Darbe mağdurlarının 'Evren' duası!
Abone olDarbe mağdurları yaşadıkları işkenceleri unutamıyor. 1980 öncesi cumhurbaşkanlığına aday olduğu için darbe mağduru dua ediyor!
Darbe mağdurları yaşadıkları işkenceleri unutamıyor.
1980 öncesi cumhurbaşkanlığına aday olduğu için tutuklanan ve üç
yıla yakın cezaevinde kalan eski Mardin Milletvekili Nurettin
Yılmaz, "Ben bir parlamenter olarak, hür iradenin oylarıyla
cumhurbaşkanı olamadım; darbe yapan ise oldu. Kenan Evren, açtığım
dava sonuçlanıncaya kadar ölmesin diye dua ediyorum. Darbe yaparak
aldığı bütün sıfatlarının geri alınmasını istiyorum"
diyor.
Nurettin Yılmaz, 12 Eylül askerî darbesi sırasında Mardin
milletvekiliydi. Fahri Korutürk'ün görevinin bittiği 23 Mart
1980'de aday olmadığı için TBMM'de seçim yapılamadı. 26 Mart'ta
yapılan bir sonraki oylamada aday olan Nurettin Yılmaz 80 oy
aldı.
Darbeden sonra Ankara'da tutuklanarak, 12 Eylül'ün sembol
mekânlarından biri olarak tarihe geçen Diyarbakır Cezaevi'ne
götürüldü. Evraklarda ismimi okuyan rütbelinin, "Ooo,
Kürdistan cumhurbaşkanı geldi arkadaşlar" demesiyle 8-10
kişinin coplarıyla yere yığılan Yılmaz, daha sonra 4 nolu tek
kişilik hücreye alındı. Cezaevinde kaldığı sürece işkenceler devam
etti.
Diyarbakır Cezaevi'nin 8, 9 ve 10 nolu hücrelerde uzun süre kalan Yılmaz, hücrelerin, üst katlardan gelen yüzlerce kişinin pisliğiyle bir nevi lağım havuz haline geldiğini hatırlıyor. İşkencecilerin sık sık başlarını bu pisliğin içine soktuğunu anlatan Yılmaz, işkenceleri ve işkencecileri unutamıyor: "Uzun süre başımız bunun içinde tutulduğunda, gayriihtiyari aldığımız o pislik sebebiyle bağırsaklarımda hâlâ acı hissediyor ve tedavi görüyorum. Çırılçıplak soyulup mahrem yerlerimize cop sokuluyordu. İşkenceciler, bunu sıradan bir tekme atma suçuyla aynı görüyordu"
'BİR TUVALETE SEKİZ KİŞİ DOLDURUYORLARDI'
Yılmaz, "Karşılıklı olan 3 ve 5 nolu hücrelere, çuvala
patates doldururcasına insanları sıkıştırıyorlardı. Bir tuvalete
sekiz kişi koyuyorlardı. Nefes alamıyorduk" diyor. En
fazla işkenceyi Yüzbaşı Oktay Esat, Üsteğmen Ali Osman Aydın ve
adını hatırlayamadığı bir astsubayın yaptığını belirtiyor:
"Üsteğmen, biraz daha ılımlıydı. Diğer ikisi namus,
haysiyet diye bir şey bilmiyordu"
'KÖPEK CO KORKULU RÜYAMIZDI'
Nurettin Yılmaz, işkencecilerin sık sık köpek kullandığını anlatıyor: "İsmi 'Co' olan eğitilmiş bir köpeğe talimat verildiğinde, 15 metre ileriden insanların üzerine atlıyordu. Çırılçıplak soyulup duvara yakın bir mesafede ayakta bekletiliyorduk. Köpek üzerimize atladığında, duvara çarparak yere yığılıyorduk. Köpek, ikinci bir talimat alıncaya kadar ısırmaya ve hırpalamaya devam ediyordu."
DAVA AÇAN 700 KİŞİDEN BİRİ
Nurettin Yılmaz, 1980-1988 yılları arasında, "Bize
işkence yapanları bulun" diye suç duyurusunda bulunan
yaklaşık 700 kişiden biri. "Anayasa değişmeseydi, bu davayı
açamazdık. Anayasa değişikliği bir yol haritası oldu. O nedenle
müteşekkiriz." diyen Yılmaz, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'na
yaptığı başvuruda Kenan Evren, Nurettin Ersin, Tahsin Şahinkaya,
Nejat Tümer, Sedat Celasun, Bedrettin Demirel, Ali Haydar Saltık,
Bülent Ulusu, Kemal Yamak, Oktay Esat ve Ali Osman Aydın ile o
dönemde cezaevinde görevli subay ve astsubaylar hakkında davacı
oldu.
Bunlardan bazılarının öldüğünü belirten Yılmaz, "Açtığım
dava sonuçlanıncaya kadar Evren ölmesin diye dua ediyorum. Mahkum
olmadan ölürse, eski bir cumhurbaşkanı sıfatıyla törenle uğurlanır.
Umuyorum ki bu davaların neticesinden sonra ölür. O zaman kimse
mezarının başına gitmeye de cesaret edemez" diye
konuştu.