Davutoğlu Bahçeli'ye 6 yeni adres verdi
Abone olBaşbakan Ahmet Davutoğlu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin dünkü olaylı Tunceli ziyaretini değerlendirdi.
Geçtiğimiz Salı günü 'Yüreğin yetiyorsa Tunceli'ye' git
diyen Davutoğlu, bugün Erzurum'dan Bahçeli'ye gitmesini istediği
yeni adresleri açıkladı. Davutoğlu, MHP liderinden yurt içinde
Hakkari, Van, Bitlis, Bingöl'e yurt dışından da Kerkük ve Gazze'ye
giderek halkla kucaklaşmasını istedi.
Başbakan Davutoğlu, "Bundan sonra eski Türkiye anlayışı bitmiştir. Bu anlayıştakiler Bahçeli gibi tarihin çöplüğünde yerlerini alırlar ama milletin kalbinde yer edinemezler" dedi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, AK Parti Erzurum İl Kongresi'nde konuştu. Davutoğlu'nun hedefinde Bahçeli'nin olaylı Tunceli ziyareti vardı.
"Bahçeli Tunceli'ye gitti. Valilik önünde konuştu. Bir tek Tunceliliyle kucaklaşabildi mi?" diye soran Davutoğlu, "Sayın Bahçeli, yufka yürekliler ile çetin yollar aşılmaz ama katı yüreklilerle gönüller kazanılmaz." açıklamasında bulundu.
Kazım Karabekir Spor Salonu'nda düzenlenen "AK Parti Erzurum 5.
Olağan İl Kongresi"nde yaptığı konuşmasına Davutoğlu, "Vatanımızın
kilidi, kale şehrimiz Erzurum'a ve yiğit dadaşlara selam olsun.
Selam olsun, yar şehri, bar şehri, kar şehri, ar şehri, namus şehri
Erzurum'a, selam olsun. Selam olsun Abdurrahman Gazi'ye, İbrahim
Hakkı'ya, Alvarlı Efe'ye, Solakzade Efendi, Ömer Nasuhi Bilmen'e,
Hoca Salih Efendi'ye, bütün maneviyat öncülerine selam olsun"
sözleriyle başladı.
"Milli irade amirdir ve hakimdir' diyen Erzurum Kongresi mebuslarına selam olsun" diyen Davutoğlu, şöyle konuştu:
"Alvarlı Efe Hazretleri buyuruyor ki Erzurum'un kilidi mülki İslam'ı, Mevla'ya emanet olsun Erzurum, Erzurum derbendi ehli İslam'ın, Mevla'ya emanet olsun Erzurum. Erzurum, Mevla'ya emanet vatan da Erzurum'a. Vatanın kilidi, Erzurum'a emanet. Biz de ebediyete kadar sizinleyiz. Genç dadaşlar, genç bacılar, Erzurum başka bir heyecan verdi, hepinize teşekkür borçluyuz. Hepinizi bağrıma basıyorum, alınlarınızdan öpüyorum."
Davutoğlu, kongre planlamasını yaparken ilk il kongresinin Erzurum'da yapılmasını istediğini ifade ederek, "Talimatım şu oldu; ilk il kongresini, millet istiklalimizin ve istikbalinin gür sesle haykırıldığı Erzurum'da yapacağız, vatanımızın kalesi Erzurum'da" diye konuştu.
ERZURUM'A ÖVGÜ
Partililerin, "Başbakan Ahmet, vatan sana emanet" şeklinde sloganlar atması üzerine, Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bilin ki emanete son nefesimize kadar sahip çıkacağız ama dava da size emanet. Hak davamıza sahip çıkacak mısınız? Kim ne derse desin, Nene Hatunların davasını savunmaya devam edecek misiniz? İşte bu sesi, haykırışı duymaya geldik. Çünkü bundan bir kaç sene önce gelip, Erzurum'a gelip konuşma yaptığımda, Erzurum'a 'kale şehir' demiştim. Kale zor durumda kalınacak yer demek, kale demek o kale düşmezse vatan düşmez demek. Erzurum, duruşuyla, ben buradayım deyişiyle, vatanımızın, istikbalimizin teminatıdır. Her zaman, biz, 'madem ki Erzurum vardır, vatan sağlam ellere emanettir' diye düşünüyoruz. Biraz önce, tarihi Erzurum Kongre binasını ziyaret ederken, Nene Hatun'un torunuyla kucaklaştım, Raif Hoca'nın torunuyla kucaklaştık. Ah o güzel Erzurum, istilayla karşı karşıya kaldığında bütün bedeniyle, elinde silahı bittiğinde, elindeki en sıradan aletiyle direnen o yüce Erzurum. Erzurum direnmiştir, teslim olmamıştır. Nene Hatun sadece bir neslin değil, asırların timsalidir. Bacılarım, kardeşlerim, o güzel yürekli, gönlü geniş kardeşlerimiz, sizler bize Nene Hatun'un emanetisiniz ama yeni nesiller de size Nene Hatun'un emaneti. Onlara sahip çıkacaksınız."
MİLLİ İRADENİN SAVUNUCUSU AK PARTİDİR
Erzurum'un, vatanın sıkıntıya düştüğü zamanlarda sığınılacak direniş şehri olduğunu dile getiren Davutoğlu, şunları kaydetti:
"Erzurum Kongresi'nde, 1919 yılında İzmir işgal altına düşüp, müstevliler Anadolu topraklarına girdiğinde, gür ses Erzurum'dan yükseldi ve dedi ki 'Milli sınırlar içinde vatan parçalanamaz, bütündür.' O, bize Raif Hoca Efendi'den emanettir. Yine Erzurum Kongresi'nde, ilk defa milli irade kavramı kullanıldı. 'Amir olan, hakim olan, milli iradedir' dedi. Biz de diyoruz ki şimdi, Erzurum Kongresi'nden yükselen o sese cevap olarak diyoruz ki Aziz Erzurum Kongresi mebusları, bugün de milli iradenin teminatı, savunucusu, öncüsü AK Parti kadrolarıdır. O günkü kongreyle, bugünkü AK Parti Erzurum İl Kongresi arasında böyle manevi bir bağ var. Bu manevi bağı, hiç unutmamalıyız. Bizi yaşatacak olan bu manevi bağdır. Bizim davamızı aziz ve hakim kılacak olan bu manevi bağdır. 2002 yılında, Erzurum yine milli irade sesi verdi ve dedi ki milli iradenin yeni temsilcisi AK Parti kadrolarıdır. Tarihte az görülen başarıyla, 7 milletvekilinin 7'sini de AK Parti'ye emanet verdi."
TASALANMAYIN BU ÜLKENİN GELECEĞİ PARLAKTIR
Partililerin, "Tasalanma Yiğidim" adlı şiiri birlikte okuması üzerine, Davutoğlu, "Şimdi Aziz gençler, böyle bir gençlik varken, böyle dadaş topluluğu varken, biz tasalanır mıyız, millet tasalanır mı? Siz tasalanmayın, bu ülkenin geleceği parlaktır" ifadesini kullandı.
Genel Başkan Davutoğlu, kongrenin yapıldığı salonun küçük olduğuna da işaret ederek, "Şunu fark ettim, Erzurumlulara, dadaşlara bu salon gerçekten çok küçük geliyor. Gelirken, Sayın eski Sağlık Bakanımız Recep Akdağ ve İçişleri Bakanımızla konuşmuştuk. İnşallah en kısa zamanda, en az 10 bin kişilik bir kapalı spor salonu yapacağız. Erzurum'da bu coşku varken, bu aşk varken, Erzurum'da bu dava yüreği varken, Erzurum her şeyi hakkediyor, Allah'ın izniyle" dedi.
Erzurumlularla istişare ve halleşme yapmaya geldiğini dile getiren Davutoğlu, "Milli irade dönemi, Erzurum Kongresi ile bu topraklarda başlamıştı ve 2002 AK Parti zaferiyle, Erzurum, emaneti AK Parti'ye vermişti ve hep öyle kaldı. Erzurum'da her zaman yüzde 70'e varan oyla desteğinizi hissettik. İlk kongremizde, 62. Hükümetin Başbakanı ve AK Parti Genel Başkanı olarak bazı hususları paylaşmaya geldim. Erzurum'a, 'Ayağa kalk Erzurum' demeye geldim" şeklinde konuştu.
Davutoğlu, "12 yılda olağanüstü hizmetlere imza atmış AK Parti kadrolarına karşı, geçen sene ve bu yıl milli iradeyi tahrip edecek darbe girişimlerini" anımsatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bunlardan birincisi Gezi provokasyonu. Tam Türkiye gücünün zirvesindeyken IMF'ye borcumuzu ödemişken, üçüncü köprü ve üçüncü havalimanı hayata geçirilirken İstanbul sokaklarını, Ankara sokaklarını tam bir vandallıkla işgal etmeye kalktılar. Bunu yapanlar 'ağaç sevdasıyla yaptıklarını' iddia ettiler, buna geleceğim. Her bir ağaç için biz emekler veririz, onun için yapılması gereken her şeyi yaparız. Biraz sonra, bu çağrıyı yapanlar, ayrıca bazı sorular soracağım ama AK Parti kadroları bu provokasyonlara karşı dimdik durdu, Erzurum'a geldi, Kayseri, Trabzon, Van bütün Türkiye'ye gitti ve bu komployu bozdu."
MİLLETİMİZİN DERİN İRFANINI TESLİM ALMAK MÜMKÜN NÜ?
Davutoğlu, AK Parti'ye zarar vermek için Gezi Parkı odaklı olayların ardından, 17 ve 25 Aralık komplolarının organize edildiğini belirterek, "Hem de bu sefer çok samimi vatandaşlarımızın, kardeşlerimizin dini duygularını istismar ederek onların getirdikleri birikim üzerinde yükselen bir topluluk, ona her türlü imkanı sağlayan, Türkiye'de yasakları ve zulmü bitiren bir iktidara karşı birçok komplo faaliyeti içine girdi" ifadesini kullandı.
Haklarında bedduaların edildiğini, en ağır hakaretlerin yapıldığını, yurtiçinden ve yurtdışından yürütülen faaliyetlerle Türkiye'nin kuşatma altına alınmaya çalışıldığını vurgulayan Davutoğlu, 30 Mart seçimlerinde Türkiye'nin bir türbülansa girmesinin istendiğini ancak milletin basiretinin büyük olduğunu söyledi.
"Milletimizin derin irfanını teslim almak mümkün mü?" diyen Davutoğlu, 30 Mart'ta milletin gereken cevabı verdiğini kaydetti.
Davutoğlu, bu sefer de "çatı aday" kavramıyla bütün partilerin AK Parti karşısında birleştiğini belirterek, "Anlayamadıkları şu; Erzurum Kongresi'ni doğru dürüst okumadıkları, milli irade kavramını anlamadıkları için fark edemedikleri şu; bu millet çatıya bakmaz, temele bakar temele. Temeli iman mı, irfan mı, bilgelik mi ona bakar. Bizim temelimizde Aziziye, Mecidiye tabyaları var, Nene Hatun var, bizim temelimizde Erzurum Kongresi'nin yiğitleri var. Biz o temelden hareket ettik" değerlendirmesinde bulundu.
Erzurumlu'nun milli iradeye bir kez daha en güçlü şekilde sahip çıkmaya hazır olduğunu dile getiren Davutoğlu, "Ayağa kalkın ey Erzurum... Kudüs, Mekke, Saraybosna, Semerkand, Kerkük, Halep için ayağa kalkın" dedi.
Salondakilerin "Türkiye seninle gurur duyuyor" sözlerine karşılık Davutoğlu, "Bugün bize aşk, şevk, mücadele azmi verdiniz. Allah sizden razı olsun" ifadesini kullandı.
"Cemevine gideceğim' dedi, gidebildi mi?"
Davutoğlu, Türkiye'nin her yerinden milli irade sesi vermeye devam edeceklerini belirterek, Türkiye'nin her köşesine ziyaretlerde bulunduğunu hatırlattı.
Tunceli'de yaptığı konuşma sonrasında MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin kendisini ihanetle suçladığına işaret ederek şöyle konuştu:
"İhanet sözünü Ankara'da ağızlara almak kolay. Dedik ki 'hadi gidin Tunceli'ye ve söylediklerinizi orada söyleyin'. Gitti, sözümüzü dinledi gitti. Bir kere bu güzel bir işaret. Demek ki Ankara dışına çıkmaya karar verdiler. Sözümüzü ve tavsiyemizi dinledikleri için teşekkür ediyorum ama ne yaptı, gitti Tunceli Valliği'nin önünde konuştu. Bir tek Tunceliliyle kucaklaştı mı? 'Esnafı ziyaret edeceğim' dedi, edebildi mi? 'Cemevine gideceğim' dedi, gidebildi mi? Peki, bu nasıl vatanın birliğini ve beraberliğini savunmak? Bakınız biz AK Parti kadroları olarak Türkiye'nin her yerinde varız ve al bayrağı AK Parti bayrağıyla birlikte dalgalandırıyoruz. Biz de Tunceli'ye gittik. Türk-Kürt kardeştir, ayrım yapan kalleştir. Kim yaparsa, kim yaparsa..."
ŞİMDİ BAHÇELİ'YE ÇAĞRIDA BULUNUYORUM
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Dersimlilerin de milli istiklalin parçası olduklarına, vatan savunmasına katıldıklarına dikkati çekti. Tunceli ziyaretine de değinen Davutoğlu, Sunni, Alevi ayrımı yapmadan halkla kucaklaştıklarını anımsattı.
Devlet Bahçeli'nin ise "Ankara'da söylediklerini söyleyeceğim inadıyla geldiğini, Tunceli'de valiliğin önünde kendisiyle gelen MHP'lilere hitap ettiğini" kaydeden Davutoğlu, şöyle devam etti:
"Şimdi Bahçeli'ye çağrıda bulunuyorum: Güzel bir başlangıç yaptınız, devam edin. Hakkari'de de, Van'da da, Bitlis'te de, Bingöl'de de bekliyoruz, vatanın her bir köşesinde bekliyoruz. Kongreler ve seçim vesilesiyle Erzurum Kongresi'nde söylendiği gibi 'milli sınırlar içinde vatan parçalanmaz bir bütündür' düsturuyla Türkiye'nin he yerine gideceğim ve her yerde bu soruyu soracağım. Sayın Bahçeli'ye 'gel' diyeceğim. Neden biliyor musunuz? Aslında bu kadar bu meselede üzerine gitmeyebilirdim ama Sayın Bahçeli'nin şunu öğrenmesi lazım; Ankara'da oturarak, gece gündüz bu dava için çalışan AK Parti kadrolarına kimse ihanet isnat edemez.
Gençlik yıllarını hatırladı, bir slogan sarf etti Bahçeli; 'Yufka yüreklilerle çetin yollar aşılmaz' diye. 1970'li yılların sloganı bu. Sayın Bahçeli, yufka yürekliler ile çetin yollar aşılmaz ama katı yüreklilerle gönüller kazanılmaz. Gönlünü bu vatanın evlatlarının bir kısmına kapatmış olanlar, gönülleriyle kimseyi kazanamazlar. Bizim yüreğimizin ne anlama geldiğini gidin bir sabah vakti Kerkük'e indiğimizde kucaklaştığımız Türkmenlere sorun. Eğer cesaretimizi ölçecekseniz gidin bunu bombalar altında kucaklaştığımız Gazzelilere sorun. İsrail uçakları bombalarken suikast istihbaratlarına rağmen Gazze'ye giden biziz. Birçok suikast ihbarına rağmen bir sabah Kerkük'e gidip Türkmenlerle kucaklaşan biziz, Erbil'e gidip Kürtlerle Araplarla Türkmenlerle kucaklaşan biziz. Myanmar'a gidip 1. Dünya Savaşı'nda şehit düşen ecdadın huzurunda divana duran ve orada Arakanlı kardeşlerimize sahip çıkan biziz."
DEVLET EL ÖPTÜRMEZ
Davutoğlu, Bahçeli'nin "devlet el öpmez" dediğini hatırlatarak, "İşte onun kafasındaki devlet anlayışı bu. Biz ise şunu diyoruz; devlet el öptürmez. Devlet diz çöktürmez. Devlet milletin huzurunda gerekirse diz çöker, ders alır ama millete diz çöktürmez" diye konuştu.
Devlet Bahçeli'ye seslenen Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Herhalde devlet diye kendisini kastediyor çünkü nasıl sıra sıra vatandaşlara el öptürdüğünü biliyoruz ama ben buradan değerli AK Parti kadroları, AK Parti Genel Başkanı olarak talimat mahiyetinde söylüyorum ve bütün devlet erkanına ve bütün bürokrasiye de Başbakan olarak talimat olarak söylüyorum; hiçbir AK Parti neferi ve hiçbir devlet memuru vatandaşa el öptürmeyecek ama gerekirse Tunceli'de olduğu gibi 80 yaşındaki bir Alevi dedenin, bugün de yolda beni karşılayan hacı baba, o da 90 yaşında, kalabalığın arasından gelerek beni kucaklayan ve gözyaşlarıyla dua eden o hacı dedenin, hacı babanın elini ben öperim, onurla öperim, devlet olarak öperim. İşte aramızdaki zihniyet farkı bu. O devlet diye zihninde bir şey tasavvur ediyor. Nasıl bir şey tasavvur ediyor biliyor musunuz? Yukarıda hakim olan, talimat veren, ferman veren ve Ankara'da oturup Türkiye'ye çeki düzen vermeye çalışan bir devlet anlayışı. İşte Erzurum Kongresi'yle yıkılan anlayış budur. Bu kongrelerle ve AK Parti anlayışıyla yıkılan anlayış budur. Artık millet amirdir, devlet memurdur."
MİLLETTEN KOPUK DEVLET HUZUR GETİREMEZ
Davutoğlu, Kazım Karabekir Spor Salonu'nda düzenlenen "AK Parti Erzurum 5. Olağan İl Kongresi"nde yaptığı konuşmada, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin "Devleti koruyacağım" diye devleti kullanarak halka zulmeden tek parti dönemine sahip çıktığını ve bu konuda yanıldığını söyledi.
"Beni hayretler içinde bırakıyor. Nasıl tek parti dönemine sahip çıkabilir bir Milliyetçi Hareket Partisi lideri? Ve bunu milliyetçilik adına nasıl yapabilir?" ifadesini kullanan Davutoğlu, şöyle devam etti:
"Erzurum'a gelsin yaşı yetenlere sorsun, o yaşlı insanlara sorsun tek parti dönemi nasıldı diye. Benim kendisinden feyz aldığım Mazhar Taşkesenli Hocaefendi'nin amcası Ataullah Bey'in bütün kayıtlara düşmüş tek parti anıları var, onu okusun. Ezanı aslından koparıp uydurma bir şekilde okuyanların döneminde Erzurum'un nasıl kan ağladığını hatırlasın. Bir mahkemeden sonra muhalefet etti diye biri hanım, 14 Erzurumlu dadaşın nasıl idam edildiğini hatırlasın. Aramızdaki fark bu. Biz diyoruz ki 'İnsanı yaşat ki devlet yaşasın.' O diyor ki 'Devleti yaşat da insan ne olursa olsun.' Aramızdaki fark bu. Devlet insanla yaşar, vatan milletle kaim olur. Milletten kopuk bir devlet, vatana huzur da getiremez, baki de olamaz."
"Bahçeli'ye inat, bu yanlış devlet anlayışına inat tekrar zikrediyorum, Türkiye Cumhuriyeti devleti nevzuhur bir devlet değildir" diyen Davutoğlu, "Selçuklu'dan, Devlet-i Aliyye Osmaniye'den gelen, asırlara dayanan köklü bir devlet geleneğinin son halkasıdır diyoruz. Ama birisi bu aziz devlete sahip çıkarak, bu aziz devletin imkanlarını kullanarak millete zulmetmişse onun karşısında da kaya gibi dururuz" ifadelerini kullandı.
Davutoğlu, vaktinde hata yapıldığını, zulmedildiğini belirterek, "İskilipli Atıf Efendi idam sehpasına yürürken ona zulmedilmiştir. Rahmetli Türkeş'e ve arkadaşlarına 3 Mayıs 1944'te Tabutluklar'da zulmedilmiştir. Dersim olaylarında 'Bari oğlumu benden sonra idam edin, onun acısını görmeyeyim' diyen Seyit Rıza'ya zulmedilmiştir. Adnan Menderes, Yassıada'da idam sehpasına giderken o gün devleti temsil ettiğini iddia eden Yassıada yargıçları, darbecileri zulmetmişlerdir" diye konuştu.
Devlet adına bu zulümleri işleyenlere karşı başları dik şekilde duracaklarını dile getiren Davutoğlu, şunları kaydetti:
"12 Eylül hapishanelerinde rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu'na zulmedenler, devlet adına yapmışlarsa da zalimdirler, ayıplanırlar, tarafımızdan en ağır şekilde eleştirilirler. Yaşları büyütülerek idam edilen Mustafa Pehlivanoğlu'na da Erdal Eren'e de zulmedilmiştir. İşte aramızdaki anlayış farkı bu.
28 Şubat'ta üniversite kapısında bekleyen bu aziz kardeşlerimiz gibi başörtülü kızlarımıza zulmedilmiştir. Bunu birileri devlet adına yaptı diye buna sessiz mi kalacağız Sayın Bahçeli? Siz sessiz kalabilirsiniz, siz başörtülü bir milletvekili Meclise girdi diye, 'Dışarı, dışarı' diye tempo tutmalara sessiz kalabilirsiniz ama biz sessiz kalmadık, kalmayacağız. Başı örtülü, başı açık bütün vatandaşlarımıza eşit vatandaşlık hakkını verdik, vermeye devam edeceğiz. Bundan sonra eski Türkiye anlayışı bitmiştir. Eski Türkiye alışkanlıklarına sahip çıkanlar Sayın Bahçeli gibi tarihin çöplüğünde yerlerini alırlar ama milletin kalbinde yer edinemezler."
CHP'YE İŞBİRLİĞİ SUÇLAMASI
Genel Başkan Davutoğlu, "İlginçtir, şu koalisyona da dikkat edin, Sayın Bahçeli 'Tunceli'ye gideceğim' dediğinde ilk destek kimden geldi, Hazreti Peygambere hakaret eden bir CHP milletvekilinden geldi. Biliyorsunuz, adını zikretmeyeceğim. 'Buyursun gelsin Tunceli'ye' dedi. Ve CHP ile işbirliği halinde oraya gitti. İşbirliğiniz hayırlı, mübarek olsun. Ama biz sadece milletten destek alır, milletten izin alır, Türkiye'nin her yerine milletle buluşmaya gideriz" değerlendirmesinde bulundu.
"Nasıl Kılıçdaroğlu HDP'den, vaktinde BDP'den izin alarak Hakkari'ye gitmişti ama bir tek bayrak dalgalandıramamıştı. Şimdi de Sayın Bahçeli CHP'den izin alarak Tunceli'ye gitti ama al bayrağı hakkıyla dalgalandıramadı" diyen Davutoğlu, kendilerinin ise önceki hafta Tunceli'de olduklarını, al bayrağı da AK Parti bayrağını da dalgalandırdıklarını ve dalgalandırmaya devam edeceklerini söyledi. Davutoğlu, "Erzurum Kongresi ruhu budur" ifadesini kullandı.
"Tek parti dönemini Sayın Bahçeli savunmasın. Savunursa Türkiye'nin bir çok köşesine de gidemez. Savunursa o hatıraları hala zihinlerinde büyük bir hüzünle tutan bu aziz milletin huzuruna çıkamaz" görüşünü bildiren Davutoğlu, Bahçeli'nin Tunceli'ye gitmesini olumlu bir adım olarak gördüğünü söyledi.
Davutoğlu, "İnşallah diğer şehirlerimize de bekliyoruz. Hep bekliyoruz. Bizim gidişimizi de millet görecek her yere, onların gidişini de" dedi.
MEMUR ZİHNİYETİNİ BİR TÜRLÜ KAFASINDAN ÇIKARAMADI
MHP bu tutumu alırken, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun bir anda eski dönemleri keşfettiğini ifade eden Davutoğlu, şunları kaydetti:
"Dedi ki 'Biz devleti iyi biliriz' ve devleti benden de iyi bildiğini iddia ederek, 'Ben devlette uzun yıllar memurluk yaptım' dedi. Doğru ama memur zihniyetini bir türlü kafasından çıkaramadı. Bir türlü lider olamadı. Tutum alamıyor, tavır belirleyemiyor, kanaat beyan edemiyor. Gezi olaylarında yayalaştırma dolayısıyla kesilen değil, yerinden alınıp başka yere dikilen ağaçlar için bütün dünyayı ayağa kaldırmaya çalışanlar, şimdi Yalova'da asırlık çınarları, 180 çınarı kesen Yalova Belediye Başkanı karşısında sessiz kaldılar. Kılıçdaroğlu'ndan bir ses duydunuz mu Yalova'da ağaç kesen Belediye Başkanına karşı? Yok. Kılıçdaroğlu'ndan kendi milletvekilleri, 'Bizim iktidar ümidimiz yok' dediğinde bir ses duydunuz mu? Hayır. Konuşamaz, korkar. 'Konuşursam şu veya bu milletvekili grubu partiden istifa eder' diye korkar."
Kendilerinin konuştuğunu, doğru bildikleri şeyi söylediğini vurgulayan Davutoğlu, "Çünkü biz birbirine kenetlenmiş AK Parti ailesiyiz" dedi.
"Kılıçdaroğlu, devleti bildiğini iddia ederken bir şey daha söyledi. 'Nasıl büyükşehirleri idare etmişsek devleti de idare ederiz' dedi. 'Nasıl İzmir'i idare ettiysek' dedi" ifadelerini kullanan Davutoğlu, "Aman Kılıçdaroğlu, aman. CHP'nin belediye tecrübesini millete hatırlatma. İstanbullular 94'te, Sayın Cumhurbaşkanımızın belediye başkanlığı önünde, sokakların nasıl çöp dağlarına döndüğünü iyi bilirler. Nasıl su kesintileri dolayısıyla banyo küvetlerinin doldurulduğunu iyi bilirler. İşte onun için size oy vermiyorlar" diye konuştu.
Davutoğlu, "Aslında siz 'Biz büyükşehirleri idare ettiğimiz gibi devleti idare ederiz' derken, millete şunu diyorsunuz, 'Aman bize oy vermeyin yoksa eski günlere geri döneriz.' Zaten milletin size oy vermeye niyeti yok, yok, hiç zahmet etmeyin" değerlendirmesinde bulundu.
"Kendisi oy vermek için sandığın yerini bulamadı, İstanbul'un ilçelerini karıştırdı hatırlarsanız, Kağıthane diyemedi, 'Kağıttepe' dedi. Şimdi 'Bende devlet tecrübesi var' diyor" şeklinde konuşan Davutoğlu, "Bu arada Konya Akşehir'e geldi, adayını tanıtırken 'Kırşehir adayımız hayırlı olsun' dedi, mitingde. Nereye geldiğini bile bilmiyor. Bu vatanın ilçesini, ilini bilmiyor, 'Devleti tanıyorum' diyor. Sayın Kılıçdaroğlu, önce gidin biraz tarih biraz coğrafya çalışın, sonra tekrar gelin. Belki o zaman halkın anlayacağı bir dili keşfedersiniz" değerlendirmesinde bulundu.
TÜRKİYE'NİN DİĞER BÖLGELERİNDE KONUŞAMAYANLARA
Kendilerinin halkın anladığı dille konuşmaya devam edeceğini anlatan Davutoğlu, aralarındaki temel farkın da bu olduğunu kaydetti.
Erzurum'da gördüğü büyük coşkudan olağanüstü memnuniyet duyduğunu bildiren Davutoğlu, Erzurum'un kendisine yakışanı yaptığını söyledi. Davutoğlu, Erzurum'dan aldıkları bu gür sesi Türkiye'nin her yerine taşıyacaklarını dile getirdi.
Davutoğlu, "Ne Kobani olaylarını bahane ederek bu memleketi vandalizme teslim etmeye çalışanlara izin vereceğiz ne de Türkiye'nin belli bölgelerinde konuşup diğer bölgelerinde konuşamayanlara herhangi bir mekanı, alanı boş bırakacağız" dedi.
Artık demokrasi şöleninin başladığını belirten Davutoğlu, Erzurumlulara "2015 Haziranı'nda yüzde 75'i aşmaya söz veriyor musunuz? Tekrar Erzurum'da silme AK Parti milletvekilleri çıkarmaya söz veriyor musunuz?" diye seslendi. Davutoğlu, Erzurum'un kendilerinden hak ettiği her türlü hizmeti alacağını, gönüllerindeki yerini her zaman muhafaza edeceğini bildirdi.
NOTLAR
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Erzurum'daki tarihi kongre binasını ziyaretinin ardından, kongrenin yapıldığı Kazım Karabekir Spor Salonu'na Başbakanlık otobüsüyle geldi.
Davutoğlu, salonda kurulan platforma çıkarak partilileri selamladı. Salonda partililerin coşkuyla karşıladığı Başbakan Davutoğlu'nun konuşması, sık sık "Erzurum seninle gurur duyuyor" sloganlarıyla kesildi.
Ortadoğu'da yaşanan zulme karşı direnişi konu edinen oratoryo gösterisinin de yapıldığı kongrede, Başbakan Davutoğlu, AK Parti'ye katılan Erzurum'un Horasan İlçe Belediye Başkanı Abdulkadir Aydın'a da parti rozetini taktı.
Salonda, Başbakan Davutoğlu'nun kendisi için babaannesi tarafından yapılan, "Ahmetim; dünyalar ayağına gele, herkes sana akıl danışa, büyük adam olasın, halka hizmetkar olasın, oğlun ola ordu olasın, kızın ola oba kurasın" şeklindeki duasının yazılı olduğu pankart da dikkati çekti.
Kongreye, İçişleri Bakanı Efkan Ala, Gümrük ve Ticaret Bakanı Nurettin Canikli, AK Parti Genel Başkan Yardımcıları Süleyman Soylu ve Öznur Çalık, Erzurum ve bölge milletvekilleri ile çok sayıda partili katıldı.