Dava açılan yazarlardan itiraz var
Abone olErmeni Konferansı'yla ilgili yazılarından dolayı haklarında dava açılan beş yazrdan itiraz var. Hazırlanan iddianame ile yazarların kaleme aldığı yazılar çelişiyor.
Ermeni Konferansı’nın durdurulması dolayısıyla yargıya hakaret
ettikleri gerekçesiyle köşe yazarları hakkında hazırlanan
iddianameye alınan cümlelerin birebir aynı olmaması dikkat
çekti
“İmparatorluğun Çöküş Döneminde Osmanlı Ermenileri Konferansı”na
katılanlara yumurta ve domatesli saldırı yapılması “vatandaş
hareketi” kapsamında değerlendirilirken, köşe yazılarında
konferansın ertelenmesini eleştiren yazarlar hakkında,
kullandıkları “dil” açısından 10 yıla varan hapis cezası istenmesi
tartışılıyor.
Bağcılar Cumhuriyet Savcılığı, beş köşe yazarı hakkında iddianame
hazırladı, iddianameye alınıp suç isnat edilen cümlelerin, köşe
yazılarının tümünü temsil edip etmediği, iddianameye cümlelerin tam
olarak alınıp alınmadığı ayrı tartışma konusu oldu.
İFADELER NASIL DEĞİŞTİ
Radikal yazarı Erol Katırcıoğlu’nun Adalet Bakanı Cemil Çiçek’e
ilişkin dile getirdiği görüş iddianameye kısaltılarak alındı. İsmet
Berkan’ın köşe yazısının başlığı “Mahkeme Marifetiyle Bilim” iken,
iddianamede “Mahkeme Kararıyla Bilim” olarak ifade edildi.
Haluk Şahin’in suç isnat edilen köşe yazısında “Eminim bu, Türkiye
Cumhuriyeti tarihinde hukuk nosyonunun dibe vurduğu anlardandır”
cümlesi, iddianamede, “...Eminim bu Türkiye Cumhuriyeti tarihinde
hukuk nosyonunun dibe vurduğu anlardır...” biçiminde yer aldı.
Hasan Cemal’in suç kanıtı yapılan bir cümlesi de köşe yazısında yer
almadı.
Suç ifadesi kanıtı yapılan cümlelerde çelişki
var!
İddianamede gazeteciler hakkında suç kanıtı yapılan cümlelerin
tamamı ile köşe yazılarındaki ilgili ifadeler şöyle:
Erol Katırcıoğlu: “...Ermeni Konferansı’nın bu kez
bir yargı kararıyla durdurulması saçmalığı dün akşam saatlerinde
haberlere düştüğünde yazık diye düşündüm...”
İddianamede: “... Ermeni konferansının bu kez
yargı kararıyla durdurulması saçmalığı...”
Erol Katırcıoğlu: “Cemil Çiçek gibi bir bakanın
bulunduğu bir bakanlığın personelinden ne hayır gelir diye düşünmek
haksızlığını da yapmak istemiyorum.”
İddianamede: “...Cemil Çiçek gibi bir Bakanın
bulunduğu bakanlığın personelinden ne hayır gelir...”
Hasan Cemal: “...Olmaz böyle şey, olmaz böyle bir
kafa! Evet aynen öyle.”
İddianamede: “...Olmaz böyle bir kafa, evet aynen
öyle...”
Hasan Cemal: “Bu kararın ne hukukla ilgisi var, ne
de demokrasiyle. Hukuku da hiçe sayan, akademik özgürlüğü de hiçe
sayan, ifade özgürlüğünü de hiçe sayan bir karar bu.”
İddianamede: “...Bu kararın ne hukukla ilgisi var
ne de demokrasiyle..., hukuku da hiçe sayan, akademik özgürlüğü de
hiçe sayan bir karar bu...”
İsmet Berkan: “...Yani, esasen bu mahkemelerin
görev alanları hakkında fazla bir tartışma da yoktur. Ama
İstanbul’daki 4 numaralı İdare Mahkemesi’nin kararının mahkemenin
görev ve yetki alanı içinde olup olmadığını tartışmak bile yersiz,
mahkemenin değil böyle bir karar almaya, bu konuyu konuşmaya bile
bir yetkisi olmaması gerekir...”
İddianamede: “...Değil böyle bir kararı almaya, bu
konuyu konuşmaya bile yetkisi olmaması gerekir...”
Haluk Şahin: “Mahkeme kararını okurken ‘Hangi
çağda ve hangi ülkedeyiz?’ diye sorup kendimi çimdiklemek zorunda
kaldım: Neymiş, bilimsel toplantıya katılacakların akademik kariyer
ve eserleriyle ilgili bilgiler mahkemeye bildirilecekmiş de mahkeme
de değerlendirme yapıp, ondan sonra asıl kararını alacakmış!”
İddianamede: “... Mahkeme kararını okurken hangi
çağda ve hangi ülkedeyiz diye sorup kendimi çimdiklemek zorunda
kaldım...”
Murat Belge: “Mahkemenin bu ara kararı, tanım
gereği bir ‘karar’ olduğuna göre, üzerinde konuşabiliriz. Şimdiye
kadar birçok kişinin zaten belirtmiş olduğu gibi, Türkiye’nin hukuk
tarihine geçecek ve ‘ilelebet’ orada kalacak bir karar
bu...”Bir
İddianamede: “Mahkemenin bu kararı, tanım gereği
bir karar olduğuna göre, üzerinde konuşabiliriz... Türkiye’nin
hukuk tarihine geçecek ve ilelebet orada kalacak bir karar
bu...”
İddianamedeki ifadeler ile 5 yazarın köşe yazıları arasında başka
bazı ifadelerde de farklılıklar bulunuyor.
Kaynak: