DANIŞTAY BAŞKANI’NDAN ANAYASA AÇIKLAMASI
Abone olDanıştay Başkanı Hüseyin Karakullukçu, “İnsanımızın daha özgürlükçü, adil ve iyi işleyen bir anayasaya sahip olmasının zamanının geldiğini d...
Danıştay Başkanı Hüseyin Karakullukçu, “İnsanımızın daha
özgürlükçü, adil ve iyi işleyen bir anayasaya sahip olmasının
zamanının geldiğini düşünüyoruz. Bunun ülkemizin uygar dünya ile
bütünleşmesi adına büyük bir adım olduğunu biliyoruz” dedi.
‘Danıştay’ın 145. kuruluş yıl dönümü ve İdari Yargı Günü’
düzenlenen törenle kutlanıyor. Danıştay konferans salonunda
gerçekleştirilen programa, TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Anayasa
Başkanı Haşim Kılıç, Yargıtay Başkanı Ali Alkan, Danıştay Başkanı
Hüseyin Karakullukçu, Adalet Bakanı Sadullah Ergin, CHP Genel
Başkan Yardımcısı Adnan Keskin, yüksek yargı mensupları ve çok
sayıda davetli katıldı. Danıştay Başkanı Karakullukçu, davetlileri
kapıda karşıladı.
Törenin açılış konuşmasını yapan Danıştay Başkanı Hüseyin
Karakullukçu, anayasaların, bireylerin kendi adlarına güç
kullanacak olan, devleti kuran, devlete verilecek yetkiler ile
devletin sınırlarını belirleyen ve devletin gücü karşısında insan
haklarını koruyan temel metinler olduğunu belirterek, “İnsanımızın
daha özgürlükçü, adil ve iyi işleyen bir anayasaya sahip olmaları
zamanının geldiğini düşünüyoruz. Bunun ülkemizin uygar dünya ile
bütünleşmesi adına büyük bir adım olduğunu biliyoruz” diye
konuştu.
Anayasa koyucu olan TBMM ve milletin bizzat kendisinin, mevcut
anayasayla bağlı olmaksızın, yeni bir anaysa yapmaya yetkili
olduğunu söyleyen Karakullukçu, devlet hizmetlerinin hangi
kurumlarla yetkin bir şekilde sunulacağına nihai olarak anayasa
koyucunun karar verdiğini hatırlattı. Bu kapsamda, yargı
hizmetlerinin yeniden kurulması ve teşkilat yapısının
belirlenmesinde anayasa koyucunun takdirinin söz konusu olduğunu
ifade eden Karakullukçu, “Yargıda reform yapılması gerektiği bir
sır değildir. Bizim de bu konuda önerdiğimiz değişiklikler vardır.
Artık Danıştay ve Yargıtay’ın birer içtihat mahkemesi haline
getirilmesi, dosya baskısından kurtarılması, yeknesak, tutarlı ve
ilkesel karar vermesine olanak sağlaması gerekir. Bu yönde atılacak
adımları öncelikle Danıştay destek verecektir” şeklinde
konuştu.
Bununla birlikte, yargının bir bütün olarak yargısal reforma tabi
tutulmada, sadece yüksek yargı olanaklarının birleştirilmesinin,
olumlu sonuç vermeyeceğini savunan Karakullukçu, “Bunun olması
halinde, tek yüksek yargı organı bünyesinde farklı usul hükümler,
hukuk gelenekleri ve içtihatlar doğacaktır. Bu suretle yargının
mevcut sorunları daha da derinleşecek, karmaşık ve idamesi zor
hantal bir yapı ortaya çıkacaktır. İfade etmek istiyorum ki, bir
ülkede idari yargı rejiminin bulunması insan haklarının
korunmasına, hukukun yükümlülüğünün gelişmesine ve daha adil karar
verilmesine katkı sunmaktadır” dedi.
Danıştay’ın, istisnalar hariç tüm medeni toplumlarda var olduğuna
ve doğru bir şekilde işlediğine dikkati çeken Karakullukçu, “İnsan
haklarına ve hukukun üstünlüğüne önem verildiği bir devlet
işleyişinde Danıştay’ın zorunlu olduğu kanaatindeyiz. Ülkemiz
bakımdan sorun, Fransa ve Almanya’nın yaptığı reformların halen
bizde hayata geçirilememesinden kaynaklanmaktadır. Benzer şekilde,
yeniden tartışmaya açılan Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’na
Danıştay ve Yargıtay’dan üye gönderilmesine son verilmesi
kanaatimizce doğru olmayacaktır” diye konuştu.
Karakullukçu, “Yüksek yargı organlarından kurula üye seçilmesi, her
şeyden önce kurulun bağımsızlığına, etkinliğine ve genelliğine
katkı sunmaktadır. Bu uygulamaya son verilmesi halinde yüksek yargı
organları ile ilk derece mahkemeleri arasındaki eş güdüm ve ortak
çalışma kültürü zayıflayacaktır” açıklamasında bulundu.
(İHA)