Darbe ve muhtıralar kaderimiz mi?
Abone olDarbelere ve Muhtıralara Karşı Mücadele Yöntemleri
Ülkemizin 1950 sonrası siyasi yol haritasına baktığımızda hemen
hemen 10 yıllık ortalamayla darbe yada muhtıra ile kesintiye
uğradığını görürüz. Bugün 60 yaşında olan bir vatandaşımız ömrüne,
iki ihtilal, üç muhtıra bir de postmodern darbe sığdırmıştır.
Bakıldığında kaderimizmiş gibi görünen bu durum demokrasi ile
yönetilen bir ülkede kabul edilecek bir durum değildir.
Peki bu anti-demokratik girişimlerden tamamen kurtulmak için ne
yapmalıyız. İşte bu çok önemli soruya, siyaset-bilimci yazar Hulusi
Şentürk, ‘Darbelere ve Muhtıralara Karşı Demokratik
Mücadele Yöntemleri’ isimli kitabında cevap bulmaya
çalışmış.
Yazar kitabında, darbe ve muhtıranın ne olduğunu açıkladıktan
sonra, askerin hangi müdahaleleriyle demokrasimizin kesintiye
uğradığını tüm detaylarıyla anlatırken, müdahalelerin siyasi,
sosyal, kültürel, ekonomik sonuçlarını da ortaya koyuyor.
Ordunun görevleri açıklanırken, kurumun milletin hakimi olmadığı,
milletin emrinde olduğu ve bu emrin de millet tarafından milletin
temsilcilerine yani yasamaya verildiği özellikle belirtiliyor.
Şentürk, darbe ve muhtıralara karşı ne yapılmalı bölümünde ise,
askerin siyasete müdahale etmesine imkan sağlayan kanunun zayıf
noktalarının tahkim edilmesi gerektiğini belirtiyor. Bunun da
yeterli olmadığını belirten yazar, psikolojik savaşın önemine vurgu
yaparak bu propagandalara karşı son derece hassas olunması
gerektiğinide gerekçelerini sıralayarak belirtiyor.
Hulusi Şentürk kitabında, millet iradesinin çok önemli olduğunu ve
bunun devamlılığının sağlanması için, darbelerin ve muhtıraların
kaderimiz olmaktan çıkarılması gerektiğini söylüyor ve bunun
yollarını tüm detaylarıyla biz okuyuculara sunuyor.
Kitapla ilgili detaylar.