Bu yazı bir durum
tespitidir!..
Karanlık (aslında göre çok belli) odaklardan programlanan bir
sapık gitti danıştayda cinayet
işledi.İkinci Daire Başkanı’nın canını aldı üyeleri yaraladı...Bu
sapık bu eylemi “Türban” uğruna
yaptığını söyledi ve tekbir getirerek
kaçmaya çalışırken yakalandı...
Baştan alalım...
Tetikçi robot ne yaptı bakalım...
Danıştay’a gitti ,tabancasını çekti...
Türbanı kurşunladı...
Ardından Hükümeti...
Ve tabii
Başbakan Erdoğan’ı..!
Hiç uzatmayalım ve konuyu
irdeleyelim...
Saldırı bir serinin devamıdır...
Eğer saldırı zincirinin tavanı Danıştay
baskını ise(öyle umalım) bir öncesi
dövizin durum,öncesi Cumhuriyet bombalanması,öncesi Arabistan’lı
demeçler,öncesi ,Rice ziyareti, Ahmedinecad temasları,öncesi,Irak sınırına asker
gönderme,öncesi ABD’nin Irak dayatmaları,öncesi para babalarının
malum derneği ile kavgalardır.
Ve dikkat ediniz..
Başbakan’ın söylemlerinde “Tek bayrak,tek
devlet” sloganı çerçevesinde bir duruş ortaya çıkmasından beri
kendisine “dışarıdan içeriden “ saldırılar hafiften
başlamıştır.
Ve ABD oyununun “bize kayıtsız şartsız
uyacaksın” dayatmasına bir karşı çıkış Washington’da değerlendirilince..!
Kısaca anlatıyorum..
Tayyip Erdoğan’ı devirmek için 2004
başından beri ,kapalı kapılar ardında toplantılar
yapılıyor..Türkiye’yi bloke eden para babaları bir nevi “Tapınak
şövalyeleri” vari bir araya
geliyorlar.Başbakan ,her dönemin büyük entrikacsı şu malum
hacıyatmaz patronun Londra’da kendi
aleyhine kimleri bir araya getirdiğini de biliyor..
Bu para babaları tabii ki işin içindaki
önemli piyonlardır.Onları devreye sokan o malum “Dış odak”lar
dır..
Yazdıklarım şaşırtmasın,iktidar yağdanlığı
gibi algılanmasın...Böyle algılanacak diye bir durum tespitinden geri durmak namussuzluk
diye kabul ediyorum..
Oynanan oyunu görmek lazımdır..
İç çatışmayı kaşıyacak nitelikte bir
organizasyona figuran olan siyaset
oyuncularını,doymak bilmez acenta sermayenin nasıl süreti haktan
maske ile tepemizde yeni oyunlar sergilediğini görmek lazım..
Uluslar arası sömürgecilerin kuşatmasını görmek lazım..
Şu ortalığın haline bakın...
Ünlü 28 Şubat’ın tosunları yeniden
“Atatürkçü esvapları” ile ortaya dökülmüş durumdalar...Şehit
cenazeleri musalla taşının üzerinde iken,hiç utanmadan PKK çetesini
koruma ve kollama görevi çerçevesinde
kalem oynatanlar. “Devlet elden gidiyor,Cumhuriyet saldırıya
uğruyor” diye yeniden üstlendirildikleri rollerini oynuyorlar.
Biunlar o “Şubat” ın ürünleridir ve o
dönemde seçilmişler,giydirilmiş kuşandırılmış,zenginleştirilmiş ve
sahaya sürülmüşlerdi. Patronları devleti soyarken bunlarda önlerine
atılan kırıntılarla
sebeplenmişlerdi..Cumhuriyetin bekçisi diye feryatlarla ortalığı
yırtarken inrsanların unutkanlığından
emindiler ve onlar asla Türkiye
Cumhuriyeti Devleti’nin bekçiliği için değil,patronlarının ellerine
tutuşturduğu yol haritası gereği oradaydılar...
Ve vatandaş rolü oynayanlar...
Parti bayraklı cenaze...
Bakanlar Cemil Çiçek,Gül ve Şener’e Aksu’ya
saldıranlar, Danıştay üyelerini kurşunlayan sapık serseriden daha
mı iyi bir gözle değerlendirilebilir?..
Demeçler?..
Danıştay Başkanı Hanımefendi
Tayip Erdoğan,saldırıdan sonra Danıştay’a “Tayyip Erdoğan” olarak değil,Türkiye
Cumhuriyeti Devleti Başbakan’ı olarak gitmişti..Danıştay Başkanı
hanımefendi’nin Devletin Başbakanı ile “savaş gerginliği” yaratmaya
hakkı var mıdır?..Ne demek karşılamamak?!.Nasıl olabilir de
böylesine önemli bir görevli,böylesine hassas bir tırmanışta
,olayın daha da işin içinden çıkılmaz bir yola yönlenmesine sebeb
olabilecek bir davranışta bulunmak?..
Ben diyorum ki aziz okuyucu...
Bu olayın içinde 28 Şubat’ın çakalları
cirit atıyor..Hani şu sonradan öğreniyoruz da “irtica var”
dümeniyle ,o malum generallerle postu memlekete serip hazineyi
soyup soğana çeviren irili ufaklı yamyam takımı ortalığa çıkmış
durumda..Ülkenin canını okuyan fosiller ellerini oğuştura oğuştura
iktidar hesapları yapıyorlar..
Bunları yeniden tepemizde
göreceğimize...
Ve aziz okuyucu bu saldırının fiziki bilgilerini
de arz edeceğiz,ipin ucunu görebilmek için...