Daum'dan yeni yıl mesajları
Abone olFenerbahçe Teknik Direktörü Christoph Daum, Fanatik gazetesine önemli açıklamalarda bulundu. Almanya'da noel tatiline geçiren Daum, her şeyi anlattı.
Fenerbahçe Teknik Direktörü Christoph Daum, Fanatik gazetesine
önemli açıklamalarda bulundu. Alman teknik adam, beklentilerinden
şampiyonluğa, Ortega’dan Pierre van Hooijdonk’a, özel hayatından
transferlere kadar herşeyi içtenlikle anlattı -Yeni yıl
dileklerinizi, beklentilerinizi anlatabilir misiniz? “İlk olarak
sayın başkanımız Aziz Yıldırım’ın yeniden seçilmesini diliyorum ve
istiyorum. Çünkü Aziz Yıldırım, Fenerbahçe için herşeyini veriyor.
Hiç bir fedakârlıktan kaçınmıyor. Tesis konusunda neler yaptığı
ortada. Fenerbahçe’nin başarısı dışında hiç bir şey düşünmüyor.
İkincisi, taraftarların ilk yarıda gösterdiği sevgiyi, desteği
ikinci yarıda da görmek istiyorum. Tribünler ikinci yarı hiç boş
kalmamalı, deplasmandaki maçlarda da Fenerbahçe taraftarının bizi
yalnız bırakmaması lazım. Üçüncüsü, sakat olan futbolcularımızın
bir an önce sağlıklarına kavuşmaları ve Fenerbahçe’ye hizmet
verecek düzeye gelmeleri. Dördüncü dileğim, futbol olarak daha iyi
bir performans ortaya koymamız. Çünkü Fenerbahçe, lige yeni bir
heyecan katmalı. Beşiktaş’ın çok gerisindeyiz ancak futbolda herşey
mümkün. Ben takımıma çok güveniyorum. Yeni bir kadromuz var.
Herkesin birbirine uyum sağladığına inanıyorum. Taraftarlar hiç
merak etmesin, sonuna kadar savaşacağız. Son dileğim ise Türkiye’de
ve tüm dünyada savaşsız ve terörsüz bir hayat. Son dönemde
yaşadığımız bütün olumsuzlukların bir daha yaşanmamasını
diliyorum.” -Fenerbahçe liderin neden bu kadar gerisinde? “Demek ki
tecrübe eksiğimiz var. Düşünün, Fenerbahçe bir çok maçta rakibine
ezici bir üstünlük sağlıyor. Evimizde olsun, deplasmanda olsun
rakip kaleye 2 gol atıyor ama bu, galibiyet için yeterli olmuyor.
Evet, bütün bunları alt alta koyduğumuzda, o ekstra güçten yoksun
olduğumuzu görüyorum. Yani tecrübe ve maçın kritik dönemlerinde o
ekstra baskı ve rakibi altetmek...” -Yani kadronuz yeterli değil
mi? “Tam olarak yetersiz demek istemiyorum ama Fenerbahçe’ye biraz
geç geldiğimi söylemek istiyorum. Yani, istediğim oyuncuları almak
için geç kaldım...” (Daum’a, Fenerbahçe’ye imza atmadan önce
Avusturya’da yine bizlere özel olarak verdiği demeci
hatırlatıyoruz) -Ama siz bize imza atmadan önce “Fenerbahçe’ye imza
atayım, 24 saat içinde istediğim oyuncuyu Türkiye’ye getiririm”
demiştiniz... “Evet bu açıklamayı yapmıştım. Çok iyi hatırlıyorum
ancak şimdi sizlere açıklayacağım çok acı bir durum. Beni derinden
etkiliyor. Artık yıldız oyuncular ve o dönemde benim istediğim
oyuncular maalesef Türkiye’ye gelmekten kaçındılar. Bunun
Fenerbahçe, veya Galatasaray ya da Beşiktaş ile ilgisi yok.
Fenerbahçe maddi olarak istediği oyuncuyu alabilecek güçte.
Başkanımızı bu nedenle kutluyorum yardımlarından dolayı. Ancak son
yıllarda, özellikle de son dönemde gelişen politik olaylar,
Türkiye’ye yıldız futbolcunun gelmesini engelliyor ve bundan sonra
da engellemeye devam edecek.” -Peki hiç bir yıldız oyuncuyu
alamayacak mısınız? “Elimizden geleni yapıyoruz. Yıldız oyuncunun
maliyetini düşünmek zorundayız. Ayrıca Türkiye ve Fenerbahçe’ye
gelmek isteyen bazı yıldızlar ise değerlerinden çok daha fazlasını
istedi. Bunları kadroya katmak için gereksiz harcamalara karşıyım.
Başarıyı düşünürken, Fenerbahçe’nin, Türkiye’nin de menfaatlerini
hesaba katmak zorundayım.” -Kaleci sorununuz ne zaman çözülecek?
“Şimdi söylediklerime lütfen iyi kulak verin. Ümit milli takımının
iki kalecisi de bizde. Bu yüzden Fenerbahçe yönetimine teşekkür
etmek istiyorum. Fenerbahçe’nin geleceği bu yönden iyi. Ancak bu
konuda bizi sürekli eleştirenler bazı konuları bilmeden konuşuyor,
bizleri ve camiamızı boşuna yıpratıyor. Enke hatasına değinmek
istemiyorum. Diyorum ki, bizim özellikle bu sezon çok tecrübeli bir
kaleciye ihtiyacımız var. Nedeni, iki genç arkadaşıma güvenmemekten
değil. Sadece onların daha iyi olmaları için fazla yıpranmamaları
gerekiyor. Türk insanı çok duygusal. Türk futbolcusu
olumsuzluklardan çok etkileniyor. Hatalı bir gol yedikten sonra iki
- üç gün kendine gelemiyor. Ben de bu yüzden diyorum ki, yaşı biraz
daha olgun bir kaleci bize fayda sağlar. Hem takıma faydası olur,
hem de genç kalecilere destek çıkar.” -Ortega olayını anlatır
mısınız. Siz gerçekten onun dönmesini istiyor musunuz? “Önemli olan
benim onu isteyip istemediğim değil. Ortega’nın Fenerbahçe’ye ne
kadar yararlı olacağı veya Fenerbahçe’nin bu olaydan nasıl en az
zararla kurtulacağı. Ben kendisiyle Madrid’de yüz yüze konuştum.
Çok olumlu bakıyorum. Çünkü Ortega’nın futboldan kopmamak
istediğini hissettim.” -Yani onu oynatmayı düşünüyorsunuz? “Böyle
bir şey söylemedim. Ortega’nın form olarak hangi durumda olduğunu
bilmiyorum. Uzun bir süredir yeşil sahalardan uzak. Bu çok önemli.
Kendini göstermeli. Geldiğinde iyi çalışmalı ve takıma girecek
düzeyde olmalı. Yoksa forma giymesi zor.” -Lorant da Ortega’ya pek
şans vermemişti? “Geçmişte neler olduğu benim için önemli değil.
Ben, geleceğe bakıyorum. Fenerbahçe’yi daha ileriye nasıl
götürebiliriz. Yeni bir takım kurduk. Kaliteli gençler alındı.
Fenerbahçe’nin gençlerle uzun yıllar Avrupa ve Türk futboluna
damgasını vurmasını istiyorum. Bu projede çalışan herkese,
Fenerbahçe formasının ağırlığını kaldıracak her oyuncuya yer var.”
-Başkan, “Ortega’nın gelişi müthiş bir şova dönüşecek” demiş?
“Bunlar doğru değil. Başkanın böyle bir şey söylediğine de
inanmıyorum. Şova gerek yok. Fenerbahçe şovu sahada yapmalı.
Camiayı, taraftarları yeşil sahadaki şovuyla büyülemeli.” -Van
Hooijdonk’un müthiş başarısına ne diyorsunuz? “Açık söylemeliyim.
Pierre van Hooijdonk müthiş bir futbolcu. Karakteri süper. İnsan
olarak herkesle iyi ilişki kurabilen iyi bir kişilik. Şansı,
Fenerbahçe’ye, Türkiye’ye ve Türk futbolcusuna kısa sürede uyum
sağlaması. Bir de gollerini sürekli sıraladı. Kendisini kutluyorum.
O gerçek bir lider. O takımın gerçek lideri. Her oyuncumla iyi
geçiniyor ve onları çok iyi yönlendiriyor. Keşke bu karakterde bir
kaç oyuncum olsa.” -Bir röportajınızda “5 haftada Beşiktaş’ı
yakalarız” diyorsunuz? “Öyle bir konuşmam olmadı. Kimseyle de
röportaj yapmadım. Tekrar söylüyorum. Ben gerçekleri hiç bir zaman
görmemezlikten gelmem. Beşiktaş iyi futbol oynuyor. Beşiktaş ile
aramızdaki puan farkı gerçekten çok. Açık konuşmam gerekirse işimiz
kolay değil. Ama yine söylüyorum, futbolda herşey mümkün,
taraftarlarımızın desteği ile son haftaya kadar şampiyonluğu
kovalayacağız.” -Özel hayatınız nasıl gidiyor? “Oğlum Jean - Paul
ile vakit geçirmeyi çok seviyorum. O, bana ayrı bir enerji veriyor.
Onunla beraber olurken, çok dinleniyorum. Anjelica ise bana çok
destek oluyor. İstanbul’daki terör olaylarında Almanya’ya dönmeyi
bir dakika bile düşünmedi. Hep birbirimize destek olduk. Çünkü
ikimiz de iyi biliyoruz ki, bu gibi olaylar her yerde olabilir.
Hatta Anjelica yakın dostlarımıza sürekli İstanbul’a gelmeleri için
ısrar ediyor. Herkese Türkiye’nin İstanbul’un mükemmel bir yer
olduğunu söylüyor.” Enke çok yanlış yaptı! Röportajın sonunda Daum
bana Enke’yle ilgili bir haberden bilgim olup olmadığını sordu.
Ben, “Hayır” cevabını verince “Enke, bir Alman gazetesine Türkiye
hakkında çok kötü şeyler söylemiş. İnanamadım. Bunu nasıl yapar”
diye haykırdı. Alman hocaya şunları söyledim: “Türkiye hakkında
nasıl kötü ifadeler kullanır. Zaten kendisi çok kısa süre kaldı
İstanbul’da. Bu işler böyledir, siz hep iyilik yaparsınız,
karşılığında kötülük görürsünüz. Barcelona’da dördüncü kaleci olan
vatandaşınıza yardımcı olursunuz. Büyük paralar karşılığında
Fenerbahçe’ye getirirsiniz ve karşılığında size bu yanlışı
yapar”... Daum ise bu sözlerim karşısında “Evet, Mehmet yapacak bir
şey yok, çok haklısın” dedi.