Davanın sinyali böyle geldi
Abone olAK Parti'ye açılan kapatma davasının sinyalleri, Yargıtay'ın 17 Ocak'ta yaptığı açıklamada gizli. İşte o açıklama;
AK Parti'ye açılan kapatma davasının sinyalleri, Yargıtay
Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya'nın, 17 Ocak'ta
yaptığı açıklamasında da belirtilmişti.
İşte o açıklama;
"Siyasi partilerin; Cumhuriyetin laiklik niteliğinin
değiştirilmesi amacını güdemeyecekleri gibi bu amaca yönelik
faaliyetlerde, beyanlarda bulunamayacakları, bu kuralı göz
ardı etmenin laiklik ilkesinin korunmasını imkansız kılacağını
keyfiliğe yol açacağını, Devletin sosyal veya ekonomik veya
siyasi veya hukuki temel düzenini kısmen de olsa dini esas ve
inançlara uydurmak amacıyla veya siyasi amaçla veya siyasi menfaat
temin ve tesis eylemek maksadıyla dini veya dini hissiyatı veya
dince kutsal tanınan hususları alet ederek propaganda konusu
yapamayacakları, istismar edemeyecekleri kötüye
kullanamayacakları, aksine faaliyet ve beyanların din ve dince
kutsal sayılan şeylerin istismarı sayılacağını, Türkiye Cumhuriyeti
Ülkesi üzerinde milli veya dini kültür veya mezhep veya ırk veya
dil farklılığına dayanan azınlıklar bulunduğunu ileri
süremeyecekleri, Türk Dilinden veya Kültüründen başka dil ve
kültürleri korumak geliştirmek veya yaymak yoluyla ülke üzerinde
azınlıklar yaratarak millet bütünlüğünün bozulması amacını,
bölünmez bir bütün olan ülkede, bölgecilik veya ırkçılık maksadını,
Türkiye Cumhuriyetinin dayandığı devletin tekliği ilkesini
değiştirmek amacını, güdemeyecekleri bu yolda faaliyetlerde
bulunamayacakları, bu kuralları görmezlikten gelmenin azınlık
yaratılmasını ve devletin tekliği ilkelerini zayıflatacağı,
Dil, ırk, din ve mezhep ayrımı yaratmak bu kavram ve
görüşlere dayanan bir devlet düzeni kurmak amacını güdemeyecekleri,
bölge, ırk, belli kişi, aile, zümre veya cemaat, din, mezhep veya
tarikat esaslarına dayanamayacakları, diğer halde demokratik devlet
düzeninin korunmasının olanaksız olacağı, Anayasa’da yer
alan hak ve hürriyetlerin devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez
bütünlüğünü bozmayı ve insan haklarına dayanan demokratik ve laik
cumhuriyeti ortadan kaldırmayı amaçlayan faaliyetler biçiminde
kullanılamayacağı, Anayasa ve yasalarda hüküm altına alınmış,
ayrıca yaptırımları gösterilmiştir."
"Cumhuriyetin temel ilkelerini yok
sayamazsınız"
"Bağımsız ve egemen olan her devletin, partiler üstü olan bir
devlet politikası vardır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin devlet
politikası, işgal güçlerinin yurttan çıkarılıp, Lozan Anlaşması
sonucu ülke sınırlarının yeniden belirlenmesi ve kurucu devlet ve
kurucu meclis tarafından yapılan 1924 Anayasası ile belirlenmiştir.
1982 Anayasası ile de anılan devlet politikası
değiştirilemez hükümleri de konulmak suretiyle koruma altına
alınarak başlangıç hükümleri ve ilk dört madde açıklanmıştır.
Cumhuriyet yönetiminin ilkesi olan halkın egemenliği kuralı gereği
de halk oyu ile kabul edilmiştir. Cumhuriyetin temel
ilkelerini, 85 yıllık kazanımlarını yok saymak, özgürlüğü
çağdaşlaşma yerine dini esaslar çerçevesinde ele alarak etnik
gruplara, mezheplere, ırkçılara haklar vermek olarak görmenin ve
tartışmanın ülkeye yarar getirmeyeceği halkı önce bilinçlendirmeye,
ayrıştırmaya sonra da çatışmaya götüreceği açıktır.
Eğitim ve öğretim kurumlarında bazı giysilerin
kullanılmasının özgürlük sayılıp, özgürlükler içine alınmasının
mezheplerin, cemaatlerin ırkçı örgütlerin ayrılıkçı güçlerin
sembollerini rahatça kullanacakları, yayacakları, eğitim
görenleri örgütleyerek huzursuzluğa, saflara ayıracağı, eğitim ve
öğretim kurumlarının yukarıda sayılan etkin örgütlerin alanı haline
getireceği, laik ve üniter yapıya aykırı bir faaliyet alanına
dönüştüreceği Yüce milletimiz ve ülke ile milletin koruyucusu olan
yasalar önünde sorumluluğun anayasa ve yasalar gereği bu
yönde beyan ve faaliyetlerde bulunan siyasi partilere ait olacağı
gözden kaçırılmamalıdır."