servis edildiğine dikkati
çeken Davutoğlu, dinlemenin hem bir casusluk faaliyeti hem de
siyasi bir
operasyon olduğunu söyledi. Davutoğlu, "Seçimden üç gün önce
piyasaya salınıyorsa, dağıtılıyorsa, servis yapılıyorsa bu aynı
zamanda Türk siyasetine bir müdahaledir ve sadece casusluk
faaliyeti değil, casusluk faaliyeti üzerinden siyaseti dizayn etme
çabasıdır veya açık bir şekilde darbe teşebbüsünün bir parçasıdır"
ifadelerini kullandı.
"Türkiye'de bir iletişim savaşı var"
"İhanet mektupları"na ilişkin bir soru üzerine, Türkiye'de bir
iletişim savaşı olduğunu ve bunun medya üzerinden yapıldığını
kaydeden Davutoğlu, bir ülkenin itibarının o ülkeye yatırım yapan
sektörü kaçırtacak şekilde de zedelenebileceğini dile getirdi.
Savaşın mutlaka topla, tüfekle olmayacağını belirten Davutoğlu,
yapılan şeyi "Türkiye'ye savaş açmak" olarak değerlendirdi.
Davutoğlu, "En zor şartlarda kaldığımız dönemde dahi hiçbir
uluslararası platformda bu ülkenin aleyhine konuşmadık" dedi.
"Esad tam bir hayal içinde"
Davutoğlu, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ın birkaç gün önceki
"Güç kazanıyoruz" söyleminin sorulması üzerine şunları söyledi:
"Keseb'te şu an belli yerleri kontrol eden bir muhalefet var.
Halep'te kontrolünü tahkim eden bir muhalefet var. Şam'ın civarında
bazı bölgelerde özellikle açlık uygulanan yerler var. İnsanların
vahşice açlığa, susuzluğa mahkum edildiği yerlerde ilerleme
kaydediyor. Çünkü oralara ulaşması mümkün değil herhangi başka bir
kaynağın. Esad tam bir hayal içinde."
"Türkiye'yi suçlayan, Türkmenleri zayıf duruma
düşürüyor"
Davutoğlu, Türkiye'nin Türkmen bölgelerinde El Kaide unsurlarına
yardım ettiği iddialarına ilişkin "Suriye haritasını bilen birisi o
bölgenin
Türkmen bölgesi olduğunu bilir. Keseb bölgesi Bayırbucak
Türkmenlerinin yaşadığı bölgedir. Bunu Türkmen, Kürt ayrımı yapmak
için değil ihanetin ne ölçüye vardığını göstermek için söylüyorum.
Bu söylenen her söz, Türkiye'yi burada suçlayan herkes, orada
Türkmenleri zayıf düşürüyor. O mücadeleyi verenlerin büyük bir
kısmı Türkmenlerdir. Türkiye için Bayırbucak Türkmenlerinin
bulunduğu bölge stratejik açıdan da kültürel açıdan da özel ilgi
duymamız gereken bir bölgedir" ifadelerini kullandı.