Danıştay davasında şok ifadeler!
Abone olDanıştay 2. Dairesine silahlı saldırı olayının sanığı Alparslan Aslan'dan şok ifade
Danıştay 2. Dairesine silahlı saldırı ve Cumhuriyet Gazetesine
bomba atılması olaylarıyla ilgili olarak yargılanan Alparslan
Arslan, mahkemeye daha önce sunduğu mektubundaki iddialarını
tekrarlayarak, ''Cumhuriyet Gazetesine bomba atan ben değildim,
Mustafa Yücel Özbilgin'i de öldüren kesinlikle ben değildim''
dedi.
Danıştay 2. Daire üyeleri ve Cumhuriyet gazetesine yönelik
saldırılarla ilgili 7'si tutuklu 9 sanığın yargılanmasına Ankara
11. Ağır Ceza Mahkemesinde devam edildi. Mahkeme Başkanı Mehmet
Orhan Karadeniz, Danıştayda görevli personel Aynur Taslı, Cafer
Özbey ve Yılmaz Demir'in mazeret bildirerek duruşmadan önce ifade
vermek istediklerini belirttiklerini ve bu nedenle bu kişilerin
ifadelerinin duruşmadan önce alındığını açıkladı. Karadeniz, bu
kişilerin ifadelerini mahkemede okudu.
-DANIŞTAY PERSONELİNİN İFADELERİ-
Tanık Aynur Taslı, ifadesinde, olay günü düzgün giyimli bir kişinin
Danıştay 2. Dairesi Başkanını sorduğunu, kendisinin de müzakere
odasında toplantıda bulunduğunu belirtmesine rağmen bu kişinin
müzakere salonuna yönelerek, salonun kapı girişinden içeride
bulunanlara tek tek hedef alarak silahla ateş etmeye başladığını
anlattı.
Danıştay 2. Dairesinde görevli Cafer Özbek de müzakere salonunda
bulunan Daire Başkanı ve üyelerine çay götürdüğü sırada bir kişinin
kapıda belirdiğini ve içeridekilerin üzerine silahla ateş etmeye
başladığını ifade etti. Mustafa Yücel Özbilgin'in kendini korumak
için sandalyesini kaydırdığını, bu sırada da yaralandığını
gördüğünü belirten Özbek, elindeki çay tepsisini ateş eden kişiye
fırlattığını, bu kişinin üzerine atılarak engel olmaya çalıştığını
ancak başaramadığını kaydetti. Yılmaz Demir ise olaydan bir gün
önce Alparslan Arslan'ın olay yerine gelerek, başkanın odasının
kapısını zorladığını, daha sonra da oradan ayrıldığını
belirtti.
Sanık Alparslan Arslan'ın avukatı Ahmet Doğan bu sırada söz alarak,
ifadeleri okunan tanıkların duruşmada dinlenilmesini ve sanık
Arslan'ı teşhis etmelerini talep etti. Arslan da avukatının yaptığı
savunmaya katılarak, tanıkların mahkemede dinlenilmesini istedi.
Danıştayda görevli polis memuru Şenol Altan, olay günü saat 10.15
sıralarında danışma görevlisi Mahmut Cengiz'in uyarısı üzerine ek
binada bulunan 2. Daireye doğru gittiğini, bu sırada ana bina ile
ek bina arasındaki tünelde sanık Arslan ile karşılaştığını anlattı.
Arslan'a üç defa ''o tarafta bir problem mi var'' diye sorduğunu,
sanığın da kendisine gülümsediğini ifade eden Altan, temizlik
görevlilerinin uyarısı üzerine Arslan'ın kolundan tutuğunu, bu
sırada da Arslan'ın çantasından silah çıkardığını söyledi. Silahı
sanığın elinden almak için aralarında boğuşma yaşandığı sırada
tabancanın bir el ateş aldığını ifade eden Altan, çevreden
gelenlerle Arslan'ı etkisiz hale getirerek, polis odasına
götürdüklerini anlattı. Altan, 2. Dairedeki silahlı saldırı olayını
Arslan'ın kelepçeledikten sonra öğrendiklerini belirtti.
-''ALLAH'IN ASKERİ, OSMANLININ TORUNUYUM''-
Danıştay 8. Dairesi üyesi Atıl Üzergül'ün koruması polis memuru
Enver Akpolat da polis memuru Altan ve Arslan'ın boğuşması üzerine
olaya müdahale ettiğini, Arslan'ı etkisiz hale getirdikten sonra
polis odasına götürdüklerini anlattı. Akpolat, Arslan'ı polis
odasında yüz üstü yatırdığı sırada sanığın kendisine, ''elimi sıkma
ben Allah'ın askeri, Osmanlının torunuyum'' dediğini aktardı.
Kendisinden Arslan'ı teşhis edilmesi istenen Akpolat, kısa bir süre
duraksadıktan sonra Arslan'ı teşhis etti. Sanık Osman Yıldırım'ın
dinlenilmesini talep ettiği tanıklar yeğenleri Çetin Aksu ve Ercan
Yıldız da Yıldırım'ın dayıları olduğunu ve yaklaşık 10 yıldır
görüşmediklerini söylediler. Yıldız, dayısı Yıldırım'ı Ankara'ya
geldiğini görmüş olsaydı yaşanan olaylara karışmasını
engelleyebileceğini ifade etti.
Yıldırım'ın avukatı Ertuğrul Demirel, tanıklara soru sorarak,
Yıldırım'ın sosyal hayatı ve dini yaşamı hakkında bildiklerini
anlatmalarını istedi. Mahkeme Başkanı Karadeniz, bu sorunun
üzerine, ''Ne yapacaksın dini hayatını? Para ile imanın kimde
olduğu bilinmez'' dedi. Karadeniz, tanık Yıldız'a, ''Osman
Yıldırım, camide namaz mı kılıyor, barlarda mı geziyor'' diyerek
soruyu yöneltti. Tanık Ercan Yıldız da ''Dini, imanı çok kuvvetli
değil, kuvvetli olduğun sanmıyorum. Namaz kıldığını bilmiyorum,
umumiyetle barlarda gezer'' diye yanıt verdi. Osman Yıldırım, tanık
ifadelerine katıldığını ancak, Ercan Yıldız'ın ''dayımı görseydim
olaylara karışmasını engellerdim'' şeklindeki ifadesine
katılmadığını, kendisinin dava konusu olaylarda katılmadığını
savundu.
-ARSLAN'DAN MAHKEMEYE MEKTUP-
Karadeniz, sanık Alparslan Arslan'ın mahkemeye mektup gönderdiğini
ancak mektupta cezaevi kaydı bulunmadığını belirterek, bu duruma
açıklık getirmesini istedi. Arslan da mektubu, imzalı dilekçesiyle
birlikte cezaevi yönetimi aracılığıyla gönderdiğini, cezaevi
idaresinin mektuba neden kayıt düşmediğini bilmediğini söyledi.
Karadeniz, mektup da ''Cumhuriyet Gazetesine atılan 3 bombayı atan
ben değildim, Mustafa Yücel Özbilgin'i de öldüren kesinlikle ben
değildim'' yazıldığını ifade ederek, Arslan'dan mektupta
yazılanların kendisine ait olup olmadığını sordu. Sanık Arslan ise
mektuptaki ifadelerin doğru olduğunu belirterek, ''Cumhuriyet
Gazetesine bomba atan ve saldırıda Yücel Özbilgin'i öldüren ben
değildim'' dedi. Sanık Tekin Irşi'nin avukatı Atılgan Göymen,
Arslan'a müvekkili ile ilişkisi olup olmadığını ve dava konusu
olayları daha önce konuşup konuşmadıklarını sordu.
-''ANAYASAL DÜZENİN NE OLDUĞUNU BİLMEYEN BİRİ...''-
Avukat Göymen, müvekkili Irşi'nin Ankara'ya gelmediğini, yaşam
şartları itibariyle de muhafazakar bir grup ile hareket etmesinin
anlamsız olduğunu öne sürdü. Göymen, ''Anayasal düzenin ne olduğunu
bile bilmeyen birinin, Anayasal düzeni değiştirmek için eylemde
bulunması düşünülemez'' diye konuştu. Mahkeme Başkanı Karadeniz de
gülümseyerek, ''Olsa bile söyler mi'' dedi.
Karadeniz'in sözleri üzerine gülümseyen Alparslan Arslan, Irşi ile
yapılan eylemleri daha önce konuşmadığını, bilgisinin bulunmadığını
ifade etti. Sanık Süleyman Esen'in avukatı Mehmet Ener, müvekkili
ile ilgili iddia makamının herhangi bir maddi delil öne
sürmediğini, müvekkilinin Arslan'ın daha sonra reddettiği ifadeleri
sonucu yargılandığını belirterek, tahliyesine karar verilmesini
istedi. Diğer sanık avukatları da müvekkilleri yönünden dava
dosyasında maddi hiçbir delil bulunmadığını ileri sürerek,
müvekkillerinin tahliyesine karar verilesini talep etti.
Cumhuriyet Savcısı Salim Demirci de Arslan'ın avukatı Ahmet
Doğan'ın soruşturmanın genişletilmesi isteğinin reddini ve sanık
avukatları tarafınca dinlenmesi istenen tanıkların, davanın esasına
etki etmeyeceği gerekçesiyle mahkemece dinlenmemesine karar
verilmesini talep etti. Demirci, sanıkların tutukluluk halinin
devamını istedi.
Mahkeme Başkanı Karadeniz, yazılı ifadeleri okunan Aynur Taslı,
Cafer Özbey ve Yılmaz Demir'in mahkemede tekrar dinlenilmelerine
gerek olmadığını ve diğer bazı kamu tanıklarının da dinlenmesinden
vazgeçildiğini açıkladı. Karadeniz ayrıca, soruşturmanın
genişletilmesi taleplerinin reddine ve esas hakkındaki mütalaasını
hazırlaması için dava dosyasının cumhuriyet savcısına
gönderilmesine karar verdi. Sanıkların tutukluluk hallerinin
devamına karar verildiğini de açıklayan Karadeniz, duruşmanın 23
Kasım 2006 Perşembe gününe bırakıldığını belirtti.
-''YÜZÜNE BAKTIM, YAPMADIĞINA EMİNİM''
Bu arada duruşmanın ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan
Arslan'ın babası İdris Arslan, cezaevinde görüştüğü oğlunun olayı
kendisinin yapmadığını söylediğini ifade etti. Danıştayda
yakalanmasının, saldırıyı oğlunun gerçekleştirdiği anlamına
gelmediğini iddia eden İdris Arslan, ''Görüşmemizde 'Baba ben
yapmadım' dedi. Yüzüne baktım, yapmadığına eminim'' diye
konuştu.