Darbe olursa Erdoğan ne yapacak?
Abone olAsker yok diyor ama Erdoğan peşini bırakmıyor. İşte Başbakan'ın ıslak imzayla ilgili açıklaması;
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Geri planda
bir askeri endişe, yani bir hükümeti ortadan kaldırma gibi...
Türkiye’de böyle bir darbenin eşiğinde çalıştığınız hissiyatı var
mı sizde?” sorusu üzerine, “Ben bugüne kadar böyle
bir şeyi asla düşünmedim. Böyle bir siyasetin içerisinde ne
politika yaparım ne devleti yönetirim. Bundan önce olduğu gibi de
kalkıp, bırakıp gitmem. Gereğini yaparım” yanıtını
verdi.
TRT-1’de “Politik Açılım” programında soruları
yanıtlayan Erdoğan, asker-sivil ilişkisi konusunda şunları
kaydetti:
KORKUP KAÇANLARDAN OLMAYACAĞIM |
Erdoğan, hiçbir özgürlüğün referanduma
götürülemeyeceğinin altını çizdi. Milletten aldıkları gücü demokrasi dışı güçlere teslim eden siyasetçi profilini çok gördüklerini söyleyen Erdoğan şunları belirtti: “Fötr şapkalarını alıp kaçanları çok gördük. Biz bu tip kirli siyaseti elimizin tersiyle ittik. Milletin emaneti kutsaldır dedik. Yıllarca bu ülkede çetelere, mafyaya, kirli ilişkilere kirli örgütlenmelere, cuntalara göz yumdular, faili meçhullere göz yumdular. Bir avuç mafya mensubunun bu ülkenin kaderiyle oynamasına eyvallah dediler. Biz elimizi taşın altına koyduk, her türlü örgütün üzerine gittik ve gitmeye devam edeceğiz.” |
“Asker sivil ilişkilerine baktığımız zaman, orada da arzu
edilen, ordunun konumu netleştirilmemiş. Bugüne kadar Anayasal bir
kurum olarak o da yerine dört dörtlük oturtabilmiş değil. Ama son
dönemlerde bu konuda olumlu gelişmeler oldu. Bizim bu 7 yıllık
süreç içinde birçok kurumsal değişikliklerin yapılması ve atılan
adımlar noktasında, iktidar-ordu ilişkilerinde çok daha olumlu bir
sürecin içine girdik. En azından sorgulama karşısında, ordunun çok
daha olumlu bir yaklaşım içinde olduğunu, gerekli cevabı kamuoyuna
da, bize de verdiğini görüyorum.”
Başbuğ’un tavrı
Erdoğan şöyle devam etti: “Şu son gelişmelerde ben
Genelkurmay Başkanımızla görüşmelerimde, bu konudaki hassasiyeti
çok açık ve nettir. ‘Ben hukuka ters bir yapıyı, hukuka ters
davranan, gerçekten orduma ve ülkeme zarar verecek bir subayı
ordumun içinde yaşatamam’, bunu bana kendisi söylemiştir. Yeter ki
bunu yargı içinde süratlendirelim ve orada netice alalım. Burada
biz yürütme olarak üzerimize ne düşerse yapmak durumundayız ve şu
ana kadar bunu yaptık. Bundan sonra da yaparız. Bunu
bırakamayız.”
‘Temizleme harekâtı’
Partisinin grup toplantısında, “Tüm kurumlarda en üst
bürokratına varıncaya kadar bu tür şeylere karışanlar varsa,
bunları yargıya teslim etmekte hiç tereddüt
göstermemeliyiz” dediğini hatırlatan Erdoğan,
“Bunlar temizleme harekâtı. Eğer bu temizleme harekâtını
gerçekleştiremezsek, halkın devletine olan güveni azalacaktır. Bu
konuda çözüm noktasına gelindi mi? Daha atacağımız çok adım
var” dedi.
Erdoğan, “Genelkurmay Başkanı ile aranızda bir güven sorunu
olmadığını sizin bu sözlerinizden çıkarabilir miyiz?”
sorusu üzerine, “Aramızda böyle bir sorun söz konusu
değil” diye konuştu.
Erdoğan, “Size göre Genelkurmay karargâhında albay
düzeyinde de olsa bir çalışma, cuntalaşma eğilimi normal mi? Sayın
Başbuğ, ‘bu haliyle kâğıt parçası’ demişti” şeklindeki
hatırlatma üzerine de şunları söyledi:
“O tür ifadeleri bana da ifade etmiştir. ‘Hiçbir zaman
bunun tarafı olmam.’
Medya için daha rahat
Erdoğan, “Niye istifasını istemiyorsunuz,
gereğini yapmıyorsunuz" gibi görüşler bulunduğu”nun
anımsatılması uzerine, “Söyleniyor. Dün (önceki gün) de bir
akademisyen bir toplantıda böyle bir şey kullandı. Biz de bu tür
şeyler karşısında darda ve zorda kalıyoruz” diye
konuştu.
Hassasiyetle adım atmalıyız
Erdoğan, “Anayasa’ya göre Genelkurmay Başkanı, ilgili kanun
çerçevesinde Başbakan’a karşı sorumludur. Genelkurmay mı bunu
engelliyor? Yoksa mahkemeler mi öyle bir talepte
bulunmadı?” sorusuna da şu karşılığı verdi:
“Anayasa’da Başbakan’a karşı olan sorumluluk hangi çerçeve
içerisindedir. Genelkurmay Başkanı, Başbakan’ın ataması ile gelmez.
Bunları dikkatli değerlendirmek lazım. Atılacak adımları ülkenin
bütünlüğü için hassasiyetle sürdürmek lazım. Yargı çok hassas,
adeta kılı kırk yarar bir şekilde devam ediyor. Geçen hafta 8
subay, sonra 2 subay davet edildi. Bu hafta içinde kim bilir
kimleri davet edecekler. İşin Silivri boyutu çok sanıklı bir dava
olarak... Dosyalar kabarık. Temennimiz bu daha da hızlandırılmak
suretiyle bir an önce neticeye varılır.”
Adli Tıp’ın raporu yeterli
Erdoğan, “Belli dini cemaatlere karşı böyle bir hazırlık
askerin görev alanındaymış gibi algılar var. Siz böyle görüyor
musunuz?” sorusuna ise şu yanıtı verdi:
“Öyle bir şeyin olması söz konusu olamaz. Bu siyasete
bulaşmaktır. Siyaset yapmaktır ki, bu onlar için de hiç hayırlı bir
şey değil. Gelen o ihbarla ıslak imza meselesi bana göre çok büyük
önem arz ediyor. Belki de bütün bu kilidi o açacak. Askeri savcının
siville arasında bir sıkıntı var. ‘Sivilden istedik 3 kez
göndermedi’ diyor. Bu bizi ilgilendiren bir olay
değil. Yargı da diyor ki, ben size adli tıpla ilgili raporunu
gönderdim. Adli Tıp raporunda da bu, ‘Dursun Çiçek’in eli ürünü
olduğu kanaatine varılmıştır’ deniyor. Niçin o ifade kullanılıyor
da aslıdır denmiyor. Ben bunu da sordum, dediler ki, ‘bunun
literatürdeki ifadesi budur’. Şimdi literatürdeki ifadesi bu ise
üzerinde daha fazla durmanın anlamı yoktur.”
‘Fötr şapkasıyla kaçanı gördük’
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, demokratik açılım sürecinde
kendilerine engel olmaya çalışmakla itham ettiği muhalefet
partileri ile DTP’yi eleştirdi. CHP ve MHP’yi seviyesiz muhalefetle
suçlayan Erdoğan, “Ülkeyi ateşe atacak kadar sorumsuz ve
vurdumduymaz davranıyorlar” dedi. Demokratik açılım sürecini
özellikle 10 Kasım’da Meclis’e taşıdıklarını söyleyen Erdoğan,
Atatürk’ün, ‘Yurtta sulh cihanda sulh’ sözünü
hatırlatarak, “Projemiz yurtta barışı planlıyor. Bu
anlayışın üzerine inşa etmek için 10 Kasım’ı seçtik” diye
konuştu.
Haliç Kongre Merkezi’nde dün yapılan AK Parti İstanbul İl Danışma
Kurulu Toplantısı’nda konuşan Erdoğan, CHP ve MHP’yi, seviyesiz
şekilde muhalefet yapmakla suçladı. Erdoğan, “Bu
sorunlardan beslenenler, çözülmesini istemiyor. Çünkü ellerindeki
oyuncaklar alınmış olacak. Ülkeyi ateşe atacak kadar sorumsuz ve
vurdumduymaz davranıyorlar” dedi.
Erdoğan, Gazze’den, Gürcistan’a, Darfur’dan Lübnan’a,
Saraybosna’dan Moğolistan’a Avustralya’dan Almanya’ya kadar her
yerdeki mazlumların ve soydaşlarımızın sorunlarını dert
edeceklerini ve bunun için seslerini yükselteceklerini
belirtti.
Erdoğan, şöyle devam etti: “Türkiye eksen değiştirmiyor,
Türkiye sadece hakkı söyleyerek normalleşiyor. Türkiye Batı’ya
yöneldiği için Doğu’ya sırtını dönemez, Türkiye kuzeyle işbirliğini
arttırırken güneye bigane kalamaz. Bizim yaptığımız ilişkileri
normal seviyeye çıkarmak, komşularımızla, bölge ülkeleriyle
yararımıza olacak işbirlikleri tesis etmektir.”