Darbeyi haber veren spiker konuştu
Abone olOrgeneral Kenan Evren imzasıyla yayınlanan 12 Eylül muhtırasını okuyan TRT'nin ünlü spikeri Mesut Mertcan, 24 yıl sonra o gece yaşananları ik kez kamuoyu ile paylaştı..
Ünlü spikere göre kritik gecenin yorumu şöyle: 'Darbe bildirisi
her 10 dakikada bir değişiyordu...' 12 Eylül 1980 sabahı Türkiye
Radyo Televizyon Kurumu’nun yayını alışılmışın dışında sabah
04.00’te başlamıştı. Kuşluk vakti bile gelmeden TRT’nin yayına
başlaması o saatte uyanık olanları hayli şaşırttı. Konuşan, kurumun
sevilen spikeri Mesut Mertcan’dı. Ancak Mertcan’ın söyledikleri hiç
de tanıdık gelmiyordu. Çünkü o, haber gündemini değil, yönetime el
koyan Milli Güvenlik Konseyi’nin bildirisini okuyordu: “MGK devlet
yönetimine doğrudan el koymuştur.” Darbeyi duyurmak için 27 Mayıs
1960 ihtilalinin aksine bir sivil seçilmişti. Bildirinin bir asker
tarafından okunmasının halkta panik oluşturacağını düşünen askerler
sivil bir isim olan Mesut Mertcan’da karar kıldı. Mertcan, gece
yarısı evinden alınarak TRT’ye getirildi. İlk saatlerde özel bir
odada tutulan Mertcan kendisini en çok heyecanlandıran olayın
bildiri metninin her on dakikada bir değiştirilmesi olduğunu
söylüyor. Bildiriyi okurken biraz korktuğunu ifade eden Mertcan,
“Darbe olduğu için ne olacağımız belli değildi. Ancak, askerler
bize çok kibar davrandı. Bildiri bittikten sonra ‘Arkadaş-lar
elinize sağlık vatana millete hayırlı olsun.’ diyerek teşekkür
ettiler.” diyor. Ünlü spiker, o gün yaşadıklarını şöyle anlatıyor:
“Darbe gecesi 03.00'e kadar bir odada tutuldum. Bu arada okuyacağım
bildiri metni verildi. Ancak, metin her on dakikada bir
değiştiriliyordu. Saat 03.45'te Trabzon hariç TRT ve bütün mahalli
radyo istasyonlarının denetim altına alındığı haberi geldi. Saat
03.59'da TRT İstiklal Marşı'nın çalınmasıyla yayına geçti. Peşinden
anons yapılmadan Harbiye Marşı çalındı. Daha sonra Genelkurmay ve
Milli Güvenlik Konseyi Başkanı Orgeneral Kenan Evren imzasıyla
yayınlanan bir numaralı bildiriyi okudum. Bildiriyi okurken bir
korku vardı. Darbe olduğu için ne olacağımız belli değildi. Ancak,
askerler bize çok kibar davrandı. Bildiri tamamlandıktan sonra
‘Arkadaşlar elinize sağlık vatana millete hayırlı olsun.' diyerek
teşekkür ettiler.” Spikerliğe gazino, pavyon ve cambazhanelerde
sunuculuk yaparak başlayan Mesut Mertcan, 12 Eylül hatıralarını 24
yıl sonra Zaman'a değerlendirdi. O dönemde TRT'nin en tanınmış
haber spikerlerinden olan Mertcan, “Çocuklarıma nasıl âşıksam,
mesleğime de o kadar âşığım.” diyor. Ancak o, '12 Eylül bildirisini
okuyan bir spiker' diye hatırlanmaktansa ‘mesleğine gönül vermiş
bir spiker' olarak hatırlanmak istiyor. 12 Eylül ihtilalini
‘Cumhuriyet ve demokrasiyi korumak amacıyla yapılan bir harekât'
şeklinde yorumlayan Mertcan, “12 Eylül tarih sayfalarına gömüldü.
Onu yargılamak bana düşmez. Kaldı ki, ben bir devlet memuruydum.
Askerler tarafından evimden alındım, verilen görevi yaptım.” diye
konuşuyor. Kendini esprili bir insan olarak tanımlayan Mertcan,
hayatındaki en büyük sıkıntıyı da espri merakı yüzünden çekmiş.
Mertcan, darbenin ertesi günü, evinden askerler tarafından
alınmasını arkadaşlarına şöyle anlatmıştı: “Doğan Kasaroğlu abi
(Dönemin TRT Genel Müdürü) beni o kadar güzel aldırdı ki, nerden
bileyim Genelkurmay'a gideceğimi. Gazinoya gideceğimi zannettiğim
için kafayı çekmiştim.” Bu espri, kulaktan kulağa yayılarak basına
ulaştı ve manşetlere şöyle yansıdı: “Mesut Mertcan, bildiriyi
sarhoş olarak okudu.” Bu olayı ‘hayatındaki kara bir leke' olarak
gören Mertcan, aradan 24 yıl geçmesine rağmen kendini savunma
ihtiyacı hissediyor: “Akıl var mantık var! Askerler bir insana
sarhoş olarak bildiri okutur mu? Güya, paşalar başımdan aşağı
kovayla su dökerek ayıltmışlar beni. Yok daha neler!” Mertcan'ın
basınla ilgili hatıraları bununla bitmiyor: “Yine 1986'da
Belçika'dan geliyorum. Yorgunluktan düşüp bayıldığım için hastaneye
kaldırmışlar. Basın yine ‘Mesut Mertcan alkol komasına girdi' diye
yazdı. Hem bildiriden dolayı hem de yorgunluktan düşüp bayıldığım
için boynuma bir yafta yedim. Basının yargısız infazına kurban
edildim.” Kaynak: Zaman Gazetesi