Danıştaydan Gülü kızdıracak öneri

Abone ol

Danıştay Başkanı Birden 34 sayfalık bir konuşma yaptı. Anayasa değişikliğini sorguladı ve Gül'ü kızdıracak bir öneride bulundu.

Danıştay Başkanı Mustafa Birden yeni anayasada için "Yargı bağımsızlığının tam anlamıyla sağlanabilmesi Cumhurbaşkanının yargı erkine ilişkin görev ve yetkileri sınırlandırılmalı ve bu bağlamda Anayasanın 104'üncü maddesi yeniden düzenlenmelidir" dedi.

Danıştayın kuruluşunun 141. yıl dönümü ve ''Danıştay ve İdari Yargı Günü'' dolayısıyla Danıştay Genel Kurulu'nda tören düzenlendi.

Törene, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, TBMM Başkanı Köksal Toptan, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker, Adalet Bakanı Sadullah Ergin, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya, Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanı Ahmet Akyalçın, YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Osman Paksüt, YSK Başkanı Muammer Aydın ile yüksek yargı üyeleri ile çok sayıda davetli katıldı.


Törende konuşan Birden, 17 Mayıs 2006'da yaşanan menfur saldırıda hayatını kaybeden Danıştay üyesi Mustafa Yücel Özbilgin ve ebediyete intikal eden diğer Danıştay mensuplarına Allah'tan rahmet diledi.

Danıştayın kuruluş yıl dönümünde, Danıştay Başkanı olarak yapacağı ilk konuşmanın kendisine ayrı bir heyecan ve mutluluk yaşattığını bildiren Birden, tüm annelerin ''Anneler Günü''nü de kutladı.

ANAYASA'NIN OLUŞUM SÜRECİ ÇOK ÖNEMLİ

Birden, Anayasaların içeriği gibi hazırlanış yöntemlerinin de önemli olduğunu belirterek, Anayasal metinlerin oluşum sürecini, toplumun tüm kesimlerinin iradelerinin yansıtılması, değişiklik çalışmalarının her evresinin kamuoyuna açık olması ve herkesin bundan yararlanmasına olanak tanıyacak şekilde yürütülmesinin demokrat, çağdaş ve çoğulcu bir Anayasa için ön koşul olduğunu vurguladı.

ANAYASALARIN DEĞİŞTİRİLMESİ KAÇINILMAZDIR

Anayasaların kalıcılığının istikrarı, toplumun tüm kesimlerinin ihtiyaçlarını, beklentilerini dengeli bir şekilde karşılamasına bağlı olduğunu ifade eden Birden, bu temel ilkeyi karşılamayan, ülke ve dünya koşullarında yaşanan gelişime ayak uyduramayan Anayasaların er ya da geç değişikliğe uğramasının kaçınılmaz olduğunu söyledi.

ANAYASAYI DEĞİŞTİRME YETKİSİ SINIRSIZ DEĞİLDİR UYARISI

[PAGE]



Anayasayı değiştirme yetkisinin keyfi ve sınırsız bir yetki olmadığını vurgulayan Birden, şöyle konuştu:

''Yasama organı, kendisine hukukilik veren temel çerçevenin dışına taşmamalıdır. Bir Anayasa değişikliğinin hukuki çerçeve içerisinde cereyan etmesi, Anayasa'da öngörülen usul ve şekil şartlarını taşımasının yanında Anayasa'nın ruhuna ve hukukun evrensel ilkelerine uygun olması ile mümkündür.

DEĞİŞTİRİLEMEZ MADDELER DIŞINDAKİLER DEĞİŞTİRİLEBİLİR

Halen yürürlükte olan 1982 Anayasası'nın değiştirilemez, değiştirilmesi dahi teklif edilemez maddeleri ile bu maddelerin göndermede bulunduğu başlangıçta belirtilen temel ilkelere riayet etmek, devletimizin kuruluş felsefesine aykırı olmamak kaydıyla Anayasa'da değişiklik yapılması mümkündür.

Cumhuriyetimizin özü ve ulusal yaşamımızın temeli olan laiklik ilkesi ve laik eğitim kurallarını dolaylı dahi olsa erozyona uğratacak hiç bir düzenlemenin iç hukukumuzda yeri bulunmadığı gibi uluslararası hukuk ve hukukun evrensel ilkeleri bağlamında da koruma ve himaye görmesi söz konusu değildir.''

''LAİKLİK ÖZENLE KORUNMASI GEREKEN TEMEL KAZANIM''

[PAGE]



Başkan Birden, bu konunun Anayasa Mahkemesi'nin, Anayasa'nın 10 ve 42. maddelerinde yapılan değişikliği iptal eden kararında nihai olarak belirlendiğine işaret etti.

Birden, ''İnsan hak ve özgürlüklerinin temelini oluşturan, devletin farklı inanç ve felsefelerine eşit mesafede durmasını sağlayan, egemenliğin kaynağını millet iradesine bağlayan laiklik ilkesi Anayasa değişikliği çalışmalarında özenle korunması gereken temel kazanımlarımızın başında gelmektedir'' dedi.
DEĞİŞİKLİK TOPLUMSAL UZLAŞIYI KARŞILIYOR

Yargı bağımsızlığını tam anlamıyla güvence altına almamış, iktidarların keyfi güç kullanımını dengeleyen mekanizmalara yer vermemiş, hukukun evrensel ilkelerini referans almamış bir anayasanın, çağdaş ve demokratik bir anayasa olarak nitelendirilemeyeceğini dile getiren Birden, bu tespit ve değerlendirmeleri bağlamında son yapılan anayasa değişikliklerinin toplumsal uzlaşı ilkesini karşıladığını, aceleye getirilmeden kamuoyunun yeterli bilgi ve değerlendirmelerine sunulduğunu, hukuki ve teknik hiç bir eksikliğinin bulunmadığını söylemenin mümkün olmadığını ifade etti.

HAKLI ELEŞTİRİLER

Birden, ''Halk oylaması süreci devam ederken metin değişikliği yapma yoluna gidilmesi, değişikliklerin bir kısmının Anayasa Mahkemesince iptal edilmiş olması, Anayasa değişikliğinin görevdeki cumhurbaşkanı ve meclisin görev süresi bakımından etkisi ile yeniden cumhurbaşkanı seçilebilme imkanı ve sayısına ilişkin hususların hukuki tartışmalara açık bulunması, gündemdeki anayasa değişikliği çalışımları konusundaki eleştiri ve kaygıların ne derece haklı olduğunun en bariz göstergeleridir'' diye konuştu.

Anayasa değişikliğinin gündemde olduğu yönündeki açıklamalar karşısında daha önce dile getirdiklerini önerilerini ilgililerin bilgi ve değerlendirmelerine bir kez daha sunmayı Anayasal bir kurum olmanın görev ve sorumluluğu içinde gördüklerini bildiren Birden, ''Anayasal ve yasal değişiklik çalışmaları hakkında getirilen öneriler ve bu konuda yapılan açıklamalar, yasama organının faaliyet alanına bir müdahale olarak algılanmamalıdır. Açıklama, görüş ve önerilerimizin temelinde hukuk devletinin ve yargı bağımsızlığının aksayan ve eksik kalan kısımlarının düzeltilmesi amacından başka bir şey bulunmamaktadır'' dedi.

CUMHURBAŞKANININ YARGI İLE İLGİLİ YETKİSİ

[PAGE]



Mustafa Birden, Cumhurbaşkanı'nın 1982 Anayasası gereğince yüksek mahkemelerin oluşumuna doğrudan veya dolaylı olarak katıldığını ve bu konuda kapsamlı yetkilerle donatıldığını anımsattı.

Anayasa'nın 104. maddesinde cumhurbaşkanının yargı ile ilgili görev ve yetkilerinin sayıldığına işaret eden Birden, ''Bu durum Cumhurbaşkanı'na Anayasa'nın kendisine verdiği takdir yetkisi çerçevesinde yüksek yargı organ ve kurullarını ve bu kapsamda yargıyı biçimlendirme imkanı vermektedir'' dedi.

CUMHURBAŞKANININ YETKİLERİ HEP TARTIŞMA KONUSU

Türkiye'de Cumhurbaşkanının konumu, yetkileri ve seçiminin her zaman tartışma konusu olduğunu belirten Birden, ''Cumhurbaşkanının klasik parlamenter hükümet sisteminde olmaması gereken yetkilere sahip olduğu, güçlü ve etkili bir konumda bulunduğu, yetkilerinin yeniden gözden geçirilerek parlamenter hükümet sistemi ile uyumlu olacak şekilde azaltılması gerektiği, Cumhurbaşkanlarımız da dahil olmak üzere kamuoyunda sıklıkla gündeme getirilmiştir'' diye konuştu.

Cumhurbaşkanının, yapılan Anayasa değişikliği ile halk tarafından seçilmesi esasının benimsendiğini ifade eden Birden, şöyle devam etti:

CUMHURBAŞKANININ GÖREVLERİ SINIRLANDIRILMALI

''Yapılan değişiklik ile Cumhurbaşkanlığı makamına, siyasi partiler tarafından aday gösterilmesi yolu açılmış; Cumhurbaşkanının, parlamentoda, toplanma ve görüşme yeter sayısına ilişkin aranılan oran nedeniyle uzlaşı ile seçilmesi mecburiyeti sona erdirilmiştir. Tüm bu değişikliklerin sonucu olarak da Cumhurbaşkanının tarafsız ve siyasi partiler üstü konumda bulunmasına ilişkin gereklilik daha da esnetilmiş bulunmaktadır.

Yargı bağımsızlığının tam anlamıyla sağlanabilmesi için, yüksek mahkemelerin ve yargı kurullarının oluşumuna yönelik ilerleyen bölümlerde getireceğim öneriler de dikkate alınarak, Cumhurbaşkanının yargı erkine ilişkin görev ve yetkileri sınırlandırılmalı ve bu bağlamda Anayasanın 104'üncü maddesi yeniden düzenlenmelidir.''

Günün Önemli Haberleri