Davutoğlu 2023'teki müjdeyi açıkladı
Abone olBaşbakan Ahmet Davutoğlu partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin konuları değerlendirdi.
Başbakan Davutoğlu, Paris'teki yürüyüşe katılmasını
eleştirenlere "Biz meydanı onlara bırakmayız, insanlık
neredeyse biz orada olacağız. Bizim orada olmamız ne kadar doğalsa,
ne kadar samimiyse, İsrail Başbakanı'nın orada olması o kadar
anormal, o kadar gayrisamimidir" diye yanıt verdi.
Davutoğlu, "Türk markalı savaş uçağı projemizin tasarım aşamasına geçilmiş bulunuyor. İnşallah 2023 yılında ilk prototip üretimini de gerçekleştirmeye kararlıyız" ifadelerini kullandı.
Davutoğlu, geçtiğimiz hafta açıkladığı Aile Paketi ile ilgili konuştu. Anne ve babaların çocukları için biriktireceği paraya devletin devlet yüzde 15 katkıda bulunacağını söyleyen Davutoğlu, "Çünkü aşkın ve muhabbetin ne zaman geleceği belli olmaz, geldi mi insanı çarpar." dedi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, AK Parti grup toplantısında milletvekillerine gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. İşte Davutoğlu'nun açıklamasından satırbaşları:
BİLİM KURULU 6 AYDA BİR TOPLANACAK
Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu, ilgili bütün bakanlıkların, yaklaşık kabinenin yarısı, YÖK, Genelkurmay Başkanlığı, Savunma Sanayi Müsteşarlığı, üniversitelerimiz; hepsinin bir masa etrafından buluştuğu bu kurul, aslında 1983 yılında kuruldu. 1983 yılından 2002 yılına kadar bu kurul sadece 9 kere toplandı. 19 yılda 9 kere toplandı.
AK Parti iktidarları döneminde, Sayın Cumhurbaşkanımızın Başbakanlığı döneminde, bizzat başkanlık yaptığı 19 toplantı gerçekleştirdi, 12 yılda. Bu, aslında bir zihniyet farkını açıkça ortaya koyuyor.
12 Eylül dönemi, 28 Şubat dönemi insanların kıyafetleri ile inançları ile uğraşırken, bilim ve teknoloji gözardı edilmişti. Bu Yüksek Kurul, 19 yılda sadece 9 kere toplanabildi. Ama bizim dönemimizde 12 yılda 19 kere toplandı. Aldığımız kararla, bundan sonra 6 ayda bir toplanacak ve her ay alınan kararlarla ilgili raporlandırma yapılıp bizzat bana arz edilecek. İşte aradaki zihniyet farkı bu.
YÖK'E ZELİHA KOÇAK'IN ATANMASI
Geçtiğimiz hafta içinde çok değerli bir bilim insanımızı, Sayın Zeliha Koçak Tufan'ı, başörtülü, gerçek bir bilim insanını, YÖK üyeliğine, Bakanlar Kurulu kontenjanından atadık. Sayın Cumhurbaşkanımızın onayı ile Bakanlar Kurulu kontenjanından yapılan bu atama yeni Türkiye'nin ayrı, sembolik bir anlamını da ortaya koydu. Biz insanların kıyafetleri ile inançları ile değil, beyinlerindeki bilim anlayışı ile üniversitelerimizi ihya ve inşa etme düşüncesindeyiz.
MİLLİ SAVAŞ UÇAĞINDA İLK PROTOTİP ÜRETİMİ 2023 YILINDA
Milli muharip uçak. Yani milli savaş uçağı ile ilgili olarak, bir proje şeklinde daha önce alınan karar çerçevesinde, ön tasarım aşamasına, yani en kritik aşamaya geçilme kararı aldık. Yani şu andan itibaren, Türk markalı milli savaş uçağı projemizin tasarım aşamasına geçilmiş bulunuyoruz. İnşallah 2023 yılında, ilk prototip üretimini gerçekleştirmeye kararlıyız.
Uydu fırlatma sistemi ki uzay teknolojisi açısından son derece önemli ve stratejik bir adımdı, bu projenin de süratlendirilmesi konusunda prensip kararına vardık. Milli piyade tüfeği MPT'de de ilk aşamada 30 bin üretim olmak üzere seri üretime geçiyoruz.
Türkiye'nin de ortağı olduğu F-35, en gelişmiş savaş uçaklarından, önümüzdeki yıllarda toplamda 100 tedarik edeceğiz, 4 savaş uçağı daha sipariş etme kararı aldık.
Savunma Sanayi Komitesi'nde aldığımız kararın esası şudur: Artık savunma sanayi millidir, milli olacaktır ve milli bekamızın altyapısını oluşturacaktır. Milliyetçilik, vatanseverlik, Ankara'da kapalı toplantı odalarında nutuk atarak yapılmaz. Gerçek vatanperverlik, gerçek bağımsızcılık, gerçek cumhuriyetçilik ancak ve ancak Türkiye'nin kendi milli savunma sanayisini kurmasıyla mümkün olur.
BAHÇELİ'YE YANIT
Sayın Bahçeli'ye buradan sesleniyorum. Bugün grup konuşmasında, yine birtakım iddialarda bulundu. Kendi Başbakan Yardımcılığı döneminde, Türkiye bırakın kendi tankını, kendi uçağını yapmayı hayal etmeyi, başka ülkelerin envanterinden çıkan silahları almak için hibe peşindeydi. Tank modernizasyonu için İsrail'e muhtaçtı. Şimdi hiçbir namerdin önünde boyun eğmeyecek ve kendi milli savunma sanayini kurmuş bir Türkiye var. İşte yeni Türkiye bu.
İSLAMIN TERÖRLE YAN YANA ANILMASINA İZİN VERMEYİZ
Terör nerede olursa olsun, kim tarafından yapılmış olursa olsun bizim için bir insanlık suçudur ve teröre karşı her yerde her zaman sesimizi yükseltmeye, dayanışma içinde olmaya devam edeceğiz. Terörün herhangi bir şekilde İslam'la veya herhangi bir dinle yanyana anılmasına kesinlikle izin vermeyeceğiz.
ASYALI OLDUĞUMUZ KADAR AVRUPALIYIZ
Kim ki bizim Avrupalı kimliğimizi ihmal edip Asyalı kimliğimize atıfta bulunur, kim ki bizim Asyalı kimliğimizi Hoca Ahmed Yesevi'yi ihmal edip evladı fatihanı ihmal etme pahasına Avrupalı kimliğimizi öne çıkarır o da aynı ölçüde tarih cahilidir. Biz Asyalı olduğumuz kadar Avrupalıyız, Afrikalıyız, Balkanlıyız, Orta Asyalıyız, Kafkaslıyız, Ortadoğuluyuz, Akdenizliyiz, Karadenizliyiz, Hazarlıyız. Onun için Paris'te bulunduğumuzda Avrupalı olarak konuşuruz, Berlin'de, Brüksel'de Avrupalı olarak konuşuruz, Semerkand ve Buhara'da Hoca Ahmed Yesevi'nin torunları olarak konuşuruz. Şam, Bağdat, Mekke'de evladı Resul olarak konuşuruz. Saraybosna'da, Üsküp'te evladı Fatihan olarak konuşuruz. Bunların hiçbirisi birbirleriyle çelişkili değildir. Biz onun için büyük bir mirasın sahipleriyiz.
İBN-İ RÜŞD'ÜN AYDINLATICI YÜZÜ OLMASAYDI
Pegida ve Dresteden'deki cahiller bilmelidirler ki Avrupa tarihi, Osmanlı arşivleri olmadan yazılamaz. Avrupa tarihi Endülüs tarihi anlaşılmadan, Endülüs'ün, Kurtuba'nın aydınlık yüzleri bilinmeden okunamaz, anlaşılamaz. İbni Rüşd'ün aydınlatıcı yüzü olmasaydı Avrupa'da rönesans doğmazdı. Avrupa'da düşünce hareketleri içinde Averroist diye anılan çoğu Müslümanın da aslını bilmediği için anlayamadığı tarihin esası şudur; İbni Rüşdçüler, yani ibni Rüşd'ün talebeleri, İbni Rüşd'ün ekolünü takip eden batılı düşünürler Avrupa'da rönesansın, reformun önünü açmışlardır. İbni Sina, Avrupa'ya ışık saçmıştır. İşte Avrupa'nın kültürünün, düşüncesinin, felsefesinin uyanmasında İslam'ın doğrudan katkısı vardır. İslam, Avrupa'nın asli unsurudur.
KAMU YÖNETİMİ ŞEFFAFLIK REFORMU
Bugün Bakanlar Kurulu'nda ele alacağımız Kamu Yönetiminde Şeffaflık Reformu'nu yarın kamuoyumuzla paylaşma düşüncesindeyiz.
ÇALIŞAN KADINLARLA İLGİLİ DÜZENLEME
Tükenmeyen tek kaynak insan kaynağıdır. Her ülke dinamik nüfusuna göre dünya üzerinde söz sahibidir. ‘Aman doğum kontrolünü teşvik edelim, az nüfusla az gelişmişlikle kalalım. Bu eski Türkiye mantığıdır. Biz tam tersini söylüyoruz, nüfusumuz artsın, dinamik yapı olsun. Daha büyük milli gelir üzerinden milli geliri artıralım istiyoruz.
Çalışan kadınlarımızla ilgili çok ciddi düzenlemeler yaptık. Yarı zamanlı çalışma anlayışıyla, ilk çocuk için iki, ikinci çocuk için dört ay, üçüncü çocuk için altı ay yarı zamanlı olarak çalışacaklar. Aradaki fark devlet tarafından karşılanacak. Biz bu paketi açıkladığımızda, eleştirmeye hazır bekleyen çevreler, bu kadın istihdamını azaltmaz mı dediğinde, bu programı okumamış oldu. kadınlarımız, üç çocukta altı aya kadar olan bir süre, yarı zamanlı çalışıp tam ücret alacaklar. Kadınlarımız bu şekilde 16 haftalık izin sonrasında, kariyerimi mi seçsem annelik mi yapsam diye bir seçim yapmayacaklar.
ÇEYİZ HESABINA YÜZDE 15 KATKI
Annelikte vatan görevi gibi kutsal bir görevdir. Yine devrim mahiyetinde bir adımla çeyiz hesabı. Anne ve baba çocuk evlilik çağına gelinceye kadar biriktirdikleri miktar ne ise devlet yüzde 15 katkıda bulunacak. Çünkü aşkın ve muhabbetin ne zaman geleceği belli olmaz, geldi mi insanı çarpar. O anda anne ve babanın sıkıntıda kalmaması için, yüzde 15 katkıda bulunacağız.
MESCİD-İ AKSA'YA DOĞRU BU LİDERLER
YÜRÜDÜĞÜNDE
Bir gün, o gün gelecek ve inşallah bugün ağırladığımız Sayın Mahmud Abbas ile orada da (Paris) kucaklaştım. Bir gün özgür bir Filistin'in başkentinde bu dünya liderleri yürüdüğünde işte dünyaya barış o zaman gelecek. Başkenti Kudüs olan özgür Filistin kurulduğunda ve o başkent Kudüs'te Mescid-i Aksa'ya doğru bu liderler yürüdüğünde işte dünyaya barış o zaman gelecek.
NETENYAHU'NUN ORADA OLMASI ANORMAL
Bazıları bizim İsrail Başbakanıyla niye orada (Paris yürüyüşü) bulunduğumuzu sorguluyorlar, bugün sabah Bahçeli'nin yaptığı gibi. Biz meydanı onlara bırakmayız, insanlık neredeyse biz orada olacağız. Bizim orada olmamız ne kadar doğalsa, ne kadar samimiyse, İsrail Başbakanı'nın orada olması o kadar anormal, o kadar gayrisamimidir. Bunu da dünyanın yüzüne haykırdırdık, haykırmaya devam edeceğiz.
AVRUPA'YA IRKIÇILIK MESAJI
Avrupa’ya mesajımız şu dur; Biz Avrupalıyız, Avrupalı olmaya devam edeceğiz. Avrupa’nın meselesi bizim meselemizdir. İslam, Avrupa’nın asli unsurudur. Avrupa tarihi Osmanlı tarihi olmadan anlaşılamaz. Avrupa'da ırkçılar bunu bilmelidir.
YAKILAN CAMİLERİ ZİYARET EDECEĞİZ
Evet, bundan sonra da ne zaman yurtdışına gidersek... Bakanlarımıza da söyleyeceğim, yakılan cami ister Kürt, ister Fars, ister Cezayir'li olsun, hangi cami olursa olsun, gidecekler ve dayanışma gösterecekler. Avrupa'daki hiç bir Müslüman kendini sahipsiz, garip hissetmesin
ALGIYI BOZMAK İÇİN PARİS'E GİTTİK
Bu mesajımda Avrupa’daki Müslümanlara; garip değilsiniz, yalnız değilsiniz. Bu saldırıyı yapanlar kimlerin piyonlarıysa en büyük zararı Müslümanlara verdiler. Müslümanların bu saldırıyı sahiplendiği oyununu, algısını bozmak için Paris’e gittik