Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ"un içinde bulunduğu
durum için iki ünlü gazeteci paralel bir değerlendirme
yaptılar.
Milliyet"in Başyazarı Güneri Civaoğlu “2010
Türkiye"sinde en zor durumda olan kişi herhalde Genelkurmay Başkanı
İlker Başbuğ"dur” derken, Hasan Cemal,
Başbuğ"un konuşmasını dinleyip, yüz ifadesi ve mimiklerini dikkatle
izlediğini belirttikten sonra şu notu düştüğünü yazıyordu:
-Tarzan zor durumda!
Zorlukların kaynağında Türk Silahlı Kuvvetleri içinde sıklıkla
ortaya çıkan darbe planları bulunuyor.
ESKİ DARBELER DE SAÇMA SAPANDI
TSK tarafından “uydurma” denilen darbe
planlarını dikkatlice okuyunca, daha önceki yıllarda yapılan askeri
darbeler ile “uyum” içinde olduğu
görülebiliyor.
Yok artık bu kadar da olmaz denilen çılgınlıkların tıpkıları 12
Eylül"de gayet güzel biçimde yapıldı. Hiç kimse o dönemde karşı
çıkamadı.
İsterseniz çıkın!
Anında askeri cezaevlerini boyluyordunuz!
Darbe lideri Kenan Evren, bir konuya takıldı
mı, hemen bir vilayet ziyareti düzenleniyor, paşa orada kürsüye
çıkıyor, ağzına geldiği gibi konuşuyordu.
Daha sonraki yıllarda bunların parodileri yayınlandı. Altına da
mahreç olarak konuştuğu şehir yazıldı.
Evren Paşa"nın Manisa konuşması…
Evren Paşa"nın Tokat konuşması…
Evren Paşa"nın ipe sapa gelmez konuşması!
Bu sonuncusunun üzerinde yer alan satırlar gerçekten Kenan Evren
tarafından resmen söylenmişti:
-Bazıları trenlere taş atıyorlar. Bu taşlar trenlerin
camlarını kırıyor. Netekim ekonomiye de zarar veriyor!
Askerler bir kere ipleri eline aldılar mı trenlere taş atan
çocukların etkinliklerine kadar inebiliyorlardı.
Saçmama sapan şeylerdi ama gerçekti!
Generaller bu hizmetlerinin ülke menfaatine uygun olduğuna
inanıyorlardı. Ayrıca bu içi boş konuşmalarını da “yapılmış
iş” kategorisine yerleştiriyorlardı.
DİK DURUŞLU ADİL GÜVENİLMEZ
Taraf gazetesince yayınlanan son darbe planı “Balyoz
Harekatı”nın Ankara"daki bürokratları değerlendirdiği
bölümde mizah ötesi satırlar yer alıyor.
Toplam 150 yüksek bürokrat için yapılan ölçümlemelerin hepsi
saçma ama askerlerin değerlendirme yeteneklerini sergilemesi
bakımından önemlidir.
Bir sivil bürokrat için şu satırlar dosyasına eklenmiş:
-Alevi, rüşvetçi, sosyal demokrat,
güvenilir!
Bir de bunun tam karşısında yer alan eleman var:
-Solcu, dik duruşlu, güvenilmez!
Askerlerin “güvenilirlik” ölçüleri işte böyle…
Askeri darbe ile işbirliği yapacak kalibrasyona sahip olanlara
“güvenilir” belgesi veriliyor. Ama darbecilerin
yanında durmayı içine sindiremeyecek onurlu insanlara ise
“güvenilmez” damgası vuruluyor.
Aklıselim sahibi insanların buna inanmaları kolay değil.
Ama bakın 12 Eylül"e, 12 Mart"a ve en zavallısı 28 Şubat"a bu
türden sayısız uygulama yapılmadı mı?
Günümüz dünyasında bu akıl dışı tespitlere denilecek şey bu
yazının tepesinde duruyor:
-Darbecinin güvenilirlik kriterleri!