Darbe isteyenler madara oldu!
Abone olGeçtiğimiz günlerde bazı karanlık düşünceli kişiler, iki paşa ile bir araya geldi ve 'darbe yapın' çağrısında bulundu. Ancak aldıkları cevap, madara olmalarına yetti..
Hürriyet yazarı Tufan Türenç, DYP eski Milletvekili İsmail
Amasyalı'nın evinde toplanan bu karanlık düşünceye mensup
insanların, Genelkurmay'da halen hatırlı olan emekli iki paşaya
yaptığı teklif sonrasında yaşanan tartışmaları köşesine taşıdı..
İşte Türenç'in kaleminden, darbe isteyip madara olan meçhul
kişilerin teklifi ve paşaların demokrasiye inanmayanların yüzünde
tokat gibi patlayacak sözleri:
Müdahale isteyen sivillere paşaların yanıtları
Eski DYP Milletvekili İsmail Amasyalı'nın ev sahipliğinde bir araya
gelen bürokrat, asker, bilim adamı ve işadamı grubu, iki emekli
orgeneral Necati Özgen ve Edip Başer'le müdahale tartışması
yaptılar.
Çarşamba günü değişik dünya görüşlerine sahip bürokrat, asker,
bilim adamı ve işadamlarının katıldığı toplantıdaki
değerlendirmeleri özetlemiştim.
Toplantıda konuşanlar, iktidarın tutumunu rejim açısından
sakıncalı, hatta tehlikeli bulduklarını açıklamışlardı.
Hatta bazı siviller, ordunun müdahale etmesini istemişlerdi.
Emekli Orgeneral Necati Özgen ile Emekli Orgeneral Edip Başer, bu
eleştirilere yanıt vermişler, demokratik bir rejimde Silahlı
Kuvvetler’in siyasi iradeye müdahalesinin söz konusu olamayacağını
söylemişlerdi.
Bugün bu çok ilginç tartışmaları ayrıntılı olarak yazmak
istiyorum.
Önce müdahale isteyen siviller ile Özgen Paşa’nın konuşmalarını
aktaralım:
‘Paşam hiç kuşku yok ki bir ihtilal yapılsın demiyoruz. Ama bir
müdahale yapılmalıdır. Örneğin, 28 Şubat benzeri bir
müdahale...’
‘Olur mu efendim? Türk Silahlı Kuvvetleri yasal yetkilerinin dışına
çıkıp demokratik kuralları zorlayamaz.’
‘Ama durum ortada paşam. İçten ve dıştan ordu yıpratılmak
isteniyor. Sistematik bir şekilde. Hükümet de buna katılıyor.’
‘Efendim, Genelkurmay bütün gelişmeleri izler. Yasal açıdan üzerine
düşen uyarıları yapar. Onun dışında bir müdahale olamaz. Karar
siyasi iradenindir. Demokrasi var efendim, lütfen.’
* * *
‘Ama paşam, ülke, demokratik rejim tehlike içinde. Ordu tepkisiz mi
kalacak?’
‘Türk Silahlı Kuvvetleri ne yapsın efendim? Bunun çaresi demokrasi
içinde bulunmalıdır. Toplum cumhuriyet değerlerine sahip çıksın
efendim, sivil toplum örgütleri demokratik haklarını
kullansınlar.’
‘Ama paşam, hükümet sırtını Avrupa Birliği’ne dayamış, demokrasi
adı altında kendi dünya görüşüne göre toplumu yeniden
yapılandırmaya kalkıyor. Buna karşı sessiz kalınmamalı.’
‘Bakın efendim, Türk Silahlı Kuvvetleri iki konuda çok duyarlıdır.
Birincisi ülke bütünlüğü, ikincisi irtica. Bunlara izin verilemez.
Bundan kimsenin kuşkusu olmasın. Ama demokraside bir müdahale söz
konusu olamaz. Aksi olursa Avrupa Birliği konusunda bütün fatura
Silahlı Kuvvetler’e çıkarılır.’
Şimdi de Emekli Orgeneral Edip Başer ile geçen konuşmaları
aktaralım:
‘Paşam siz bugün durumların değiştiğini, artık müdahalenin
olmayacağını söylüyorsunuz. Ama bugün bir tehlikeyle karşı
karşıyayız. Müdahale edilmesi gerekiyor.’
‘Bakın, eğer bugünkü anlayış olsaydı, örneğin 27 Mayıs ihtilali
büyük bir olasılıkla yapılmazdı.’
‘Ama paşam, takdir edersiniz ki o günkü koşullarla bugünkü koşullar
farklı.’
* * *
‘Kuşkusuz farklı. Ama tehlike sizin söylediğiniz boyutlarda mı? Ona
iyi bakmak lazım.’
‘Tehlike ortada paşam, bunu her gün birlikte yaşıyoruz.’
‘Sizin, benim değerlendirmem önemli değil. Komutanların
değerlendirmeleri önemli. Onlar gelişmeleri izliyorlardır. Demek ki
onlar, sizin gördüğünüz boyutta bir tehlike görmüyorlar.’
‘Dışarda ve içerde çok vahim gelişmeler var ama.’
‘Kimse endişe etmesin. Vahim noktaya gelinirse Türk Silahlı
Kuvvetleri görüşlerini bildirir, gereken uyarıyı yapar. Bundan
kuşkunuz olmasın. Ama şunu iyi bilin ki, müdahale dönemi
bitti.’
Konuşmalar çok ilginçti. Kuşkusuz sivillerin müdahale isteklerine
karşı, iki paşanın söyledikleri birçok insanın askerlere bakış
açısını etkileyecek boyutta.
Ülke sorunları üzerine düşünen, kafa yoran insanların zaman zaman
bu tip toplantılarda düşüncelerini açıklaması, birbirleriyle
tartışması, demokratik yaşamı besleyip geliştirmesi açısından da
yararlı.
Yazı: Tufan Türenç
Kaynak: