Darbecilere Genelkurmay darbesi
Abone ol2004 yılında gerçekleştirilen Darıca toplantısına ilişkin ilginç ayrıntılar ortaya çıktı.
Eski DYP milletvekili İsmail Amasyalı'nın ev sahipliğiyle 2004 yılında gerçekleştirilen "Darıca toplantısı"na ilişkin ilginç ayrıntılar ortaya çıktı.
Bazı sivillerin toplantıda emekli paşalara darbe çağrısında bulunduğu iddiaları o dönem kamuoyunda büyük tartışmalara yol açmıştı. Askerlerin, darbe çağrılarına karşı çıktıkları ve Türkiye'deki demokrasiye vurgu yaptıkları belirtilmişti. Konuyla ilgili haberlerin basında yer alması üzerine İsmail Amasyalı ile gazeteci Ünal Yaltırık, İstanbul Cumhuriyet Savcılığı'na ifade vermiş, her iki kişi hakkında da takipsizlik kararı çıkmıştı. "Savcılık gazetelerde yer alan açıklamaları suç duyurusu mu kabul etmişti, yoksa birileri suç duyurusunda mı bulunmuştu?' 2 yıldır ortaya çıkmayan sorunun cevabını gazeteci Yaltırık veriyor: Hakkımdaki suç duyurusunu Genelkurmay yaptı. Suç duyurusunun Hilmi Özkök'ün talimatıyla yapıldığına inanıyorum.
6 Haziran 2004'teki Darıca toplantısına katılan sivillerle emekli paşalar arasında ilginç diyaloglar yaşanmıştı. O dönem medyaya yansıyan bilgilere göre, bazı siviller "Darbe istiyoruz paşam, ordu neden bu kadar bekledi? diye sorunca toplantıya katılan paşalar, O dönem bitti çocuklar, artık bu olmaz. Böyle bir şey yapılırsa, AB orduyu mesul gösterir. karşılığını verdi. Bunun üzerine siviller, "Paşam hiç kuşku yok ki bir ihtilal yapılsın demiyoruz. Ama bir müdahale yapılmalıdır. Örneğin, 28 Şubat benzeri bir müdahale. diyerek taleplerini tekrarladı.
Paşalar bu isteğe de karşı çıkarak tartışmaya nokta koyan şu ifadeleri kullandı: Olur mu efendim? Türk Silahlı Kuvvetleri yasal yetkilerinin dışına çıkıp demokratik kuralları zorlayamaz. Genelkurmay bütün gelişmeleri izler. Yasal açıdan üzerine düşen uyarıları yapar. Onun dışında bir müdahale olamaz. Karar siyasi iradenindir. Demokrasi var efendim, lütfen.
Darbe çağrısı yapıldığına ilişkin haberlerin basında yer almasının üzerine savcılık harekete geçti. Amasyalı, 9 Temmuz 2004"te İstanbul Adliyesi"ne çağrılarak Cumhuriyet Savcısı Muzaffer Yalçın"a ifade verdi. Darbe çağrısı yaptığı iddia edilen gazeteci Ünal Yaltırık ise aynı tarihlerde İstanbul Cumhuriyet Savcısı Nazmi Okumuş"a Silahlı Kuvvetler"i darbeye tahrik ettiği gerekçesiyle ifade verdi. Ancak söz konusu soruşturma takipsizlikle sonuçlandı.
Amasyalı ve Yaltırık hakkında takipsizlik kararı verilmesi üzerine olay kapandı. Ancak toplantı hakkında kimin suç duyurusunda bulunduğu hiç araştırılmadı. Olayın üzerinden yaklaşık 2 yıl geçtikten sonra gazeteci Yaltırık, Amasyalı"nın evinde sarf ettiği sözler sebebiyle Genelkurmay tarafından hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu açıkladı. Genelkurmay"ın suç duyurusunda bulunduğuna ilişkin bilgiyi kendisine ait "Maya" dergisinde yazan ve Zaman muhabirine de tekrarlayan Yaltırık, Sözlerim nedeniyle Genelkurmay Başkanlığı hakkımda "Türk Silahlı Kuvvetleri"ni tahrik etmekten" suç duyurusunda bulundu ve bakanın yazılı talimatıyla DGM Savcılığı"nda soruşturma açılması sağlandı. diyor. Suç duyurusuna göre toplantıya katılan 35 kişinin ifadesi alınması gerekirken yalnızca kendisi ve Amasyalı"nın ifade verdiğini hatırlatan Yaltırık, Durumu öğrenen pek çok emekli general dostum "Bundan Başkan"ın haberi yoktur, birinin işgüzarlığıdır." yorumunu yapmalarına rağmen, inanıyorum ki Genelkurmay Başkanı"nın bu girişimden mutlaka ve mutlaka bilgisi vardır. diyor.
DYP eski milletvekili İsmail Amasyalı ise Genelkurmay Başkanlığı"nın çağrısı ile ifade verdiklerini Ünal Yaltırık"tan öğrendiğini açıkladı. İfade vermek için gittikleri İstanbul Adliyesi"ne kimin şikayeti ile çağrıldığını bilmediğini ve sormadığını da açıklayan Amasyalı, Yaltırık bunu kişisel araştırmaları sonucunda öğrenmiş. Daha sonra bunu yazdı da. Biz de bunu ondan öğrendik. şeklinde konuştu.
Kenan Evren de darbeyi itiraf etmişti
7. Cumhurbaşkanı Kenan Evren, geçtiğimiz mart ayında bir televizyon kanalında katıldığı programda 12 Eylül darbesi ile ilgili olarak "Bugün Türkiye"de öyle bir ortam olsa ve ben Genelkurmay"ın başında olsam tereddüt etmeden bunu yine yaparım." demişti. İzmir Barosu avukatlarından Noyan Özkan "askerî darbeleri övdüğü" iddiasıyla Evren hakkında suç duyurusunda bulunmuştu. Muğla Cumhuriyet Başsavcısı Mehmet Yurtseven de Evren"in sözleri üzerine soruşturma başlatmıştı. Yine emekli Korgeneral İzzettin İyigün, Hürriyet Gazetesi"ne verdiği röportajda 28 Şubat Süreci"nde Sincan"da tankların yürütülmesi emrini kendisinin verdiğini açıklamıştı. 28 Şubat Süreci"nin diğer bir önemli ismi emekli Tümgeneral Erol Özkasnak"ın yine bir televizyon programında 28 Şubat"ın darbe olduğu yönündeki ifadeleri hukuki açıdan sorumluluk doğurması bakımından tartışmaya yol açmıştı. Programda "Post-modern darbe bu sürece yakıştırılan en güzel isim." diyen Özkasnak, bunun anayasal olup olmadığı yönündeki soruya ise şu cevabı vermişti: Post-modern darbe ismini koyan ben değilim. Anayasa"ya göre darbe yapmak tabii ki suçtur. 28 Şubat sürecindeki post-modern darbe olarak adlandırılan bu olayı konuşacak olursak, burada yasaya ve kanunlara aykırı hiçbir iş yapılmamıştır. Asıl yasaya ve kanunlara aykırı iş o zamanın meşru hükümeti tarafından yapılmıştır. Anayasa"da, Cumhuriyet"imizin laik, Atatürkçü, milliyetçi niteliklerine uygun olarak esasları belli edilen Cumhuriyet"in temelleri sarsılmak istenmiştir. Dolayısıyla Anayasa"ya aykırılık varsa, bu 28 Şubat sürecinde yer alan askerler tarafından değil, bizatihi o zamanın meşru hükümeti tarafından yapılmıştır. Bu işlem ve süreç o zamanki anlayışa ve şimdiki düşüncelerimize göre tamamen yasalar içerisinde cereyan etmiştir.
İki yıl sonra "Darıca"dan ilk fotoğraf
İsmail Amasyalı, 6 Haziran 2004'te Darıca'daki evinde siyasiler, işadamları, sendika başkanları ve emekli generallerin katıldığı bir toplantı düzenlemişti. 'Darbe tartışması'nın yaşandığı toplantıya, emekli paşalar Necati Özgen, Edip Başer ve İlhan Aran, İTÜ Rektörü Gülsün Sağlamer, ATO Başkanı Sinan Aygün, Gaziantep'in eski Belediye Başkanı Celal Doğan, eski milletvekilleri Mehmet Gazioğlu, Murat Sökmenoğlu, Gürcan Dağdaş, Türk-İş Başkanı Salih Kılıç, gazeteciler Tufan Türenç, Hulusi Turgut, Mustafa Balbay gibi tanınmış isimler katılmıştı. Toplantı basına kapalı yapılmıştı.
Kaynak: Zaman Gazetesi