Daumun sözleri çok şaşırttı!
Abone olAragones'ten sonra binbir umutla getirilen Daum'un sözleri şaşırttı. Fenerbahçe'nin hocası taraftarı çıldırtacak şeyler söyledi.
Fenerbahçe Teknik Direktörü Christoph Daum, öncelikli
hedeflerinin lig şampiyonluğu olduğunu ifade ederek, Avrupa
kupalarının da önemli olduğunu, ancak kendileri için ikinci planda
bulunduğunu kaydetti.
ÖNCELİKLİ HEDEF LİG ŞAMPİYONLUĞU
Daum, Alman spor dergisi Kicker'de yayınlanan
röportajında, “Fenerbahçe ile şampiyon olacak
mısınız?” şeklindeki bir soruya karşılık, “Evet,
Fenerbahçe'yle şampiyon olacağım. Yönetimden iyi oyuncular alacağım
ve onlardan şampiyon bir takım oluşturacağım” dedi.
AVRUPA İKİNCİ SIRADA
Öncelikli hedeflerinin lig şampiyonluğu olduğunu ifade eden
Daum, Avrupa kupalarının da önemli olduğunu, ancak kendileri için
ikinci planda bulunduğunu kaydetti.
FENERBAHÇE'NİN VİZYONU VAR
Fenerbahçe'de oyuncuların kaldığı otelin çok rahat olduğunu ve
kulüp stadının Avrupa'nın en büyük statlarından biri olduğunu
belirten Daum, “Fener vizyonlara sahip bir kulüp, vizyonlar da
gerçekleri yaratır. Vizyonlardan gerçeklerin yaratılması için
birlikte çalışmak istiyorum. Fener aslında Manchester United,
Bayern Münih ya da İnter gibi takımlarla birlikte adı bir nefeste
anılması gereken bir kulüp” şeklinde konuştu.
DAUM NEDEN TÜRKİYE'YE İLGİLİ
Neden sürekli Türkiye'ye gitmek istediğinin sorulması üzerine de
Daum, Türkiye'ye ilgisinin, 1993 yılında aşırı sağcıların Solingen
kentindeki bir evi kundaklaması ve burada Genç ailesinin 5 ferdini
kaybetmesiyle başladığını, Türkiye'ye giderek Almanlar'ın büyük
çoğunluğunun Türkiye'yle çok iyi ilişkilere sahip olduğunu
göstermek istediğini söyledi.
“KENDİMİ YARI TÜRK VE TÜRKİYE'NİN ELÇİSİ OLARAK
GÖRÜYORUM”
Türkiye'ye ilk gittiğinde teknik direktörlük yapmasının gündemde
olmadığını, daha sonra Beşiktaş'tan bir teklif geldiğini ve sosyal
alanda da faaliyetler göstermeye başladığını ifade eden Daum,
“Ben kendimi yarı Türk ve Türkiye'nin elçisi olarak görüyor
ve hissediyorum” dedi.
"LUCİO İLE GÖRÜŞTÜK AMA OLMADI"
Daum, Fenerbahçe'ye kendisinin getirdiği ve birlikte çok sayıda
başarılara imza attıkları 5 oyuncunun bulunduğunu, Bayern Münih'te
oynayan Brezilyalı futbolcu Lucio ile de görüştüklerini, ancak
Lucio'nun Inter'e gitmeye karar vermesine de anlayış gösterdiğini
söyledi.
Türkçesinin kısa cümleler kuracak ve bazı komutlar verecek
kadar iyi olduğunu ifade eden Daum, FC Köln'de teknik
direktörlük yaptığı dönemde çok sayıda farklı ülkeden futbolcuyla
uğraşmak zorunda kaldığını, ancak Fenerbahçe'de sadece bir grup
Türk futbolcuyla Brezilyalı futbolcular arasında uyum sağlamak
durumunda olduğunu kaydetti.
EN ÇOK SEVDİĞİ 3 TAKIM
En çok sevdiği 3 takımın Köln, VfB Stuttgart ve Fenerbahçe
olduğunu, bunlardan sadece Fenerbahçe'nin büyük maddi imkanlara
sahip olduğunu belirten Daum, Köln'ü de iyi bir takım hazırlayarak
bıraktığını, gelecek sezon ligin ortalarında yer almasını
beklediğini, Bayern Münih'ten Köln'e geçen milli futbolcu Lukas
Podolski'nin de takımı güçlendireceğini söyledi.
"GÜNÜN BİRİNDE KÖLN'E DÖNECEĞİM"
Köln taraftarlarının kendisine gösterdikleri öfkeyi de
anlayabildiğini, bunun Köln takımına duyulan bir sevginin ifadesi
olduğunu, kendisinin de Köln'de kalma konusunda çok düşündüğünü
kaydeden Daum, günün birinde Köln'e döneceğini belirtti.
Alman teknik direktörlerin Türkiye'de görev yapmaları geleneğinin
Jupp Derwall ile başladığını, ancak bunun her zaman böyle
kalacağına inanmadığını ifade eden Daum, takımı nasıl
şekillendireceği konusunda ise hiç bir açıklama yapmadı.
"YABANCI SINIRLAMASI DEZAVANTAJ"
Daum, Arsenal ya da Liverpool gibi takımların istedikleri kadar
yabancı oyuncu oynatabildiklerine işaret ederek, Türkiye'de takım
başına en fazla 8 yabancıya izin verildiğini ve 6 yabancının aynı
anda sahada oynayabildiğini, bunun da Türk kulüpleri için
uluslararası alanda büyük bir dezavantaj olduğunu söyledi.
Türk kulüplerinin buna rağmen Avrupa kupalarında önemli rol
oynayacaklarını sıkça açıkladıklarının hatırlatılması üzerine de
Daum, “Evet, bu Türkler'in kendilerine duydukları güvenden
kaynaklanıyor. Temelde hayata olumlu bakmaları ülkeye kriz
zamanlarında da büyük güç verdi. Almanlar'ın gerçekçilik anlayışı
Türkiye'de bazen ortadan kayboluyor. Ancak bunun da zor anlarda
avantajı oluyor” şeklinde konuştu.