Allah var, iyi de başlamıştık!
Daum'un ağzı kulaklarındaydı. Birileri bir söz etti mi, 8 hafta
üstüste kazanmanın haklılığı ile çıkışını yapıyordu. Ne
oldu sonra, bir şey oldu, Daum gitti bambaşka biri geldi. Hal böyle
olunca, yenilgiler, beraberlikler üstüste gelmeye
başladı.
Boynumuz bükük yine.
Tadımız yok.
Daum tadımızı kaçırdı, kaçırıyor, kaçıracak.
Peki niye böyle?
Bu soruya en iyi cevabı Daum vermeli. Aziz
Başkan gibi vardır onun da bir bildiği. Zaman daralıyor, haftalar
azalıyor, rakipler en geriden tepeye doğru tırmanıyor. Biz
zirvedeydik, aşağıdan en aşağıdan zirveye giriş için yola çıkanlar
bizi geçti ve arayı açıyorlar.
Antalya galibiyetindeki kötü futbol sonrasında Daum her maçımızı
1-0 almamız durumunda şampiyon olabileceğimizi söylemişti.
Gençlerbirliği ile 0-0 berabere kaldık, gitti mi
şampiyonluk?
Bana göre gitti!
Bu futbolla şampiyon olmamız mümkün değil.
Fenerbahçe şampiyonluğu bu sene haketmiyor.
Olmasın da.
Bu saatten sonra alınacak galibiyetlerin biz Fenerbahçeliler
için bir anlamı yok, olmayacak. Yukarıda da ifade ettiğim gibi
tadımız kalmadı. Evet, Rıdvan Dilmen'in dediği gibi, vefalıyız,
takımımızı yalnız bırakmayız her şartta yanında oluruz.
Ama yeter!
Daum'a yeter!
İster yaşlandı deyin.
İster başka bir şey...
Daum miadını doldurdu.
Fenerbahçe'ye heyecan katacak bir hoca gerek.
Genç, dinamik ve inançlı.
İddialı da....
Denizli gibi... Fatih Terim gibi... Rıdvan Dilmen
gibi..
Hatta...
Daum gitsin de, kim olursa olsun!
Yetti çünkü... Buramıza kadar geldi...
Bu Daum'u kaldıramıyoruz çünkü.