Danıştay'dan enerji içeceklerine veto
Abone olDanıştay, enerji içeceklerinin bileşiminde bulunan kafein, inositol, glukoronolaktin ve taurin miktarını artıran tebliğin ilgili maddelerinin yürürlüğünü durdurdu.
A.A muhabirinin aldığı bilgiye göre, Tüketici Hakları Derneği, 9
Mart 2004 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanan ''Türk Gıda Kodeksi
Enerji İçecekleri Tebliği''nin iptali ve halk sağlığı açısından
riskli olabileceğinden öncelikle 5/c ve 5/d maddesinin dava
sonuçlanıncaya kadar yürütülmesinin durdurulması istemiyle dava
açtı. Danıştay 10. Dairesi, davalı idareler Tarım ve Köyişleri
Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı'ndan savunma aldıktan sonra
yürütmenin durdurulması istemini karara bağladı. Daire, söz konusu
tebliğin 5/c ve 5/d maddelerinin yürütmesini oybirliği ile
durdurdu. Dairenin gerekçeli kararında, ''Redbul'' adlı enerji
içeceğinin ithalatçısı ve Türkiye yetkili ana dağıtıcısı olan S.O.E
Gıda Ürünleri Sanayi Ticaret Limitet Şirketi'nin, ''hiçbir bilimsel
araştırmaya, analize ve veriye dayanmadan enerji limitlerin
belirlendiği'' iddiasıyla, aynı konuya ilişkin 2002'de çıkarılan
tebliğin iptali istemiyle dava açtığı anımsatıldı. Kararda, bu
tebliğin iptal isteminin yine daireleri tarafından reddedildiği
belirtildi. Dava konusu tebliğ ile, 2002 tarihindeki tebliğin
yürürlükten kaldırılarak, enerji içecekleri konusunda tanımlar,
ambalajlama, etiketleme-işaretleme, depolama, numune alma, analiz
metotları, tescil ve denetim yönünden benzer düzenlemelere yer
verildiği kaydedildi. Yeni tebliğ ile enerji içeceklerindeki kafein
miktarının 150 mg/l'den 350 mg/l'ye, inositolün 100 mg/l'den 200
mg/l'ye, glukoronolaktin'in 20 mg/l'den 2 bin 500 mg/l'ye ve taurin
miktarının da 800 mg/l'den 4 bin mg/l'ye çıkarıldığı kaydedildi.
Davalı idarelerden bu oranların neden artırıldığının sorulduğu
kaydedilen Danıştay 10. Dairesi'nin kararında, şöyle devam edildi:
''İdareler ancak kamu yararı amacıyla hareket edebileceği,
amaçlanan kamu yararınınsa çoğu kez kanunlarla tayin ve tespit
edildiği, bu nedenle bu tür kanunlara dayalı düzenleyici
işlemlerin, ancak yasa koyucunun çerçevesini çizip, biçimlendirdiği
alanlarda ve ancak kanunda öngörülen kamu yararı amacıyla
hazırlanabileceği tartışmasızdır. Dava konusu düzenlemenin
dayanağı, yasal düzenlemelerde amaçlanan kamu yararı, gıda
maddelerinin asgari hijyen, kalite kriterleri ve özelliklerinin
belirlenerek, halk sağlığının korunmasıdır. Bu durum karşısında,
konuyla ilgili bir düzenleyici işlemin, ancak halk sağlığı
bakımından yeni bir zorunluluğun doğması veya dayanak yasal
düzenlemelerde değişiklik yapılması halinde yeniden düzenlenip,
hazırlanarak yürürlüğe konulabileceğinin kabulü gerekmektedir.''
''KAMU YARARINA UYGUN DEĞİL'' Dava konusu uyuşmazlıkta ise kamu
sağlığı ve düzeni anlamında hiçbir bilimsel veri ve gereklilik
gösterilmediğine işaret edilen kararda, ''Halk sağlığı açısından
ciddi riskler doğurabileceği yönünde bilimsel görüşler bulunduğu
halde, enerji içecekleri bileşiminde bulunan bu maddelerin
limitlerinin artırıldığı görülmektedir. Bu durumun, halk sağlığı
açısından dikkate alındığında, dayanak yasal düzenlemelerde
amaçlanan kamu yararına uygun olmadığı açıktır'' denildi. İrdelenen
kamu yararı doğrultusunda olası riskler dikkate alınarak Avrupa
Komisyonu Sağlık ve Tüketici Hakları Genel Müdürlüğü Gıda Bilim
Komitesi'nin 5 Mart 2003'teki tavsiye niteliğindeki görüşü ile
Codex Alimentarius Komisyonu'nca belirlenen azami limitler
karşısında bilimsel verilerle destekleyerek ve halk sağlığı
açısından tedbirli davranarak, halk sağlığını korumak amacıyla daha
aşağı limitlerin belirlenmesinin mümkün olduğuna işaret edilen
kararda, şunlar kaydedildi: ''Olumsuz bilimsel görüşlere karşın
Codex Alimentarius Komisyonu'nca belirlenen azami limitlerin olduğu
gibi kabulü gerektiği yolunda bir yoruma yol açacak açıklamalarla
düzenleme yapılmasının kabulüne olanak bulunmamaktadır. Önceki
tebliğin iptali istemiyle açılan dava üzerine, dairemizin verdiği
kararda da belirtildiği gibi, Avrupa Topluluğu-Türkiye Ortaklık
Konseyi'nin Gümrük Birliği'nin Son Döneminin Uygulamaya Konulmasına
İlişkin 22 Aralık 1995 tarih ve 1/95 sayılı kararın 8. maddesinin 1
numaralı fıkrasında yer alan 'Türkiye, bu kararın yürürlüğe giriş
tarihinden itibaren 5 yıl içinde ticaretin önündeki teknik
engellerin kaldırılması konusundaki Topluluk belgelerini, iç hukuk
sisteminin bünyesine dahil edecektir' hükmünün, enerji
içeceklerinin bileşimine ilişkin düzenlemeyle bir ilgisinin
olmaması ve kaldı ki anılan kararın 7. maddesine göre taraf
devletlerin insanların, hayvanların veya bitkilerin sağlığının
korunması amacıyla, ithalata, ihracata veya transit geçişe konu
mallara yasaklama getirebileceği yönündeki hüküm karşısında 1/95
sayılı Ortaklık Konseyi Kararı'ndan bir yükümlülükten de söz
edilemez.'' Danıştay 10. Dairesi'nin verdiği bu karara davalı Tarım
ve Köyişleri Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığı'nın itiraz hakkı
bulunuyor. İtirazı, bir üst kurul olarak Danıştay İdari Dava
Daireleri Genel Kurulu görüşecek.