Şimdi ben bir şeyler yazacağım kimse etiket yapıştırıp benim
adıma ahkâm kesmesin, yazdıklarım ne birini aklar nede başkasına
kara çalar sadece tahlildir. Sen buna akıl zorlaması da
diyebilirsin.
15 Temmuz u daha yıllarca konuşacağız. o gece yaşananlar ve
sonrasında senelerce yorum yapıp anlamlandırıp ortaya konan
mizanseni tartışıp duracağız, en çokta darbe sonrası hükümetin
olağan üstü hal ilan edip darbe belasının izlerini silerken,
muhtemel işbirlikçileri üzerinden aldığı kararlar ve tedbirler
olacaktır. kafaları yoracağız. Umarım gelecekte biz hiç
anlayamadık, kandırıldık savunmasının arkasına sığınmayız.
Bu ülkenin yakın geçmişinde bir balyoz birde Ergenekon askeri
soruşturması vardı,kendini ulusalcı ve Atatürkçü diye tanımlayan
genelkurmayda ciddi yerlerde görev yapan ak parti ve başörtüsüne
alerjisi olan zamanın mağdur askerleri.
Şimdi anlıyoruz ki Balyoz ve Ergenekon davalarında feto
nun TSK da ulusalcılara yönelik onları genelkurmaydan uzaklaştırmak
adına oynadıkları siyasi bir operasyonmuş.(anlatılanlara
bakılırsa)
Buraya kadar iyide, gerçekten hiç mi suç unsuru yoktu, tüm
isnatlar düzmece miydi?
Koskoca TSK da önemli rütbelerdeki onlarca subay,hatta
genelkurmay başkanı nasıl oldu da böylesi bir tuzağa düştüler.
Fetöcu askerlerle aralarında ciddi sıkıntıların olduğu şimdi
daha iyi anlaşılıyor.
O zaman şöyle bir mantık yürütebilir miyiz?
15 Temmuz da birlikte darbe yoluna çıkan, aralarında
husumet olan bu iki gurup arasındaki çekişmeye ve intikam
duygularına dayanan karşı bir rövanş alma olayı mı
yaşandı?
Bana göre bu darbe girişiminin alt aklıda üst aklıda ortaklaşa
gelişen mevcut hükümete duyulan rahatsızlığın yarattığı ortak
paydadır.
Merak ettiğim başka bir cevapsa bu darbe fikri kimden çıktı. Ve
neden sonuna kadar gitmediler.
Çünkü darbeye karşı koyan ya da aktif refleks gösteren bir
askeri güç de görmedik.
Ortaya atılan darbe fikrine sıcak bakan bu iki tarafın
hesapları farklıymış, biri hükümete olan kinine dayalı zehrini zerk
etmek isterken, diğer tarafın bulandırılacak gölde intikam
duyguları içinde, derenin taşıyla derenin kuşunu vurmak
istemişler.
Hükümet hala şaşkın, aynı zamanda çok korkmuş. Elinde sopası
tehdit olabilecek en ufak ihtimallerin sırtına sırtına
vuruyor.umuyorum ki ara dayağı yiyen az olur, masum insanların canı
acıtılmaz.
Demokrasiyi güçlendiremezsek, demokrasiden uzaklaşıp hukukun
üstünlüğünü ayaklar altıda küçültür sek biz yanılmışız deme
lüksümüz de kalmaz.
Herkes önce kendi kapısının önünü temizlemeli, ak partinin
referanslarıyla bu gün önemli görevlerde bulunan insanlara gözaltı
yapılıyorsa, önce iğneyi kendinize batırmayı öğrenmelisiniz.
Alanlara çıkan her görüşten insan, sokaklara dökülürken ak
partinin derdinden döküldüğünü düşünmüyorum, ülkesi için
demokrasiye inancı için döküldü.bunun önemi ni ve kıymetini iyi
bilmek lazım. Eğer ak partiyi ve içinde barındırdıklarını koruma
içgüdüsü ile darbecilere müdahale edersek,(savsaklarsak),darbe
karşısında gerçekleşen birlikteliği ortak refleksi öldürmüş
oluruz.
Bu arada yaş kararları alındı, komuta kademesi genel kurmay
başkanlığı çatısı altında şekillendi ancak....gerçekler hala çok
net değil.
Yaş kararlarının hükümet için yaş iş olduğunu
düşünüyorum, taş bir kere yerinden oynadı mı asla eski yerine
koyamazsınız.
Sürecin içeriğini, hükümetin ve cumhurbaşkanımızın bundan
sonraki tutum ve davranışlarına bakarak daha net anlayacağımızı
düşünüyorum.