Evet, yargı
bağımsızdır.
Evet, hukuka
saygılı olmak lazımdır.
Evet, ortada bir çete varsa, üyeleri bulunup, yakalanmalıdır.
Evet, rejime zarar vermek
istediği ispatlanmış kişiler tutuklanmalıdır.
Evet, hukuk
dışı yollarla istediklerini yapmaya çalışanlara, yasalar gereğini yapmalıdır.
Da…
13 aydır süregelen bu
yılan hikâyesinin, bir iddianamesi bile
yoktu.
İnsanlar neyle
suçlandıklarını bile bilmeden, bir yılı aşkın
süredir içerideler.
Ha şimdi iddianame
hazır(mış). 4 milyon sayfa!! Pardon 2500 sayfaya inmiş. 3 milyon 997 bin 500
sayfa uçtu gitti demek ki…
Daha uygun ortama
aktarılmış, düzeltmeler yapılmış vesaire vesaire…
Şimdi 2500 sayfa okunacak,
incelenecek…
İçinden
çıkılabilirse!
İyi de, şimdi de ayrıca ek
iddianameler için bir süre daha eklenirse, zaten bir yılını içeride
geçiren insanlara daha da haksızlık değil mi?
Tamam, yargıya saygı…
Karşısında elimiz kolumuz bağlı.
Ama insan düşünmeden de
edemiyor.
Gözaltına alınanlara
bakıyorsunuz, hepsi hükümete muhalif
isimler.
Hemen hepsi, AKP
hükümetinin asıl amacının rejimi değiştirmek, bir
şeriat devleti kurmak olduğunu, bunun için
dini siyasallaştırdığını, halkın din duysunu
sömürdüğünü söyleyenler.
Üstelik kapatma davasının
da iddianamesini bu iddialar oluşturuyor.
“Güya çete
üyeleri” ne bakıyorsunuz, birçoğu,
ülkesini, ülkesinin rejimini seven, onu koruma azmine sahip,
darbe gibi ülkeyi yıllarca geriye sürükleyecek
bir olaya sıcak bakmayacak, bunları düşündüklerinden şüphemizin
olmadığı isimler.
Şimdi, hepsi
birden nasıl darbeci oldu bunların?
***
Başbakan, operasyondan
sonra yaptığı açıklamada dedi ki:
“Temennimiz
karanlıkların aydınlığa çıkmasıdır.”
Aynı
fikirdeyim.
İyi de, siz varken nasıl
olacak bu?
Başbakan, “her şeyi ben düzeltebilirim” düşüncesinde.
Düzeltemeyince kötü
gidişatı, gündemi değiştirmek için bir bahane
bulmak en doğrusu…
Bu yüzden, onun için
en güzel kaçış cümlesi:
"yerim
dar be!"
Ne güzel
bahane!