Davutoğlu: AB ile Kayserili pazarlığı iyi oldu
Abone olMülteci krizinde getirdiği önerilerle AB liderlerini terleten Başbakan Davutoğlu, zorlu görüşmelerin perde arkasını anlattı
Brüksel’de yapılan AB-Türkiye zirvesinde mülteci krizini çözmek
üzere getirdiği yeni önerilerle Avrupa liderlerini şaşırtan
Başbakan Davutoğlu, Belçika dönüşü uçakta görüşmelerin perde
arkasını gazetecilere anlattı.
MERKEL İLE MESAJLAŞTIK
Akşam yemek yiyecektik, (konsey toplantısı) o kadar uzun sürdü ki,
07.00’de (19.00) yemeğe oturacakken, onların 11.00’e (23.00) kadar
görüşmeleri sürdü. İlginçtir, Merkel’le de arada telefondan mesaj
gönderiyoruz toplantıya ilişkin.
Bir kere burada iyi olan 4.5 ay öncesine göre Türkiye, AB ilişkileri bir başka düzleme geldi. Mülteci meselesi Türkiye’nin Avrupa için önemini gösterdi. Beklemedikleri hamle ne oldu? Dediğimiz şu: ‘Gerçekten bizim için de ağır yük olmaya başladı mülteciler.’ Bir kere yol bulduğunu anlayınca. Gidiyor bir Afganistanlı sadece Suriyeli değil, Yunanistan tarafına geçiyor, akrabasına telefon ediyor, ‘Şuraya gidersin, şuradan bot alırsın, Yunanistan tarafına geçtin mi… şöyle yapacaksın.’
AB DE MÜLTECİ ALACAK
Suriye krizinden bağımsız olarak, Türkiye’nin mülteci çeken durumu
oldu. Öyle bir karar alalım ki, mültecilerin istismar edilmesini
engellesin, ama Avrupa’nın mültecileri alma sorumluluğunu ortadan
kaldırmasın. Türkiye’nin mülteci sayısını da arttırmasın. Dediğimiz
şey şu: Biz Ege’de yakalanan mülteciyi Suriyeli değilse ülkesine
göndeririz. Suriyelileri de kampa koyarız. Bunun karşılığı bizim
aldığımız her Suriyeli için bir başka Suriyeliyi mülteci olarak
Avrupa’ya alırsınız.
NASIL SEÇİLECEK?
Onu AB yapacak. Aralarında zaten bir kota dağılımı var. Böylece,
‘Ege üzerinden ve Türkiye üzerinden Avrupa’ya gidebiliriz’ ümidini
kırmış oluyoruz. Giden herkesi geri alıyoruz. Ayda 10 bin kişi geri
aldık. Bunun 5 bini Suriyeli değil, o 5 bini geri göndereceğiz
ülkelerine. Geri kalan 5 bini kampa alacağız. 5 bin mülteciyi de AB
mülteci olarak alacak. Türkiye’deki mülteci sayısında artış
olmayacak, ama Avrupa’ya gidişler düzenli olacak. Yolda sersefil
olmayacaklar.
Madem geri kabul ederken hazirandan önce başlatıyoruz, zaten yapmak zorundayız… O vakit, vize serbestisini hazirana alalım. Ekimde olacaktı, geri kabulü şimdi başlatacağız, 1 Haziran’a çekelim. Açıkçası Merkel orada liderlik gösterdi.
KAYSERİLİ PAZARLIĞI
Biz ilk 3 milyarı, bir yıl içinde demiştik. Onlar da iki yıl için
ısrar ediyordu.‘Yeni bir boyut getirdik, bütün masraflar artacak, 3
milyar daha istiyoruz’ dedim. ‘Geri kabulden kaynaklanan bütün
masrafları da siz vereceksiniz’ dedim. Diyelim, Ege Denizi’nden bin
kişi bunların havayolu ile memleketlerine gönderilmesi sırasındaki
masraflar da size ait. Kayserili pazarlığı iyi oldu. Artı üç milyar
Euro yani. Onlar bunu açıklamalarında zikretmediler, çünkü bunun
için zirve kararı lazım; 18 Mart’a hazırlık yapmaları lazım. 2018’e
kadar 6 milyar olacak. Ayrıca beş fasıl var; 15, 23, 24, 26,
31’inci fasıllar açılsın. Bu da tabii önemli. Hollanda dönem
başkanlığı boyunca bu beş faslın açılmasını bekledik. Rumlar
direniyor ama 23, 24’ü kesin açarız diğerlerinden kaçmak
istiyorlar… Tabii bunların hepsi 18 Mart’ta AB Konseyi’nde
görüşülüp nihai karara bağlanacak orada da görmemiz lazım.
MUHALEFETE ÇAĞRI
Haziran itibarı ile vize bitecek… Buradan bir çağrı yapıyorum
muhalefete, haziranda vatandaşların vizesiz gidebilmesi için 9
kanunun çıkmasının engellememesi gerekiyor. (CHP lideri)
Kılıçdaroğlu ve (MHP lideri) Bahçeli ile konuştuğumda vize
muafiyeti için ‘gerekli desteği veririz’ demişti. Biz bunu martta
nisanda çıkartırsak, Mayıs 1’de Avrupa Konseyi raporunu hazırlayıp
Konsey’e sunacak, Konsey de AB Parlamentosu’na sunacak. AB
Parlamentosu Başkanı ile bunun için görüştüm, o da bize ‘1 Mayıs’ta
gelirse, hazirana yetiştiririz’ dedi. Sonra da her üye ülkenin
parlamentosunda onaylanıyor. Bizim hızımız burada önem taşıyor.
Tarihi bir dönüm noktası. İnşallah ilk uçağı vizesiz bir şekilde
kaldırırız. Kendi içlerinde bir anda bir iç tartışma da doğdu.
Kıbrıs Rum kesiminin üzerine de ciddi bir şekilde gitmek zorunda
kaldılar.